Cumhuriyet Halk Partisi Emek Büroları tarafından İstanbul’da düzenlenen ve CHP lideri Özgür Özel’in de katıldığı, Emeğin Türkiye’si: Güvenceli çalışma ve insan onuruna yaraşır ücret çalıştayının, sonuç bildirgesi kamuoyuna duyuruldu. Söz konusu çalıştayda, güvencesizlik sorunu istihdam ve ücretler; sosyal politikalar; kamu yönetimi, sosyal güvenlik, vergi ve iş hukuku; sendikal ve toplumsal örgütlenme başlıklarında olmak üzere toplam dört atölye çalışmasıyla ele alınarak, mevcut problemler ve sorunlar üzerine çözüm önerileri geliştirildi.
CHP Emek Büroları açıkladı: Sorunların çözümleri ne?
Çalıştayın sonuç bildirgesinde açıklanan sorunların çözüm önerilerinde ise şu ifadelere yer verildi: “Herkese eğitim durumuna ve vasfına uygun, geçinebileceği bir ücretle, güvenceli iş olanağı sağlamak kamunun temel bir sorumluğu olmalıdır. Kamu güvenceli, sigortalı, örgütlü, insana yaraşır ücretlerle istihdam sağlamalıdır. Kamu istihdamı artırılmalı, kadrolu ve güvenceli istihdam artışı sağlanmalıdır. Kamuda taşeron, sözleşmeli, ücretlii ve benzeri güvencesiz istihdam biçimlerine tamamen son verilmelidir. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır. Bu girişimler 'Kamu İstihdam Politikası' başlığı altında yapılandırılmalıdır. İş başında eğitim adı altında çırak, stajyer, kursiyerlerin ve bursiyerlerin ucuz işgücü deposu olarak kullanılması uygulamasına son verilmelidir. İstihdam artışı politikaları güvenceli istihdamı hedeflemelidir. Yeni nesil çalışma biçimleri adı altında güvencesiz çalışmanın yaygınlaştırılması önlenmelidir. Özellikle kadınların ve gençlerin güvenceli çalışma biçimleriyle istihdama katılmaları sağlanmalıdır. Asgari ücret keyfilikle belirlenen bir pazarlık konusu değil anayasa ve yasayla düzenlenmiş toplumsal bir haktır. Belirlenirken işçinin insanca yaşamasını sağlayacak ücrete kavuşması esas alınmalı ve refah payı asgari ücrete dahil edilmelidir. Asgari ücretin ortalama ücret haline gelmesinin önüne geçilmelidir. Bu, toplu sözleşme ve sendikalaşmanın yaygınlaşması, teşmil mekanizmasının işletilmesi yoluyla olacaktır. Kıdem tazminatına tüm çalışanların erişimi sağlanmalı, bu erişim önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Sosyal politikanın kapsamını sosyal yardım ve sosyal hizmete daraltan anlayış reddedilmelidir. Sosyal politikalar, toplumsal eşitsizliğin giderilmesinde yurttaşların sosyal hakları olarak tanımlanmalıdır. Bütçede sosyal harcamalar artırılmalıdır. Vergide adalet sağlanmalı, toplam vergiler içerisinde tüketimden alınan dolaylı vergilerin payı azaltılmalıdır. Nitelikli çocuk, yaşlı ve engelli bakım hizmetleri sağlanması konusunda kamusal yatırımlar planlanmalıdır. Yurttaşlık kendini güvende hissetme halidir. Çalışma hakkı, eğitim hakkı, sağlık hakkı, barınma hakkı, sosyal güvenlik hakkı bu güvenin tesis edileceği temel sosyal politikalardır. Sosyal güvenlik hakkının kapsamı herkesi güvence altına alacak şekilde genişletilmelidir. Sosyal güvenlik sisteminin siyasi müdahalelere açık hale gelmemesi için sosyal güvenlik kurumu özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır. Sosyal harcamalardaki artışlar ve devletin doğrudan yatırımları aracılığıyla çalışma yaşamı ve toplumsal yaşam köklü bir şekilde dönüştürülmelidir. İşsizlik Sigortası Fonu’nun amaç dışı kullanımına son verilmelidir. İşsizlik Sigortası Fonu işsizler için kullanılmalı, yararlanmada herhangi bir koşul aranmamalıdır. Sermayeye teşvik uygulamalarına son verilmelidir. İşsizlik sigortasını kazanma koşulları iyileştirilmeli ve ödenek miktarı artırılmalıdır. İşçi ve dolayısıyla iş sözleşmesi tanımında esas bağımlılık unsuru yeni çalışma ilişkileri de dikkate alınarak bu çalışma ilişkilerinin kapsayacak şekilde yeniden tanımlanmalıdır. Dava şartı olarak arabuluculuk mekanizması kaldırılmalıdır. Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı güvence altına alınmalı, toplu sözleşme yapılmasını kısıtlayan hükümler yeniden düzenlenmeli, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal değişiklikler yapılmalıdır. Toplu sözleşme ve grev haklarının çeşitli biçimlerde gaspedilmesi engellenmelidir. Özgür ve bağımsız toplu sözleşme hakkı tüm çalışanlara tanınmalıdır. Grev hakkını güvence altına alacak düzenlemeler yapılmalıdır. Bu güvenceler kamu çalışanları için de hayata geçirilmelidir. Ekonomik ve sosyal konseyin işletilmesi ve kararlarının katılımcı biçimde alınması sağlanmalıdır Toplumdaki farklı çalışma biçimlerini kapsayacak yeni örgütlenme biçimleri desteklenmelidir. Güvenli bir gelecek dayanışma duygusu üzerinde yükselir. Dayanışma duygusunu yükseltmek için belediye, kooperatif, sendika temelli dayanışma yapıları inşa edilmelidir. Sermaye eğilimlerine göre toplumu inşa etmek mümkün değildir, yeniden inşa sosyal politikalarla, sendikal ve toplumsal örgütlenmeyle imkanlıdır.”