Uzman Diş Hekimi ve Çene Cerrahı Uzman Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, düz ayaklı bireylerde görülen duruş bozukluklarının çene pozisyonları ve diş kapanışı üzerinde önemli etkiler yaratabileceğini açıkladı.
Prof. Dr. Özkan, ayaktaki yapısal bozuklukların sadece kas-iskelet sistemini bozmakla kalmayıp, aynı zamanda ağız ve çene sağlığını da olumsuz yönde etkileyebileceğini belirtti.
Vücut Duruşu ile Çene Pozisyonu Arasındaki Bağlantı
Prof. Dr. Özkan, yaptığı açıklamada vücut duruşu ile alt çene pozisyonu arasında yüzde 95 oranında bir bağlantı olduğunu belirtti. Düz ayaklı bireylerde ayak tabanındaki doğal kavis kaybı, ayak bileği, diz, kalça ve omurgada hizalama sorunlarına yol açar.
Bu durum, vücutta duruş bozukluğu yanında çene pozisyonu ve diş kapanış bozukluklarına da neden olabilir. Vücutta ortaya çıkan zincirleme mekanizma, çene eklemine ek bir yük bindirerek çene kaslarını ve dişleri olumsuz etkiler.
Çene Eklemindeki Dengesizlikler ve Diş Kapanış Sorunları
Düz ayaklı bireylerdeki duruş bozukluğu, vücudun ağırlık merkezinin öne kaymasına neden olur. Bu da sırt kamburluğu ve başın öne doğru pozisyon almasıyla çene eklemine fazladan baskı uygular.
Alt çene önde konumlanarak alt ve üst çene dişleri arasındaki kapanış dengesini bozar. Bu durum, çene eklemi ve kaslarının dengesini bozarak, dişlerde kapanış bozukluğu, aşınma ve çapraşıklık gibi sorunları tetikleyebilir.
Düz Ayak ve Çene Kapanış Bozukluklarının Tedavi Yöntemleri
Prof. Dr. Özkan, düz ayak ve duruş bozukluğu kaynaklı çene kapanış sorunlarının tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım gerektiğini belirtti. Çene pozisyonunun düzeltilmesi için ortopedik tabanlıklar, fizyoterapistler tarafından yapılan kişiye özel egzersiz programları ve botoks tedavisi gibi yöntemler kullanılabilir.
Ayrıca, çene eklemindeki baskıyı azaltmak için gece plağı tedavisi ve lazer terapi gibi seçenekler de önerilmektedir.
Erken Tanı ve Multidisipliner Yaklaşımların Önemi
Prof. Dr. Özkan, düz ayak ve duruş bozukluklarının çene eklemi ve diş sağlığı üzerindeki etkilerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. Erken tanı ve doğru tedavi tekniklerinin çene eklemini ve ağız sağlığını korumada kritik öneme sahip olduğunu ifade etti.
Bu tür vakalarda multidisipliner yaklaşımların tedavi sürecini daha başarılı hale getirdiğini belirtti.