Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili, Emekli Büyükelçi Namık Tan; sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, Türkiye'nin gelecek dönemini ve mevcut yeraltı zenginliklerini değerlendirerek, bütün bu konularla alakalı önemli tespitlerde bulundu.
Tan'ın, 'ülkemizin geleceğine dönük özlü bir muhasebe' başlığıyla paylaştığı açıklamada, "Cumhuriyetin ilk 80 senesinde verilen maden arama ruhsatı 1.100 dolayında, Cumhuriyet’in son 20 senesinde verilen maden arama ruhsatı sayısı ise 385 bin civarında, bunların arasında siyanür dahil türlü zehirli maddeyle arama izinleri olan maden ve mineral sahaları da var." ifadelerini kullandı.

"Verimli tarım arazileri son 20 yılda yüzde 9 oranında azaldı"

2024 yılında verilen ruhsat sayıları hakkında da açıklamalarda bulunan Tan, maden arama alanlarına verilen ruhsatlar üzerinden değerlendirmelerde bulunarak, Türkiye'nin verimli tarım arazilerini kaybettiği ve verimli tarım arazilerinin ciddi anlamda kaybettiğini belirtti. Tan konuyla alakalı şu cümleleri kullandı: "Sadece 2024’ün ilk 6 ayında verilen ruhsat sayısı 647. Bu maden arama alanları Türkiye yüzölçümünün  kabaca 1/4’ü kadar. Orman, mera ve tarım arazileri bu alanlara dahil Nitekim, turizm ve madencilik gibi faaliyetler nedeniyle ülkemizin verimli tarım arazileri son 20 yılda yüzde 9 oranında azaldı."

SONDAKİKA| Soma'da maden ocağı çöktü: 1 ölü 1 yaralı! SONDAKİKA| Soma'da maden ocağı çöktü: 1 ölü 1 yaralı!

"Üretim bugüne dek sağlanamadı"

Maden alanında gerçekleşen arama/işletme faaliyetlerine verilen ÇED'in resmi kurumlar tarafından çok rahat bir şekilde verildiğini ve durumun kayda değer bir fayda sağlamadığının altını çizen CHP'li Tan, "Arama/işletme faaliyetinin önemli bölümü için ilgili resmi kurumlar tarafından ÇED’e gerek görülmüyor veya gerekli hallerde ÇED süratle veriliyor. Buna karşın, krom ve bor dışında kayda değer ekonomik katkı sağlayacak bir maden/mineral (hidro karbonlar dahil) üretimi bugüne dek sağlanamadı."

"İşte böyle bir geleceğe doğru ilerliyoruz"

Son olarak paylaşımında otoriter yönetim tarzını irdeleyen ve bu tarzın ekonomik alanda ciddi sorunlara yol açtığı belirten Namık Tan, paylaşımını şu ifadelerle sonlandırdı: "Otoriter yönetimler varlıklarını sürdürebilmek için rant dağıtmak, baskıyı devam ettirmek için servet dağılımını düzenlemek zorundalar. Türkiye’de doğal kaynak sınırlı olduğu için servetin transferi ve yeniden dağıtımı ya arazi (kent) rantının ya da madencilik/ormancılık gelirinin  yeniden dağıtımıyla mümkün olabiliyor. Süregiden denetimsiz neoliberal yağma ve talanın arka planında şu mantık işliyor: otoriter rejimin bekasını güvence altına almak. İşte böyle bir geleceğe doğru ilerliyoruz. Bilin istedim."

Muhabir: ATAKAN BAŞPEHLİVAN