Bu türkü, dönemindeki haksızlıkları, adaletsizlikleri ve toplumsal yozlaşmayı konu alarak, dönemin sosyal ve siyasi atmosferine dair önemli ipuçları sunmaktadır.
Drama Köprüsü türküsünün hikayesi, o dönemde yaşanan zorbalıkları ve halkın maruz kaldığı haksızlıkları dile getirmektedir. Türküde, bir köprünün yapımı sırasında yaşanan haksızlıklar ve köylülerin yaşadığı sıkıntılar anlatılmaktadır. Bu bağlamda, türküdeki dramatik öğeler ve içerdiği acı dolu hikayeler, dinleyicilere dönemin toplumsal gerçeklerine dair derin bir bakış açısı sunmaktadır.
Drama Köprüsü türküsü, o dönemde Osmanlı topraklarına ait olan Drama yöresine aittir. Bu bölgenin tarihi ve kültürel dokusunu yansıtan türkü, o dönemin yaşam biçimini ve toplumsal yapısını yansıtarak, bölgenin sosyal tarihine ışık tutmaktadır.
Türkünün anlattığı hikayeler ve içerdiği temalar, o dönemin toplumsal ve siyasi gerçeklerini yansıtması bakımından oldukça önemlidir. Drama Köprüsü türküsü, sadece bir ezgi değil aynı zamanda o dönemin sosyal dokusunu ve toplumsal yapısını anlamak adına da önemli bir kaynaktır.
Drama Köprüsü Hikayesi Nedir?
Sabah.com.tr'deki bilgilere göre; Drama Köprüsü türküsünün konusu, bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun toprağı olan Yunanistan'a bağlı Doğu Makedonya bölgesindeki Drama'da geçer. Türküde, yaptıkları ile Sarisaban, Serez ve Drama halkının gönlünü kazanmayı başarmış olan Debreli Hasan'ın yaptıklarından bahsedilir.
Halk kahramanı olarak nitelendirilen bu eşkıya ünlü Drama Köprüsü'nü, zalimliği ile halkın hakkını gasp ederek zenginleşen kişilerden çaldığı paralarla inşa ettirir. Tam olarak bilinmemekle birlikte Debreli Hasan'ın 1870 ile 1920'li yıllar arasında yaşadığı rivayet edilir. Başka bir eşkıya olan Çakırcalı Efe ile aralarında bir rekabet olduğu da söylenir. Halk arasında yaygın olan bir görüşe göre, Yahudi asıllı Selanikli bir tüccarın ticaret yapmak için İzmir'e gitmek istediğini ancak onu uyaran kişilerin, "Debreli Hasan'ı geçsen bile Ege dağlarındaki Çakırcalı Efe'den geçemezsin." dedikleri söylenir. Debreli Hasan, kalabalık bir çeteye sahip değildir. Yöre halkının onu sevmesinin en önemli nedeni, yoksullara yardım etmesi ve parası olmayan gençleri evlendirmesidir. Eşkıya olması nedeniyle aranan bir suçludur, ancak sonunda padişah tarafından affedilir ve Türkiye topraklarına yerleşir. Zenginlerden alıp fakirlere vermesi nedeniyle Rumeli'de yaşayan Türklerin gönlüne taht kurmuştur. Drama Köprüsü türküsü ise onun için yakılmıştır.