AB'nin Gürcistan Büyükelçisi Pawel Herczynski, Tiflis'teki bir etkinlikte, "Maalesef Gürcistan'ın AB'ye katılım süreci şimdilik durdurulmuştur." ifadesini kullandı. Bu kararın, "yabancı etkinin şeffaflığı" yasasını yürürlüğe girmesinin hemen ardından gelmesi dikkati çekti. Ayrıca AB, Gürcistan ordusuna yönelik 2024 için 30 milyon avroluk mali yardımı da dondururken, ABD de bazı yaptırımlar açıkladı.
Batılı devletlerin bu kararları Güney Kafkasya ülkesi Gürcistan ile Avrupa ülkeleri arısında soğuk hava estirdi. Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, AB ve ABD'nin bu tavrını, Tiflis hükümetinin "Avrupa ve Batı karşıtı söylem ve eylemlerine bir yanıt" olarak değerlendirdi. Yabancı etkinin şeffaflığı tasarısının yasalaşma sürecinde Tiflis meydanları protestolara sahne olurken AB'nin kararı sonrası siyasi tartışmalar başladı.
"Batı'nın 'vaat' mekanizması devreye girdi"
Gürcistan Strateji ve Uluslararası İlişkiler Araştırma Vakfı Avrupa Çalışmaları Merkezi Direktörü Kakha Gogolaşvili, "yabancı etkinin şeffaflığı" yasasıyla ilgili AB'li yetkililer gibi düşünenlerden. Yasayla ülkede otoriter bir yapının oluşabileceğine ilişkin endişesini dile getiren Gogolaşvili, ABD, Kanada ve bazı Batı ülkelerinde benzer isme sahip yasaların yürürlükte olduğunu ama Gürcistan'daki yasanın içeriği ve amacının daha çok Rus yasasına benzediğini ileri sürdü. Gogolaşvili, "Gürcistan'da kabul edilen yasa daha çok Rus tipolojisinde. Bu yüzden buna 'Rus kanunu' diyorlar. Bu yasanın uygulanmasındaki amaç ve yaklaşımlar aynıdır." dedi.
Yasanın yürürlüğe girmesiyle Batı'nın vaat mekanizmasının devreye girdiğini belirten Gogolaşvili, hükümete yönelik tepkilerle ilgili ekim ayında yapılacak parlamento seçiminin gösterge olacağını ifade etti. Gogolaşvili, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Yakında Gürcistan'da genel seçimler olacak. Onlar (Batı) halkın bu seçimlerde ne karar vereceğine bakıyor. Batı, Gürcistan'da halkın bu yasaya karşı çıktığını görmeseydi belki de Gürcistan'la olan tüm ilişkileri tamamen gözden geçirmeye karar verecekti. Yani halk yasaya karşı çıkmasaydı, Batı sadece Gürcistan'ın AB'ye katılım sürecini değil, Gürcistan'ın AB ile entegrasyonu sürecini tamamen durdurabilirdi."
"Yasa kimse için tehdit oluşturmuyor"
Gürcü siyaset uzmanı Zaal Anjaparidze, "yabancı etkinin şeffaflığı" yasasının, yurt dışından finansman alan Gürcü kuruluşların daha açık ve şeffaf faaliyet gösterebilmeleri için onaylandığını söyledi.Yasanın, kimseye tehdit oluşturmadığını kaydeden Anjaparidze, "Bu yasayı okudum. Ben de ona eleştirel gözle bakmaya çalıştım ancak bu yasanın sivil sektör ve ülke dışından finansman sağlanan medya kuruluşları için varoluşsal bir tehdit oluşturmadığına inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Anjaparidze, hükümetin, yasadaki bazı terimler veya maddelerinde değişiklik yapmaya hazır olduğunu defalarca belirtmesine rağmen yasa karşıtı sivil toplum kuruluşu (STK), siyasetçiler veya Batı ülkelerindeki yetkililerin bu konudaki tartışmalara katılmadığını kaydetti. ABD ve AB'nin, Gürcistan'da söz konusu yasanın yürürlüğe girmesine verdiği tepki ve ardından bu yönde verdikleri kararlarına değinen Anjaparidze, "Burada Batı'dan gelen bir çifte standart olduğu gerçeğinden kaçamayız ama bunu da ayrıca tartışmamız gerekiyor." diye konuştu.
AB'nin, Gürcistan Silahlı Kuvvetlerine sağlayacağı 30 milyon avroluk mali yardımı askıya alıp ülkedeki STK'lerin kullanımına vermesine işaret eden Anjaparidze, Batı'nın son dönemlerde Tiflis hükümetine karşı kararlar verdiğini dile getirdi.Anjaparidze, "Batı'nın son dönemde attığı adımlar, (iktidar partisi) Gürcü Hayali'nin iktidarda kalmasının kendileri için sorun olduğunu gösteriyor." yorumunu yaptı.
Batı'nın, Gürcistan hükümetini ekim sonunda yapılacak genel seçimlere kadar "zayıflatmak" istediğini savunan Anjaparidze, "Batı'nın bu 'cezalandırma' tedbirlerinin, parlamento seçimleri öncesinde Gürcü Hayali partisinin pozisyonlarını mümkün olduğunca zayıflatmaya hizmet ettiğini düşünüyorum." dedi.
"Yabancı etkinin şeffaflığı" yasasının ardından AB-Gürcistan ilişkileri
"Yabancı etkinin şeffaflığı" yasa tasarısının nisanda Parlamento'ya sunulmasının ardından Gürcistan'da gösteriler başlamıştı. Yasal düzenleme, fonlarının yüzde 20'sinden fazlasını yurt dışından alan Gürcistan'daki kuruluşların "yabancı bir gücün çıkarlarını gözeten organizasyon" olarak kaydolmalarını, aksi halde para cezalarıyla karşı karşıya kalmalarını öngörüyordu.
İktidardaki Gürcü Hayali Partisinin nisanda sunduğu ve Parlamento'da 14 Mayıs'ta yapılan oylamada kabul edilen yasa tasarısı, 18 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili tarafından veto edilmişti. Tasarının, 28 Mayıs'ta yapılan oylamada 4'e karşı 84 oyla tekrar kabul edilmesiyle Zurabişvili'nin vetosu aşılmıştı. AB-Gürcistan arasındaki ilişkileri de bu yasasının yürürlüğe girmesiyle gerilmiş, AB yetkilileri yasanın geri çekilmesi için birçok kez çağrı yapmıştı.