CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, düzenlediği basın toplantısında hükümetin ekonomik politikalarından eğitim sistemine, emeklilerin durumundan sosyal adalete kadar birçok konuda sert eleştirilerde bulundu.
"Enflasyonla mücadele edildiğinin düşünülmesi bir garabet"
Deniz Yücel, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın enflasyonla ilgili açıklamalarını eleştirerek şu ifadeleri kullandı:
"Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a göre 'enflasyonla mücadelede kısa vadeli zorluklar yaşanabilirmiş!' Sayın Yılmaz’ın enflasyonla mücadele edildiğini düşünmesi bir garabet, uzun vadeli zorluklardan haberinin olmaması ise ayrı bir garabet! Anlaşılan iktidar partisi üyelerinin saray ekonomisi dışında, ekonominin gerçeklerinden, bilhassa da sokağın gerçeklerinden haberleri dahi yok! Enflasyonla mücadele neden sokakta hissedilmiyor, neden mutfaklarda hissedilmiyor?"
"Saray 1 dakikada 40 bin 299 lira harcadı!"
Yücel, Cumhurbaşkanlığı'nın harcamalarına dikkat çekerek, hükümetin tasarruf yapmadığını dile getirdi:
"İtibardan tasarruf olmaz diye bir şey tutturmuşlar. Olur kardeşim, itibardan da tasarruf olur, israftan da tasarruf olur, lüksten ve şatafattan da tasarruf olur! Cumhurbaşkanlığı sarayının sadece Ağustos ayında yaptığı harcama 1 milyar 798 milyon 969 bin lira! Cumhurbaşkanlığının 1 aylık harcaması 900 bin öğrencinin KYK kredisine denk… Cumhurbaşkanlığı 1 günde 58 milyon 31 bin, 1 saatte 2 milyon 417 bin, 1 dakikada 40 bin 299 lira harcadı! Bu saray, 3 emekli maaşını 1 dakikada harcayan bir kara delik…"
Yücel, Bilal Erdoğan'ın EYT ile ilgili açıklamalarına tepki göstererek şunları söyledi:
"Neymiş efendim, EYT felaketmiş… Neymiş efendim, kandırılmışmış… Neymiş efendim, siyasetin popülizme zorlamasıymış! Bana bak Bilal Erdoğan! Bu işler seni aşar! EYT dediğin şey emektir, alın teridir, hak ve hayat mücadelesidir! Felaket olan EYT değil, felaket olan AK Parti iktidarının ta kendisidir."
Deniz Yücel, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in "sessiz devrim" açıklamasını da sert bir şekilde eleştirerek şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye’de eğitimde 'sessiz bir devrim' gerçekleştirdiğini söylemiş. Bu ifade küstahça, pişkince ve şuursuzca söylenmiş bir itiraftır. Pırıl pırıl çocuklarımızı imzaladığı protokollerle cemaat ve tarikatların kucağına iten, tüm okullarımıza adeta medrese müfredatını sokan bu zatın her hamlesi bir gericilik örneğidir, her hamlesi Milli Eğitime ihanettir! Bak Yusuf Tekin bunun adı 'sessiz devrim' değildir; bunun adı olsa olsa 'Çağdaş ve Laik Türk Milli Eğitim sistemine darbe girişimidir.' Ama hiç heveslenme, o darbe girişimin asla ve asla başarıya ulaşmayacak."
"Çocuklarımızı tarikat yurtlarına mahkum ediyorsunuz!"
Taşımalı eğitim sisteminde yapılan değişikliklere de değinen Yücel, şu açıklamaları yaptı:
"Bu değişiklik ebeveynlere 'çocuğunu okutursan cemaate teslim edeceksin, etmezsen de okutamayacaksın' seçimini dayatıyor. Çok yakın geçmişte tarikat ve cemaat yurtlarında çocuklarımızın yaşadıklarını hepimiz biliyoruz. Yeri okul olan ama bu kaygılarla okula gönderilmeyen çocuklarımız ne yapacak? Ya gidip çalışacak ya da evlendirilecek. Bu yaptığınız çocuk işçi sayını arttırır. Erken yaşta evliliklerin önünü açar… Çocuklarımızın geleceğinin tarikatların, cemaatlerin elinde yok olmasına neden olur."
Yücel, emekli maaşları konusunda AK Parti iktidarını eleştirerek şunları söyledi:
"AK Parti iktidarı emeklilerle dalga geçmenin ötesinde, emeklilerden vazgeçmiş durumda. Emeklilerin aylık 12.500 TL ile geçinmesini beklemek, emeklilere 'siz yaşamayın' demektir."
"Anayasa tartışmalarında asıl sorun ekonomidir!"
Yücel, son dönemde yeniden gündeme gelen anayasa tartışmalarına da değinerek şu sözleri dile getirdi:
"Bizim akıl küpleri 'anayasanın 4. maddesi olsun mu, laiklik olsun mu olmasın mı' derdinde… Milli telefonumuz yok, milli yazılımımız yok. Bunları üretecek insan kaynağını yetiştirmekle yükümlü Millî Eğitim Bakanlığı ise çocuklarımızı tarikatlara, cemaatlere teslim etmiş; sınıfta kefen sarma, ağıt yakma eğitimi veriyor. 22 yıllık iktidar sarhoşluğundan bu küresel tehlikeyi göremeyen AK Parti İktidarına sesleniyoruz: Siz de, yönetme biçiminiz de, söylemleriniz de çağdışı kaldınız. Türkiye’yi sizin çağdışı karanlığınızdan biz kurtaracağız."
Son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gezi olaylarını suçlamasına da tepki gösteren Yücel, şu sözlerle eleştirilerini sürdürdü:
"Sayın Erdoğan, Gezi olaylarının ekonomiye olumsuz bir etkisi olduysa, o da Can Atalay, Osman Kavala ve Tayfun Kahraman gibi isimleri, haksız yere, hukuksuz yere, kumpas davalarıyla Silivri zindanlarında tutsak etmenizden kaynaklanmaktadır. Bir ülkede hukuk olmazsa, adalet olmazsa, yargı bağımsızlığı olmazsa, o ülkede ne ekonomi düzelir ne de demokrasi olur!"