"Çocukluktan dost" Müjdat Gezen ve Savaş Dinçel’in ortak sevdalarıydı tiyatro ve mizah!
Savaş Dinçel’in iki özelliği daha vardı Gezen’den farklı;
“İstanbul Erkek Liseli’ydi (Gezen Vefalı’dır), diğeri ise Çizmek!’’
Karikatüristti Dinçel!
Müjdat Gezen çizgi roman okuyarak dinlenirdi.
İfadesi ile "Tommiks, Teksas, Zagor filan elinden düşmezdi."
Yine bir Anadolu turnesi dönüşü eşine;
‘’Korkunç bir şey keşfettim. Resimli bilimsel kitap yazacağım’’ dedi.
Eşi; ‘’Geç kaldın. Marks/Lenin/Manifesto; 2 yıl oldu çizgili çıkalı!’’ karşılığını verdiyse de umudunu yitirmedi Usta…
***
Sanatçı, 1977’de Moskova’da Nâzım’ın mezarını ziyaret etti. Dönüşte de
‘’Çizgiyle Dünya Şairi’nin yaşamını kitaplaştırma’’ fikrini ‘’kafasına/çizgisine/fırçasına’’ güvendiği Savaş Dinçel’e açtı. Dinçel de hayrandı şaire, kabul etti öneriyi.
Şimdiki teknoloji olmasa da "elişi ödevi yapar" gibi, fotoğrafları kesip biçip yapıştırarak -yedi ayda- Gezen’in yazdıklarını resimleştirdi. Kitap basıldı...
İşte bundan sonrası enteresandır...
***
Aradan beş yıl geçer.
12 Eylül Faşist Cuntası işbaşındadır...
Savaş Dinçel çalıştığı ve çok sevdiği İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan sıkıyönetimce atılır! Ardından Müjdat Gezen ile, “Çizgilerle Nâzım Hikmet’’ kitabıyla “Komünizm propagandası yapmakla’’ suçlanıp tutuklanır. 21 yıla kadar hapis istemiyle dava açılır haklarında. 3 Haziran 1983′te mahkemeye,‘’zincirlenerek’’götürülürler.
Hem de o dönem zorunlu ‘’tek tip’’ giysileri ile! İki dost bileklerindeki “sevk zincirlerini’’ gizlemez. Aksine görünmesi için kollarını öne doğru çıkarır. Bu fotoğraf da bütün gazetelerin birinci sayfalarını süsler(!) “Yürekli bir yargıç’’, beraat ettirir onları!..
***
12 yıl sonra Nâzım Hikmet Vakfı yöneticileri Rutkay Aziz ve Tarık Akan; kitabı basmak ister. Savaş Dinçel, “Kitabı renklendireceğim’’ der...
Artık bilgisayar yaşamımızdadır çünkü... “Büyük Şairlik’ten ölümsüzlüğe geçişinin 44. Yılında’’ Nâzım Hikmet’i ‘’daha renkli’’ anlatmaya yardımcı olacak yapıt ortaya çıkar!
Müjdat Gezen önsözünde şöyle yazmıştır kitabın:
“Savaş ve ben, Nâzım’ın yaşamındaki birçok olaya mizahçı gözüyle baktık. ‘Güle güle’ okuyun bu kitabı ve Nâzım’ın ne denli güzel bir Dünya İnsanı olduğunu bir kez daha görün gözlerinizle!’’
***
Savaş Dinçel; bir ömür tiyatro demekti.Oyunculuğa, yönetmenliğe yıllarını verdi.
“...İsterse sanat karın doyurmasın. Yemek sanatkara eyi değildir. Aç ayı oynamazsa oynamasın. Bir sanatkar asla ayı değildir…” sözleri, sanat anlayışını aktarır.
"Bizler artık yokuz, seyircilerimizde kalmadı ama repliklerimiz sabaha kadar fısıldaşır dururlar sahnede.Gün ağarır, temizlikçiler gelir,replikler yerlerine kaçışır, perde!" der.
Gariptir, şöhreti tv dizisi "Ekmek Teknesi"ndeki "Nusret Baba" karakteriyle yakaladı.
Yine "Hatırla Sevgili "de de "İsmet Paşa" yı canlandırdı."Bizimkiler" dizisinde de çok sevildi.1998'de TRT'nin çektiği "Cumhuriyet" filminde Rutkay Aziz, Hülya Aksular, Dolunay Soysert, Yeşim Alıç, Ayda Aksel, Kenan Bal, Kenan Işık ve Macide Tanır gibi isimlerle yer aldı. 90'larda en fazla gişe yapan filmlerden biridir."Cumhuriyet"...
****
Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Mehmet Esen bakın neler yazmıştır ardından?
"Savaş Dinçel her gün anılacak adamdır. Sizler tiyatroda dizide filmde tanımadığınız bir genç oyuncuyu kendinize yakın hisseder seversiniz ya. İşte o oyuncunun ya hocasıdır Savaş Dinçel ya feyz aldığı bir aktördür. Savaş Dinçel sahnede duru bir su gibi akar, büyülenir susarsın...”
****
16 yıl önce Savaş Dinçel rahatsızlandı,can dostu Müjdat Gezen’in kollarında yaşama veda etti... Usumuza da Nâzım Babalı bu öyküyle “anıvermek’’ geldi onu!
Çok sevdikleri dostları Aziz Nesin tümcesini anımsayarak:
'’Bu Dünya’yı bir daha göremem belki ama bu Dünya beni hep görecek!..’’
Bugün günlerden Savaş Dinçel, hasretle...