ALPER TEMİZ - Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) 27 Mart 2023 tarihinde gönderilen bir ihbar üzerine ilk defa tespit edilen Yenidoğan Çetesi'ne yönelik yürütülen soruşturmada 47 şüpheliden 22'si tutuklandı. Hazırlanan iddianamede 21 şüpheli, en az 12 bebeğin ölümlerinden sorumlu tutuldu. Çete; "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüte üye olmak, örgüt adına faaliyet yürütmek; Kasten öldürmenin -Bebek ölümleri- ihmalli davranışla işlenmesi; Nitelikli dolandırıcılık (SGK'dan alınan haksız ödemeler); Resmi belgede sahtecilik ve rüşvet" suçları ile yargılanıyor.
Yenidoğan Çetesi olayı kapsamında şu ana dek "Özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar, Özel Silivri Kolan Hospital Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi"nin ruhsatları iptal edildi.
2013 - 2016 yılları arasında Sağlık Bakanlığı görevi yürüten Mehmet Müezzinoğlu'na ait Özel Avcılar Hospital Hastanesi de, iddianamede adı geçen ve ruhsatı iptal edilen hastaneler arasında yer alıyor. Müezzinoğlu konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Özel Avcılar Hospital’ın 1989 yılında açıldı. Yüzlerce çalışanımız oldu. Kimse yanlış yapmadı diyemeyiz. İddianameye bakmadım, kamuoyuna yansıyan dışında da bir bilgim yok. Ancak hastane yönetiminden bilgi aldım, o yüzden içim çok rahat. Çalışma arkadaşlarım işlerini iyi yapan kişilerdir" dedi.
Fakat eski Sağlık Bakanı'nın sahibi olduğu bir hastanede Cumhuriyet tarihinin en ürpertici suçunun işlenebiliyor olması, kamuoyunun dikkatini bir başka boyuta daha çekti: Yenidoğan Çetesi'nin dayanak noktası neydi?
Bir özel hastane nasıl işler?
Özel sağlık kuruluşlarında, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na 6645 Sayılı Yasa ile eklenen madde sonucu, özel sağlık kuruluşu polikliniklerinin taşeron firmalara kiralanmasının önü açıldı. İlgili yasada, hekimle sağlık kurumu arasındaki ilişkinin “iş sözleşmesi” çerçevesinden çıkartılarak, işverenin ihtiyaçlarını karşılamak için hekimden zorunlu olarak şirket kurması ve sağlık kurumuna taşeron firma gibi hizmet satması ve fatura kesmesinin önü açıldı. Böylece hekimlik mesleği şirket kurma ile özdeşleştirilmiş oldu ve hekimler özel sağlık sektöründe çalışırken emeğinin karşılığını alabilmek için artık şirket sahibi (taşeron) ve bu şirkette çalışan (taşeron çalışan) olmak durumuyla karşı karşıya kaldı.
Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında hekimler 4/a statüsünden çıkarılarak 4/b statüsüne geçmiş oldu. Özel sağlık sermayesi ise hekim ücretlerini gider olarak gösterebilmeye başladı ve “hizmet alma sözleşmesi” gereği de “çalışan hekimin” tüm yasal sorumluluklarından kurtulmuş oldu. TTB tarafından yapılan açıklamada, "Hekimlik mesleği ve hekimlerle ilgili bu durumun özel sağlık kurumlarının (sermayesinin) isteği, bilgisi ve onayı dışında gerçekleştiğini söylemek ne yazık ki mümkün değildir. Daha doğrusu uzun yıllardır hedeflenenler tek tek hayata geçirildi" denildi.
Özel hastane sahipleri olası cezadan kurtarıldı!
TTB tarafından yapılan açıklamada, "Özel hastane sahibi ve taşeron firma ile hastanede herhangi bir bölümü işleten hekim ve grubunun, bu hukuka aykırı ilişkilendirme biçimi, 2015'te 6645 sayılı Torba Yasa ile yasallaştırılmıştır. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasına bu Torba Yasa ile eklenen bir hükümle, özel sağlık kuruluşları ile hekim arasındaki iş ilişkisinin niteliği değiştirilmeye çalışılmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu da yayınladığı 3.7.2015 tarih ve 2015-19 sayılı Genelge ile söz konusu Yasa’nın uygulamasına ilişkin bir takım ayrıntıları düzenlemiş, ayrıca yasalaştırılamayan işverene ceza affını da örtülü bir düzenlemeyle Genelge’ye koymuştur" denildi.
Yenidoğan Çetesi de bir taşeron firma!
"Özel hastanelerde polikliniklerin, hekimlerce kurulan taşeron firmalara kiralanarak sağlık hizmeti yürütülmesinin önünü açan torba yasa 2013 yılı ile 2016 yılları arasında Sağlık Bakanlığı görevi yürüten Mehmet Müezzinoğlu döneminde, bizzat bakanın çabalarıyla hazırlandı ve yürürlüğe girdi" açıklamasını yapan TTB, "Yenidoğan Çetesi de bir taşeron firmadır. Zaten ilgili torba yasa da 2015 yılında özel hastane sahiplerinin yasal sorumluluğu örtük bir şekilde engellenmişti. Müezzinoğlu kendisine ait olan Avcılar Hospital Hastanesi'nin 1989 yılında kurulduğunu söylemekte ancak önemli olan yasanın tarihi. 8 yıl önce sorduk, yine soralım; biz 2016 yılında, 'Bu uygulamalar -ilk uygulama kanunla düzenlenmiş olsa da- temel hukuk anlayışına aykırıdır ve Türk Tabipleri Birliği, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanmış olan 2015/19 sayılı Genelge’nin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle 28.09.2015 tarihinde dava açmıştır. Ayrıca SGK ve özel sağlık kuruluşu tarafından hekime ek sözleşme dayatması konusu da yargıya taşınacaktır' şeklinde açıklama yaparak önemli bir süreç başlattık. Vicdanınız sızlamıyor mu?" dedi.
TTB'den Müezzinoğlu'na 11 yıl önce uyarı mektubu: "Yıllar sonra sizi utandıracak bir yasa..."
TTB, "2015 yılında yürürlüğe giren ve görüşmeleri 2013 yılında başlayan sağlık torba yasasına karşı TTB ve tabip odaları, birçok eylem gerçekleştirmiş ancak geri adım atılmamıştı. Dönemin Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu tarafından onaylanan torba yasa, sahibi olduğu özel hastanede de taşeron firma ile sağlık hizmetinin önünü açmış ve SGK'dan teknik olarak yasal olmayan bir 'yasa' ile para almaya başlamıştı" şeklinde görüş belirtti. 2013 yılında TTB Haysiyet Divanı tarafından Müezzinoğlu'na gönderilen bir mektupta, Yenidoğan Çetesi gibi grupların yasal olarak önünü açan yasanın farklı boyutlarına da dikkat çekilerek, "Sn. Dr. Müezzinoğlu, bilmelisiniz ki, her siyasi makam gibi, 'Bakanlık geçici, Hekimlik ise bakidir!' Daha sonra savunamayacağınız, sizleri utandıracak, yıllar sonra hekimlik ortamında 'En temel etik değerlere karşı hapis içeren ceza yasası çıkarmaya çalışan Sağlık Bakanı' olarak hatırlanmak istemiyorsanız, bu 'torba yasayı' bütünüyle çekmenizi, içindeki 46. maddeyi (Ek Madde 11) ise görüşmeye dahi almamanızı talep ediyoruz" denildiği ortaya çıktı.