Türkiye bu haftaya kelimenin tam anlamıyla beşinci viteste başladı. FETÖ lideri Fetullah Gülen'in ölüm haberi, masum bebekleri katledecek kadar gözü dönmüş insanların başrolünde olduğu yenidoğan çetesi, CHP lideri Özgür Özel'in kritik Doğu ve Güeydoğu turu öncei Edirne ceaevindeki Selahattin Demirtaş'ı ziyareti gündemin üst sıralarını haklı olarak kapladı. Oysa aynı saatlerde çok daha önceden planlanmış ve titiz bir hazırlık devresi sonrası gerçekleştirilmiş bir etkinlik daha vardı. Ekrem İmamoğlu'nun Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı şapkasıyla Ankara'da medya temsilcileriyle gerçekleştirdiği buluşma gündemde hak ettiği ilgiyi göremedi.

Kritik toplantıda neler yaşandı?

CHP'nin cumhurbaşkanı adaylığı konusunda en kuvvetli potansiyel aday konumunda olan Ekrem İmamoğlu'nun toplantısının detaylarını usta gazeteci Murat Yetkin kaleme aldı. Yetkin Report'ta yayınlanan 'İmamoğlu: Seçimi iktidar kazanamaz, böyle giderse CHP kaybeder' başlıklı yazıda İmamoğlu'nun açıklamaları mercek altına alındı. 
Murat Yetkin'in toplantıyla ilgili notlarından öne çıkan detaylar şöyle...

CHP bugünkü görünümüyle seçimi kaybeder...

Ekrem İmamoğlu dün, 21 Ekim’de Ankara’daki ilk medya çıkarmasını yaptı; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı değil, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı şapkasıyla konuştu. Başlıktaki cümleyi değişik ifadelerle üç kere kullandı; hatta birinde “özeleştiri” diyerek, birinde “istersek kaybederiz” vurgusuyla.
Bu vurgunun bir anlamı vardı. İmamoğlu’nun açıkça söylemeden CHP’nin “bugünkü görünümüyle bir sonraki seçimi de kaybeder” demek istiyordu.

Veli Ağbaba liderliğindeki ekibin umurunda değil...

İçeriden bakıldığında Genel Başkan Özgür Özel ve ekibi açısından 2025 baharında tamamlanması öngörülen yeni parti programının kabulüne dek pozisyonunu korumak, önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve çevresi bakımından ise bunun engellenmesi. 
CHP teşkilatının kendi bünyesinde kaldığı sürece destekleyeceğinin görülmesine rağmen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Genel Merkeze rağmen teşkilatın desteğine sahip İBB Başkanı İmamoğlu ise anketlerde, çoğu zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da önünde ilk sıralarda ve bu durum Genel Merkez’de Veli Ağababa liderliğindeki ekibin umurunda görülmüyor.
Dışarıdan bakıldığındaysa CHP’nin önündeki en büyük ve somut sorun, İmamoğlu aleyhinde istinaf mahkemesinde kararın açıklanması beklenen, siyaset yasağı getirecek olan “ahmak” davası.
İmamoğlu “Yargı tacizine uğradım” diyor, “İktidardan biri çıkıp bu utanç verici duruma son verelim” demesini istiyor ya peki CHP ne yapıyor?
CHP hâlâ İmamoğlu’na sahip çıkma kampanyası hazırlığında.

Ağır bir çöküş yaşıyoruz...

İmamoğlu “İktidar kazanamaz, muhalefet kaybeder” Erdoğan iktidarındaki Türkiye’nin görünümünü “Ağır bir çürüme, ağır bir çöküş yaşıyoruz” diye özetliyor.
Peki, CHP’de Özel yönetimi hiç muhalefet yapmıyor da ondan mı İmamoğlu bu gidişle kaybeder diye düşünüyor?
İmamoğlu, Ankara’da konuşurken Özel Edirne’de Selahattin Demirtaş’ı ziyaret ediyor, “el sıkışma açılımına” karşı, beş günlük Doğu-Güneydoğu turuna hazırlanıyordu örneğin.

CHP nasıl kaybeder?

İmamoğlu sanırım öncelikler ve iç kavgalardan bahsediyor.
Örneğin, sadece Özel tarafından değil, Özel yönetimini iktidardan sert eleştiren önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından da gündemde tutulan erken seçim konusuna İmamoğlu farklı yaklaşıyor.
“Bir muhalif partinin, her gün “erken seçim, erken seçim” demesi yerine, yani ben CHP’li olarak, partimin her gün ülkenin sorunlarına çözüm önerileri anlatan bir parti olmasını daha değerli bulurum” sözleri hem Özel hem Kılıçdaroğlu’na yönelik.
Türkiye’de erken seçim koşulları görmediğini de söylüyor. “Bütün partilerin oyu düşmüş gözüküyor” dedi, CHP’nin hâlâ “büyük oranda” birinci parti olduğunu ekleyerek; “Bunun da ne anlama geldiğini biliyoruz”. Orada durdu, “ülkede erken seçim ortamı bulunmuyor” demedi ama anlayan anladı.
Örneğin, Özel’in Mansur Yavaş’a “sağ açık”, kendisine “sol açık” demesine açıkça karşı çıktı. “Mansur Bey’in başarısıyla gurur duyarım dese de “Bu mevki işine hiç sıcak” değildi. Takım arkadaşlığı, yol arkadaşlığı olurdu, “bu işin sağ açığı, sol açığı olmazdı”; bunu Özel’e de söylediğini belirtti.
“Mesele” elbette adaylıkla da bağlantılı.

Aday kim olursa kaybeder?

“CHP ne yaparsa kaybeder?” sorusu bir anlamda Erdoğan’ın karşısında “Kimi aday gösterirse kaybeder?” sorusunu da içeriyor.
2023 seçimlerinde Erdoğan’ın karşısına Kılıçdaroğlu değil de İmamoğlu ya da Yavaş çıksaydı Erdoğan’ın kazanamayacağı hâlâ tartışılıyor.
“Şu anda sınıfta kalmış bir iktidar vardır” diyor İmamoğlu; “Biz sınıf atlayabilseydik, 2023 seçimini de kazanırdık.”
Adaylık sorularını duymazlıktan geldiğini şakayla karışık söylüyor. Zamanı gelince “partim karar verir, milletim seçer” basma kalıp bir yanıt ama gerçek durum da bu.
CHP istinaf kampanyasına hazırlanadursun; kendi siyasi yıldızlarına sahip çıkmayan elbette kaybeder.
 

Muhabir: Bünyamin Dobrucalı