ALPEREN ÖZDEMİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Ekim ayı olağan meclis toplantısının üçüncü oturumu Meclis Başkanvekili Altan İnanç idaresinde gerçekleştirildi. 

Aydemir 'mazeretsiz' kabul edildi

Meclis Başkan Vekili Altan İnanç, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde toplantıya katılmayan üyelerin mazeretlerinin görüşülmesi kısmında, geçtiğimiz günlerde skandal sözleriyle tartışmalara neden olan, partisi tarafından kesin ihraç talebiyle disipline sevk edilen ardından partisinden istifa eden AK Parti Bayraklı Belediye Meclis Üyesi Latif Aydemir'in 'mazeretsiz' kabul edilmesini oylamaya sundu, oy birliğiyle kabul edildi. Aydemir, arka arkaya üç birleşim günü veya bir yıl içinde yapılan toplantıların yarısına katılmazsa, savunması alındıktan sonra tam üye sayısının salt çoğunluğu da onaylarsa meclis üyeliği düşecek.

Toplantıda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında kültürel miras alanlarının korunması için ortak çalışma yürütülmesine dair protokol önergesi tartışmalara yol açtı. Protokolün amacı, kültürel mirasın korunmasında yöntem ve dil birliği oluşturarak süreklilik sağlayacak bir model geliştirmek ve bu modeli yaygınlaştırmak olarak belirlendi. Önerge, AK Parti’nin ret oylarına karşılık CHP’nin kabul oylarıyla oy çokluğuyla meclisten geçti.

"Hakaret olarak görüyoruz"

Gündem maddesiyle ilgili söz alan AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, "Böyle bir maddeyi görünce inanmak istemedim. Böyle bir kararın alınması sadece bu meclise değil İzmir'deki 9 üniversitemize, bilim insanlarına, tüm hocalarımıza hakaret olarak gördüm bunu. Geçenlerde Genel Başkan Yardımcımız Hamza Dağ’ın da güzel bir sözü vardı. İzmir, İstanbul’un 40’ıncı ilçesi olma yolunda diye. 157 yıllık İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ben bunu yakıştıramıyorum. Ben ve grubumuz, İzmir’deki bilim insanlarına ve üniversitemize hakaret olarak görürüz. Bizim düşüncemiz, bu protokolü iade edelim" dedi.

"İstanbul'un 40'ıncı ilçesi demek haksızlık"

CHP’li Meclis Üyesi Ahmet Cemil Balyeli ise, "Konu hukuk komisyonuna sevk edildi ve Hüsnü Bey’in okumadığı çok açık. O sadece siyasi bir şey demek için söz aldı. Burada sadece kültürel mirasın korunması için bir konu var. Böyle bir protokole niye karşı çıkılıyor? İzmir’in İstanbul’un 40’ıncı ilçesi demek, protokole ve protokolü hazırlayanlara haksızlık olur. Ben kaygılarının farklı olduğunu düşünüyorum" dedi.

"Deneyimli ekiplerden destek almamız son derece yerinde"

CHP’li Meclis Üyesi İpek Kul, deneyimli ekiplerden alınacak desteğin önemini vurgulayarak, "'İBB miras projesi’nin nasıl bir proje olduğunu ve belediyemiz için neden gerekli olduğunu aydınlatmakta fayda var. Örnekle açıklama gerekirse, kapıları yaklaşık 35 yıldır kapalı olan, Osmanlı devletinin İstanbul’a ilk imzası olan Anadolu Hisarı, 'İBB mirası projesi’ sayesinde halkımıza kapılarını açtı. Bu anlamda çok değerli çalışmaları var. İzmir’imizin de aynı şekilde, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’a söylediği gibi, bir açık hava müzesi olma özelliği söz konusudur. Bu anlamda, 2019 yılında başlayan ve devam eden projelerde deneyim kazanan ekiplerden destek almamız son derece yerindedir. İzmir’imiz için yaşatılacak olan kültürel mirasın korunması anlamında önem arz etmektedir. Bu anlamda İzmir’imize şimdiden hayırlı olmasını temenni ederim" ifadelerini kullandı.

"İstanbul denilince korku konusu oluyor"

CHP’li Meclis Üyesi Rıfat Özer ise, "Protokol, ikinci maddede zaten amacını belirtiyor. Bunun İzmir'deki üniversitelere hakaret olduğu yönünde bir şey var mı? Yok. Bu sadece konuşma yapmak için yapılmış bir konu. Belediyemizin başarılı çalışmaları sonrası daralan muhalefeti genişletmek için yapılan bir konuşma. Elimizdeki sözleşme masum bir sözleşme. Bunu getirip hakaretle özdeşleştirmek yakışık almadı. İstanbul bir dünya şehri. İstanbul'un ismi çok büyük. Bunu duyan bazıları toplu iğne yemiş gibi oluyor. Oysa bu masum bir sözleşme. Karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma var. İstanbul denilince bir korku konusu oluyor. Bu, İstanbul Sözleşmesi gibi korkunç bir sözleşme değil," dedi.

"Süslü cümlelerle anlatılıyor"

AK Parti Grup Sözcüsü Nail Kocabaş da konunun farklı olduğunu belirterek, "Hukuk komisyonu üyesi 3 meclis üyesi konuştu. Bizim arkadaşların sadece konuşmak için konuştuğunu söyledi. Ancak üçüncü kez toplayınca hepsi aynı şeyi söyledi. İpek Hanım’ın sözlerinin içi boş sözlerdi. İstanbul’daki 4 yıllık deneyim, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde çalışanları yetersiz olarak göstermek demektir. İzmir'de bilim insanları yetkili merci değilmiş gibi konu İstanbul olunca Ekrem Başkan olunca yaptıkları süslü cümlelerle anlatılıyor. Bunların ne amaçla yapıldığını, fuar açılışında nasıl alkışların koptuğunu görmek. Burada bu hazirun bunları yemiyor" dedi.

Whatsapp Image 2024 10 18 At 18.52.32 (3)

"Deneyim paylaşımı gayet makul"

Başkan Vekili Altan İnanç da konuyla ilgili, "Türkiye Cumhuriyeti bir bütündür. Cumhuriyetin kazanımları edinilmiş deneyimler ülkenin her tarafında paylaşılabilir, bundan neden rahatsız olunur? Bazı konular siyaset üstüdür. Burada bilim insanlarına veya üniversitelere bir hakaret yoktur. Buradaki deneyimlerin paylaşılması gayet makul ve normaldir" dedi.

"Ekrem Başkan'ı seviyoruz"

Konuyla ilgili söz alan Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, kendilerinin de İstanbul'u örnek aldığını belirtti, şöyle konuştu: "Bornova miras diye bir kurum kurduk ve İstanbul'dan kopya çektik, Ekrem Başkan'ın 25 yıllık bir tarihi değiştirmesini göz önüne alırsak, İzmir'in de Ekrem Başkan'ı örnek almasında problem yoktur diye düşünüyorum. Ekrem Başkan'ı seviyoruz, gittiği her yerde sevilen birisi. Onu örnek almamız çok da yadırganmamalı diye düşünüyorum."

"SGK borcunu konuşacaksak Konak'ta 5 milyonluk konseri de konuşalım"

AK Parti Grubundan söz alan Dilaver Kişili, “Levent bey İstanbul fobiniz başlamış dedi ancak biz İstanbul’u çok severiz ancak sizde de İstanbul siyasetinin hobisi başlamış. Geçen meclis Menemen meclis üyeniz burada 8 dakika 33 saniye Menemen'i burada kendi penceresinden değerlendirip öznel katkılarını koyarak eleştiri gerçekleştirdi. Bende bazı gerçeklerle Menemen'i anlatmak istiyorum. Burası Büyükşehir. 28 ilçe sizde. Burada her hafta 1 ilçeyi mi konuşalım? Biz nasıl bir Menemen devraldık. Rüşvet, zimmet, hırsızlık ve yolsuzluk... Bunu kamuoyu bildiği için sizde biliyordunuz ve belediye başkanınızı ihraç ettiniz. Bunun arka planında sizin parti üst düzey siyasetçilerinin rant düzeyi olduğunu tüm kamuoyu biliyor. Menemen borç batağında bırakılmış, aylarca işçi maaşının ödenmediği, borcu ödenmeyen iflas eden esnafı, SGK ve vergi borcu ödenmemek orada gelenek haline gelmiş ve 22 yıl boyunca Menemen'de ödenmemiş. Menemen Belediye Başkanının koltuğu bile haczedilmişti. Belediye başkanımız hala tahta bir sandalyede oturuyor. 22 yıldır ödenmeyen ikramiyeler var. O dönem arsa ve araziler satılmadı deniliyor. Neden satılmadı? Çünkü icra vardı ve satılamıyordu. Biz satmasak zaten hacizden hepsi gidecekti. 6 yıl sendika parası ödenmemiş. Ancak yandaş sendika 6 yıl sesini çıkarmayıp biz göreve gelince dava açıyor. Ana borç 8 milyon iken, 8 milyon da faiz gelmiş. Hepsini biz ödemişiz. 22 yıllık CHP iktidarı var Menemen'de. Arkadaş kendi ilçesini şikayet ediyor. 22 yıl boyunca 30 büyük projesi var Menemen'in. Bunun Gölpark hariç hepsi Büyükşehir tarafından yapılmış. Biz belediyeyi alınca ne oldu? İzBB depolardaki asfalt ve kaldırım taşlarını gelip alıp götürdü. O günden sonra İzBB Menemen'e 1 kamyon asfalt gönderdi mi? 4 ayda battı çıktıyı yaptık. İzBB tarihinde ilk kez bir ilçe belediyesine arsa satışları ile ilgili dava açıyor. Neden diye sorduğumuzda Menemen meclis üyeleri haberimiz yok dedi. Böyle mi takip ediyorsunuz Menemen'i? 790 taşınmaz satıldı bir önceki belediye başkanımızın döneminde. Bir tane battı çıktı yapılamadı. 4'üncü faz yapılamadı... Biz diğer ilçelerin SGK borcunu konuşacaksak, SGK borcu ile boğuşan ve işçileri eyleme hazırlanan ilçe belediye başkanı olarak Konak'ta bir sanatçıya 5 milyon 300 bin TL nasıl ödeniyor onu konuşalım" diye konuştu.

Muhabir: ALPEREN ÖZDEMİR