Gazeteci Ercan Pala, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Şifreli kapıyla gündeme gelen Kemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Türkmen’in açıklamalarına da değinen Pala; “Mehmet Başkan’a bizim ve diğer haber yapan medyanın uyarısını dikkate alıp da ‘Şifreli kapı koymakta yanlış yapmışız’ dediği için teşekkür ediyorum. Yani yanlıştan dönmek de bir erdemdir” dedi.

Tasarruf tedbirleri okul tuvaletlerini de vurdu! Tasarruf tedbirleri okul tuvaletlerini de vurdu!

“Cemil Tugay’a, İZSU Genel Müdürü’ne çağrı yapıyorum”

İzmir Alsancak’ta yaşanan ve iki kişinin hayatına mal olan elektrik kaçağı olayının sorumluların bazılarının liyakatsiz atamalarından ve etkili denetim mekanizmalarının çalıştırılamamasından kaynaklı olduğunu belirten Pala; “Muhalefet iktidarı yandaşlarını işe almakla eleştirir. Ancak belediyelerde benzer durumların yaşandığına şahit oluyoruz. Tabii bu kamuda da böyle. Belediyelerde kendi yandaşlarını alıyor. Yani belediye hangi görüşteyse, belediye hangi partiyi temsil ediyorsa bir şekilde kendi yandaşlarını alıyor. Şimdi bu kendi yandaşlarını alma başladığı zaman şöyle bir şey oluyor. İşe göre adam değil, adama göre iş. Yani sizin nitelikli elemanları bazı alanlarda kullanmanız elzem, özellikle bu ve buna benzer yani icraatçı şirketler, İZSU mesela, icraatçı bir şirket sahada iş yapıyor ve sahadaki yaptığı işlerde eksik veya yanlış olduğunda bu ve buna benzer sonuçlar ortaya çıkıyor. Aynı şekilde Gediz AŞ. Daha önce TEDAŞ'tı devlettin idi, özelleştirdiler. Bir şeyi yaparken ne kadar az masraf ne kadar az işçiyle yaparsam o kadar cebime para girer diye bakar özel sektör. Devlet böyle bakmayabilir. Çünkü devlet işin doğru yapılmasına bakar. Biz bunu zannediyorum seçim döneminde söylemiştik. Kemalpaşa İlçe Başkanı Ahmet Yılmaz, İZSU’da çalışıyor örneğin. Şimdi İZSU çok meşhur ya bu olaydan dolayı. Ondan sonra zannediyorum CHP İlçe Yönetimi’nde olan Şahin Çelik, İBB personeli. Aynı şekilde Kemalpaşa Meclis üyesi Mehmet Akhöyük, İZSU çalışanı. Ben buradan Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'a da, İZSU Genel Müdürü’ne de çağrı yapıyorum. Lütfen bu arkadaşların işe geliş gidişlerini kamuoyuna açıklayın. Senede kaç gün çalışıyorlar? Gerçekten kaç gün işe gidiyorlar? Kaç gün karşılığı o maaşları alıyorlar? Şimdi biz Kemalpaşa üzerinde konuşuyoruz. Bu üç kişi üzerinden konuşuyoruz. Ama ben bütün belediyelere söyleyeyim. Bütün belediye şirketlerine söyleyeyim aynı şeyi. CHP yönetiminde acaba kaç tane, CHP'de delege, CHP yönetiminde yer alan bir şekilde herhangi bir üst düzey partilinin kardeşi, akrabası acaba kaç kişi çıkar? İnan ki ben sana söyleyeyim binlerce kişi çıkar. Bütün İzmir'deki belediyeleri düşündüğünde binlerce kişi çıkar. Şimdi bu binlerce kişi bu işin karşılığı mıdır? Değil. İkincisi binlerce kişi gerçekten o işi yapıyor mu? Belli değil. Ve bu binlerce kişi işin daha da kötüsü. Alsancak olayında olduğu gibi herhangi bir şekilde o işte kusuru bulunursa o zaman ne olacak? Bu olayda ölüm oldu, saklanması mümkün değildi, peki diğer bir sürü olayda hani işin içinde vatandaşa bir şekilde zarar olan ama en azından kamuoyunun duymadığı birçok olayda bu insanlarla ilgili herhangi bir olayda bunlar örtülüyor mu, örtülmüyor mu? Bana birilerinin bunu açıklaması lazım. Yani biz iktidarı yirmi yıldır eleştiriyoruz. Diyoruz ki hatta bunun yüzünden işte FETÖ belasını başımıza sardılar. Çünkü onlar anlı secde ediyor diye doldurdular devletin işine. Devlet böyle yürütülmez. Devlet liyakatle yürütülür.  İşi işin ehline verirsin, işler doğru yürür. Biz on altı tane devlet kurduk ya biz öyle yönettik o devletleri. Ama şimdi maalesef ki hazır bir devleti yürütemiyoruz.  Bak iktidara, muhalefete her yerde yandaş denen şeye karşı savaşmak zorundayız. Adam bir yandan siyaset yapıyor bir yandan İZSU’da çalışıyor. Bir yandan çalışıyorlar mı, onu da bilmiyorum da. Bir yandan siyaset yapıyorlar. Esasında amacı siyaset yapmak ama bu arada bir yerden de para alması lazım. Yani etik bir değer olması lazım. Ne bileyim şunu diyebilirler; ya kardeşim sen belediyede çalışıyorsan, tamam herkesin siyaset yapma hakkı var ama. Şimdi şöyle düşününün Kemalpaşa’da meclis üyesi CHP'li, İZSU’da çalışıyor değil mi? Şimdi Mehmet Başkan kalkıp da bu belediyede çalışan arkadaşla ilgili tasarruf alırken, İZSU ile ilgili bir şey olduğunda ne yapacak? Uzlaşmak zorundalar. Hep böyle girift ilişkiler, kirli ilişkiler, gri ilişkiler var bu olayda. Ahmet Yılmaz İZSU’da kral gibi geziyordur. Adam CHP Kemalpaşa İlçe Başkanı. Hadi genel müdür ona fırça atsın bakalım. Yapamaz. Karşısında CHP'nin Kemalpaşa İlçe Başkanı var. Bu kadar basit işte yani olay. Uygulamaya geldiğinde bunlar hep eksi, hep tehlike. Onun için de bunda da bir etik değer olmalı” diye konuştu. 

“Yanlıştan dönmek erdemdir”

Şifreli kapıyla gündeme gelen Kemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Türkmen’in açıklamalarına da değinen Pala; “Mehmet Başkan’a bizim ve diğer haber yapan medyanın uyarısını dikkate alıp da ‘Şifreli kapı koymakta yanlış yapmışız’ dediği için de teşekkür ediyorum. Yani yanlıştan dönmek de bir erdemdir. Meclis toplantısın da zannediyorum söylemiş. Kapı ya da şifre ne zaman kaldırılacak işin o tarafını da öğrenirsek yakında güzel olur. Ben eksi yapınca eleştiririm ama artı yapınca da teşekkür ederim. Bu harekete teşekkür ediyorum. Diğer başkanların da aynı davranmasını istiyorum. Yani eleştirdiğiniz zaman özellikle belediye başkanı ya da siyasiler hemen kızıyorlar. Hemen size karşı tavır alıyorlar. Ben sadece işimi doğru yapmaya çalışıyorum ve gördüğümü yanlışsa uyarmaya çalışıyorum. Sen bundan ders almaya çalış. Bırak kim söylüyor? Ercan mı söylüyor? Ahmet mi söylüyor? Ayşe mi söylüyor? Sen söylenene bak. Eğer söylenen doğruysa söylenen haklıysa sen o zaman ondan ders al, gereğini yerine getir” dedi.

Muhabir: Ayşegül Koç