Son Mühür- Mart ayında Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla yükselen siyasi tansiyonun etkileriyle boğuşan Türk ekonomisi, Nisan ayında da Trump'ın başlattığı tarife savaşlarının küresel piyasalarda yol açtığı çalkantıları göğüslemek zorunda kaldı.
Kısa bir süre öncesine kadar politika faizinde yapacağı indirimin miktarı konuşulan Merkez Bankası dövizi dizginleyebilmek adında gecelik faizini yüzde 44'den yüzde 46'ya çıkartmak zorunda kalmıştı.
Faizlerdeki yükseliş bankacılık sistemini de harekete geçirdi.
TCMB aşamalı olarak indirime gidiyordu...
Mevduat faizlerinde yüzde 50'ye kadar çıkan faiz oranlarını değerlendiren Merkez Bankası emekli uzmanı Ayhan Bülent Toptaş,
''Geçen yıl sonunda TCMB’nin faiz indirimlerine başlamasının nedeni reel sektörün ve kamunun artık bu faiz yükünü kaldıramayacağına dair sıkıntı ve şikayetlerin artmasıydı. Bu çerçevede, TCMB aşamalı olarak politika faizini indirmeye başlamıştı.'' hatırlatmasında bulundu.

Eğer önlem alınmazsa...
''Bu sürecin devam etmesi beklenirken, TCMB özellikle geçen ayın ikinci yarısında başlayan siyasi krizin artırdığı döviz talebini düşürmek amacıyla farklı politika araçlarıyla yeniden para arzını kısmaya yönelince faiz oranları doğal olarak yükseldi ve bu durum bankacılık sistemi üzerinden faiz artışı şeklinde piyasalara yansıdı.'' diyen Toptaş,
''Dünyada özellikle gümrük tarifeleri krizi çerçevesinde ortaya çıkan belirsizlik de faizler üzerinde baskı yaratan bir faktör.
Bu olumsuzluklar, eğer rasyonel önlemler alınamazsa, Türkiye’de reel sektör ve kamu sektörü üzerinde faiz baskısının sürmesine, enflasyonist eğilimlerin yeniden artmasına ve yeni bir yoksulluk dalgasının ortaya çıkmasına yol açabilecektir.'' uyarısında bulundu.