CHP Bayraklı Belediyesi Meclis Üyesi Haydar Özkan, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Depremzedeler için sağlanan kredi imkanlarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Özkan, İzmir depremzedelerinin yaşadığı mağduriyetin nedeninin İzmir’e yönelik bakış açısı olduğunu vurguladı.
“İzmir Depremi’nden bu yana 47 ay geçti”
30 Ekim 2020 İzmir Depremi'nden bu yana 47 ay geçti. Ancak fazla yol alamadık diyen Özkan, “79 bin 270 adet bağımsız bölümün orta ve az hasarlı olduğu bir İzmir depremi yaşamıştık. Bu devletin verileri. Devletimiz Bayraklı bölgesinde yedi adet proje geliştirdi ve burada yaklaşık 1700 civarında konut yaptı. Rezerv alan dediğimiz, şehir hastanesinin bulunduğu yerde ise yaklaşık 3654 konut yaptı ve bu konuyla ilgili her şey çözüldü olarak görüldü. Yani, ağır hasarlı olanlar depremzede olarak kabul ediliyor, ancak orta hasarlı olanlar depremzede sayılmıyor. Hükümetimizin yetkilileri, 'Elimizden geleni yaptık' dediler. Fakat göz ardı edilen bir şey var. Bayraklı bölgesinin zemini çok iyi değil. Eski Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, şimdiki adıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve belediyeler, buralara oturma izni vermiş. Herkes burada evini yapmış ama zemin o kadar kötü ki, o dönemin teknolojisine göre evlerini inşa etmişler. Dört yıl içinde devletimizin yaptığı konutlar dışında başka bir konut yapılmadı" dedi.
“Bu mağduriyetin sebebi İzmir’e bakış açıcı”
Dünya Bankası Fonu ile ilgili konuşan Özkan; “Bu kredi, İzmir depremi olmadan önce bakanlık tarafından geliştirilmiş bir kredi. Beş ille ilgili bir kredi bu: Manisa, İzmir, Kahramanmaraş, Tekirdağ ve İstanbul. Daha deprem olmadan, bu kentleri yenileyelim şeklinde yapılmış bir çalışma. Bu kredi devletimizin hesabında, Dünya Bankası tarafından verilen bir kredi. Bu illerde kullanılmak zorunda olan bir para bu. 0,69 faiz oranıyla 180 ay, yani 15 yıl kullanılabilecek. Maalesef şu ana kadar konutlarını yaptırmış olanlar veya başlamış olanlar bu krediden yararlanamayacaklar. 17 Mart 2023'te Cumhurbaşkanımızın onayladığı, 0,79 faizle 1 milyon 250 bin liralık bir kredi vardı. Bundan sadece bir apartmanımız yararlanabildi. 24 Nisan 2023 tarihinde Bakanlığın 'yarısı bizden yarısı sizden' kampanyası sadece İstanbul için geçerli oldu. 6 Şubat depreminde herkes bir şeyler söyledi ama İzmir depremini unuttular. Biz, şimdi evlerini yaptıramayan, başkalarının evlerinde kirada oturmak zorunda kalan İzmir depremzedeleriyiz. Unutmayın, biz de depremzedeyiz. Bu mağduriyetlerin sebebi, İzmir'e bakış açısı” diye konuştu.
“Adalet mahallesinde imar çalışması mahkemeden döndü”
Bayraklı Belediyemiz, Adalet Mahallesi'ndeki sorunlarla ilgili bir çalışma yapıyor diyen Özkan, “Bu çalışma, Adalet Mahallesi’nin tamamı için bir imar çalışması. Ancak bu imar çalışması mahkemeden dönüyor. Orada evi hasar görmüş depremzedelerimiz, evini yaptırmak için Dünya Bankası kredisini kullanmaktan korkuyorlar. Ekstra bir çalışma yapılamıyor; mahkemenin sonucu bekleniyor. Bu yüzden Adalet Mahallesi sakinleri, maalesef belediyeden şu anda imar durumu da alamıyorlar, işlerine başlayamıyorlar. Böyle bir sıkıntı var” dedi.
“İçim rahat…”
Özkan, “Şimdi bizim burada 117 tane can kaybımız oldu. Sorumlu kim oldu? Ölenler oldu. Ölenlerin aileleri, ağıtla, figanla onları anmakla geçiriyor zamanlarını. Kimin umurunda? Hiç kimsenin. Mahkemeleri görüyorsunuz, mahkemelerin nasıl sonuçlandığını görüyorsunuz. Bir tane sorumlu var mı? Burada en içi rahat olan kişi ben olacağım, çünkü bağırıyorum, çağırıyorum. Beni sevmiyorlar. Çok ilginçtir; Cumhuriyet Halk Partisi'nin belediye meclis üyesiyim. Hem Cumhuriyet Halk Partisi hem de AK Parti bana karşı tavırlı. Hiç kimse doğru söyleyeni istemiyor” dedi.
“Beni siyasi çıkarcılıkla suçladılar””
Siyasette olmanın işleri kolaylaştırmadığını da söyleyen Özkan, “Konuşunca üzülüyorum, çünkü üzüyorlar. Yani siyasete girmeden önce her şey daha kolaydı. Siyasete girdiğim için şimdi taraf olarak belirlendim. 'Nasılsa bizim taraf' diye düşünüyorlar. AK Parti tarafı da 'Nasılsa o taraf' diyor. Oysaki tarafsızken işler daha kolaydı, daha çok muhatap bulabiliyordum. Şu anda en kötü adam benim. CHP’liler, az önce bahsettiğim gibi, 'Bize zarar veriyor' diye konuşuyor. AK Partililer ise 'Bu adam ne konuşuyor?' diyor, beni siyasi çıkarcılıkla suçluyor. AK Parti bana teklifte bulundu. Teklif edeni de söylerim, kimin yanında teklif edildiğini de söylerim. Yanındakileri açıklarım, o zaman bu konuyu konuşan arkadaşlar utanırlar. Kapalı kapıların arkasında konuşulanları burada söylemeyeyim. Bu arada Cumhuriyet Halk Partisi’nde de beni 'örgütten gelmeyen adam' olarak görüp kötü gözle bakanlar var. Yani ben zaten siyasetçi değilim ki, depremzede dernek başkanıydım. Buraya da işler daha kolay gitsin diye itildim, siyasetin içerisine girdim” dedi.