CHP'de parti içi iktidar mücadelesinin artçı sarsıntıları bitmiyor. Kemal Kılıçdaroğlu döneminin etkili isimlerinden olan Oğuz Kaan Salıcı'nın açıklamalarıyla alevlenen tartışmada Özgür Özel olağanüstü kurultaya kapıları kapatmış, 81 il başkanı da ortak bir açıklamayla Özel'in bu tutumuna destek verdiğini duyurmuştu. Ancak genel merkezin kararlı tutumuna rağmen olağanüstü kongre çağrısı için tabandan gelen sesler de tam anlamıyla rafa kalkmış değil. Son olarak CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, 'farklı seslerin bastırıldığı, linç ettirildiği ve yetmezmiş gibi otoriter açıklamaların yapıldığı ortam partiye zarar verir' diyerek genel merkezin tutumuna katılmadığını gözler önüne serdi.
Mahir Polat mesajında şunları söyledi.
Örgüt vicdanında mahkum olur...
Halktan ve partililerden alınan destekle iktidar yürüyüşü inşa edilir. Parti içi demokratik talepler bir güç kaybı değil, partimizin geleneklerinde var olan istişare kültürünün somutlaşmış halidir. Örgütten bağımsız eylem ve söylemler, eninde sonunda örgüt vicdanında mahkûm olur.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin genlerinde mücadele ve demokrasi vardır. Bağımsızlık Savaşı verilirken bile Mustafa Kemal gücünü meclisten ve partimizden almıştır. Kendi iradesini partiye ve meclise teslim etmiştir.
Fikirsel savrulma tehlikesi...
Bugün AKP’nin yarattığı tek adam rejimine karşı en güçlü alternatif olan partimiz, elbet iktidar olacaktır. Ancak pratik uygulamaların ötesinde, fikirsel savrulmaların yaşanmaması gerekmektedir.
Bizi diğer partilerden ayıran en önemli unsur, tabandan tavana parti politikalarının kolektif akılla inşa edilmesidir. Eğer tabanın bilmediği, benimsemediği ve hatta karşı çıktığı politikalar icra edilmeye başlanırsa, toplumsal muhalefetin umudu kırılır!
O yüzden farklı çıkışlar partimize umut, halkımıza güven verir. Kolektif akıl da bu şekilde inşa edilir.
Ne partimize ne de geleceğimize...
Her CHP’li, tek başına bir örgüt kararlılığına sahip bilince ve yeterliliğe sahiptir. Kimsenin demokratik taleplerinin sonuçlanmasını lütuf gibi sunması, ne partimize ne de geleceğimize fayda sağlar.
Partimiz iktidara yürürken, iktidar olmaya bu kadar yaklaşmışken, halktan ve örgütten güç almak CHP’yi geriye değil, aksine daha da özgüven içinde ileriye taşır.
Farklı seslerin bastırıldığı, linç ettirildiği ve yetmezmiş gibi tekdüze otoriter açıklamaların yapıldığı bir ortam, yalnızca orta ve uzun vadede değil, kısa vadede dahi partimizin varlığına zarar verir. Bu akıl, parti aklı değildir! Parti vicdanı hiç değildir!
Demokrasi şölenleri...
Bizi AKP’den kurtaracak güç, demokrasi ve kararlılıktır. Amasız, lakinsiz ve fakatsız demokrasiyi savunmadığımız sürece halka güven, örgüte umut olamayız.
Nefretle değil sevgiyle, kavgayla değil bayram havasında geçen demokrasi şölenleri, partimizin halka borcu, umudu ve en önemlisi sorumluluğudur.