Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, 18 Aralık 2002’de uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren akademisyen Necip Hablemitoğlu’nun ismini yaşatmak için Ankara Büyükşehir Belediyesinin yaptığı parkın açılışı ve anma törenine katıldı. Genel Başkan Özel'in konuşmasından öne çıkan detaylar şöyle...

Eczanemde döne döne okurdum... 

“Hablemitoğlu, gerçek bir vatanseverdi. Onu 18 Aralık 2002’de karlı bir Ankara akşamında burada kaybettik. Ertesi gün gazetelerin manşetlerinde ‘derin cinayet’, ‘derin suikast’, ‘Başkent’te kanlı pusu’ manşetleri atılmıştı. Çünkü o ileriyi gören ve Türkiye’nin nasıl bir tehditle karşı karşıya olduğunu halka anlatmaya çalışan aydın bir insandı. FETÖ’nün nasıl bir örgüt olduğunu o dönemde en iyi gören ve en iyi anlatan, en cesaretli anlatandı. 2006 yılında, ölümünden dört yıl sonra kendi notlarından derlenen Köstebek kitabının ilk çıktığında Manisa’da, Manisa Eczacı Odası Başkanı iken eczanemde neredeyse 20 gün masamın üzerinde olduğunu ve döne döne okuduğumu hatırlıyorum. 

Eğer dikkate alınmış olsaydı...

“Onun kitapları, makaleleri, söyledikleri dikkate alınsaydı şüphesiz 15 Temmuz hiç yaşanmazdı. Türkiye’de en çok tehdit alan, hakaret alan kişilerden biriyim. Eşime sordum dedim ki; 17 yıldır evliyiz, iki çocuğumuz var. Ama benim gibi biriyle evli kalmak çok zor. Hiç rahatsız olmuyor musun? Çünkü zavallı, her gün arabayı kontrol ediyor binmeden önce. Bak Fetullah Gülen’e karşı davada 5,5 milyar kaybettik, banka kredisi alıp ödeyeceğiz dedim. Eşim; hiç önemli değil dedi. Kızlarım cüzdanlarını getirdiler, birikmiş paralarını verdiler. Bunlar benim için çok anlamlıydı.”

Kaçma şüphesi yok dediler...

“10 sanıklı davada tutuklu sanık yok. Biri var ama o da tutuklandığından değil, adli kontrol haline uymadığı için tutukluluk haline dönüşmüş kendisine uygulanan yaptırım veya tedbir. Kritik sanıklardan birisi Levent Göktaş, Bulgaristan’da yakalanıp Türkiye’ye iade edilince tutuklandı ama ‘kaçma şüphesi yok’ diye tahliye edildi.

31 Mart günü temiz kağıdı almış belediye başkanlarımız, belediyeye gitmek üzereyken gözaltına alınıp ‘kaçma şüphesi var’ diye tutuklanıyor. Her sabah 08.00’de belediyeye giden Ahmet Özer tutuklanıyor, onda kaçma şüphesi var. Hatay’ın oy verip Meclis’e yolladığı Can Atalay’da kaçma şüphesi var, kızı Vera’yı okuluna bir kez olsun bırakmak dışında bir talebi olmayan Tayfun Kahraman’ın kaçma şüphesi var, yurtdışına kaçıp Bulgaristan’da yakalanıp iade edilen Levent Göktaş'ın kaçma şüphesi yok. O yüzden tutuksuz yargılanıyor.” 


Gerçek katil Fetullahçı terör örgütü...


“Görünen o ki gerçek katili hepimiz biliyoruz. Gerçek katil, şüphesiz Fetullahçı Terör Örgütü. O konuştukça, o kadar hakaret, o kadar tehdit ve bu cinayet onların ipliğini pazara çıkaran biri olduğu için, kim olduklarını, niyetlerinin ne olduğunu gösteren birini susturmak için işlendi.

Ama halen daha bu cinayetin katilleri böylesine korunabiliyorsa, 2002’den 2016’nın 15 Temmuz’una kadar bu dosyayla ilgili hiçbir şey yapılmadıysa ‘Benim dönemimde işlenen cinayet açığa çıkarsa ucunun nereye varacağı, hangi ihlalin ortaya çıkacağı belli olmaz’ deniyorsa, ancak 15 Temmuz sonrası bir hareket gelip yine de 10 sanığın 10’u da tutuksuz bırakılıyorsa birileri geçmişin o karanlık ilişkilerine ve o derin devlet ağına hâlâ sahip çıkıyor demektir. 

Kanı yerde kalmadı diyorlar...

“Son sözüm şu; dün bir toplumsal davanın gerekçeli kararı açıklandı ve yine sayın Hablemitoğlu gibi onunla görüşleri belki birbirine paralel olmayan, pek çok konuda farklı düşünen, dönemin Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş Ankara’da vuruldu. Maalesef cenazesi fiilen ortadan kaldırıldı ve kanlar yıkandı. Ama aslında kanı yerde kaldı.

Tetikçiler, torbacılar yani Sinan Ateş'in anasına, kardeşine, eşine aylar önce söylediği, ‘Benim kalemimi kırdılar o ikisi’, adını vererek ‘Ve tetikçi çağırıyorlar, beni öldürtecekler diyorlar.’ Bugün tetikçileri ve o bulunmuş paralı katilleri cezalandırıp, ‘Bu cenaze ortadan kalktı, kanı yerde kalmadı’ demeye çalışıyorlar.

Koskoca Ankara‘yı Türkiye’nin başkentini Narinimizin öldürüldüğü Tavşantepe Köyü’ne çevirmeye çalışıyorlar. Katillerin kim olduğunu herkes biliyor ama bir tek devlet bilmiyor, bir tek savcı bilmiyor. Bilen biliyor, söylemiyor. ‘Söylersem dostlarım var o köyde, incinir’ diyor. Bugün de katilleri, Adalet Bakanı biliyor, azmettiricileri AK Partililerin hepsi biliyor. Cumhurbaşkana gitti Ayşe Ateş iki evladıyla, sarıldılar, ağladılar, anlattılar. ‘Ama dostlarım var, katilin kim olduğunu söylersem dostum incinir’ deyip söylüyorum. Biz Ankara’yı Tavşantepe Köyü değil, Tavşantepe'yi de Ankara'yı da hukukun egemen olduğu, adaletin egemen olduğu yerler haline getireceğiz

Muhabir: Bünyamin Dobrucalı