Toplantıda söz alan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında 28 yıl önce imzalanan gümrük birliği anlaşmasının güncellenmesi gerektiğini ifade etti. Zorlu, “Rekabet edebilirliğimizin artırılması için gümrük birliğinin mutlaka güncellenmesi gerekiyor” dedi. İzmir’in dış ticaret rakamlarını paylaşarak, “2023 yılında 12,9 milyar dolar ithalat, 17,2 milyar dolar ihracat yapıldığını görüyoruz. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 132,8. İzmir, 2017 yılından beri aralıksız olarak ithalattan çok ihracat gerçekleştirerek ülkenin dış ticaretinde önemli bir aktör olmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Gümrük birliğinin asimetrik yapısının güncellenmesi gerektiğine dikkat çeken Zorlu, “Asimetrik yapısı, kapsamının sınırlı olması, danışma mekanizması ve anlaşmazlıkların halli bakımından yetersiz kalması gibi nedenlerle güncellenmeyi gerektiriyor. Türkiye’nin 23 serbest ticaret anlaşması (STA) varken, AB’nin 78 adet STA’sı bulunuyor. AB’nin Kanada, Vietnam, Güney Afrika, Japonya gibi ülkelerle STA’ları var, ancak Türkiye’nin yok. Böyle bir tabloda gümrük birliğinin beklentilerimizi karşılaması giderek zorlaşıyor” dedi.
"Türkiye bu işlerden çok fazla zarar görüyor”
Eskinazi, Türkiye’nin AB ile olan ticaret yolculuğuna değinerek, “Gümrük birliği 1995 yılında yürürlüğe girdi. O zamanlar AB ülkeleriyle toplam ticaretimiz 30 milyar dolar civarındaydı. Bugün 210 milyar dolara çıkardık. Bu başarılı bir netice gibi görünüyor ama aslında potansiyelimiz bunun çok üzerinde. Zeytinyağımızı, tavuklarımızı satamıyoruz” dedi. Eskinazi, “Gümrük birliği yaparken onlara bir avantaj vermişiz ve hâlâ bunu kullanıyorlar. Şu anda AB’nin pek çok ülkeyle serbest ticaret anlaşması var. Kurallara göre AB’nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkeler bizimle de serbest ticaret anlaşması imzalamalıydı. Ama bunu yapmıyorlar. Çünkü zaten avantajı ellerine almışlar. Bize avantaj vermek istemiyorlar. Türkiye bu işlerden çok fazla zarar görüyor” diye ekledi. Kurların ihracat üzerindeki etkisine de değinen Eskinazi, “Enflasyonu yenmek için ne gerekiyorsa onu yapmamız lazım. Biraz dişimizi sıkacağız. Ama bir gerçek var ki kurların enflasyona etkisi ancak yüzde 30’larda. İhracatçıyı destekleyen başka enstrümanlar var. Örneğin 2 puan olan destek 5’e çıkabilirse, bunlar ihracatçıya nefes aldırabilecek konular” dedi.
Limanlar konusunda da açıklamalarda bulunan Eskinazi, “Alsancak Limanı geçmiş yıllarda bir özelleştirme süreci yaşadı ama gerçekleştirilemedi. Şu anda Alsancak limanının değeri, o günkü özelleştirme değerinin üçte biri kadar. Aliağa limanları olmasa İzmir’in ihracatı olmazdı” ifadelerini kullandı. Çandarlı Limanı’nın potansiyeline de değinen Eskinazi, “Çandarlı, hem bizim için hem de Çinliler için önemli bir aktarma limanı haline gelebilir. Burada kurulacak tesislerin ihracatlarını yakın bir limandan yapmaları maliyetlerini düşürecektir. Tüm ihracatımızın yüzde 92’si deniz yoluyla gerçekleşiyor. Bu nedenle limanlarımızı büyütmemiz gerekiyor” dedi.
Toplantıda ayrıca, ESİAD Yönetim Kurulu Üyesi Rebii Akdurak, gelecekte benzer toplantıların devam edeceğini belirterek, “Önümüzdeki aylarda bu tür toplantıları en az ayda bir kez yapmayı planlıyoruz. Diplomatlarla fikir alışverişi yapılmasının faydalı olacağını düşünüyoruz” dedi.
Eskinazi, Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM) hakkında bilgi vererek, bu konuda uyum sağlanamaması durumunda gümrük birliğinin avantajlarından yararlanamayacaklarını vurguladı. Toplantı, katılımcıların ilgisiyle sona erdi.