CHP kulislerine yönelik bilgilerle dikkat çeken gazeteci Barış Yarkadaş'ın geçtiğimiz günlerde 'Tunç Soyer genel başkan adaylığını açıklamaya hazırlanıyor' iddiası gündemde uzun süre tartışılmış, Soyer yaptığı açıklamayla bu iddiayı yalanlamıştı. Barış Yarkadaş'ın açıklamalarını değerlendiren Fatih Altaylı Yarkadaş'ın gazeteci ve siyasetçi kimliği arasında sıkışıp kaldığına işaret etti.
Altaylı açıklamasında şunları söyledi.
'Burada kuyuyu taşa atan arkadaş Barış Yarkadaş. Tunç Soyer 'benim böyle bir planım yoktu' diyor. Barış Yarkadaş enterasan biri. Yarkadaş deve kuşu gibi! Gazeteci desen gazeteci değil, siyasetçi desen siyasetçi değil. Yani ortada bir figür olarak kaldı. eskiden gazeteciydi. Sonra bir siyasete girdi, sonra siyasetten çıktı, sonra çıktığında da çıkmadı, CHP'yle ilgili bilgi diyebileceğimiz ama bilgi olmayan, görüş diyebileceğimiz ama gerçekleri yansıtmayan, iddia diyebileceğimiz ama gerçekleşmeyen bir sürü şey söyledi. Bu da onlardan biri olarak tarihe geçti.

Barış Bey gazeteci mi? Siyasetçi mi?

Barış Bey'in orada şey yapması lazım, gazeteci mi? CHP'li mi? CHP'de çeşitli görevlere aday birisi mi? Yoksa ben siyasetle işimi hallettim, artık gazeteciyim mi? Orada bir karar veirse inandırıcılık açısından daha iyi bir pozisyon almış olabilir. Ama tabi kendi bileceği şey. Biz kimsenin işine karışamayız.

Sonuçta konuşulan, adı geçen, ciddiye alınan bir gazeteciydi, yeniden o pozisyona gelmesi gazetecilik kimliği açısından da onun için iyi olur. Şu anda ortada kaldı biraz, kendi iddiasından ötürü, kendi partisinden iddiasından ötürü, kendi partisinden böyle anılmak hoş olmadı. 


Barış Yarkadaş'tan 'Güneş gazetesi' hatırlatması...

Fatih Altaylı'nın kendisi hakkındaki sözlerine göndermede bulunan Barış Yarkadaş Fatih Altaylı'yla ilgili bir anısını paylaştı. Güneş Gazetesi'nde stajyer olarak görev yaparken Altaylı'nın gazete yönetiminde olduğuna işaret eden Yarkadaş, mali krizdeki gazetede çalışanlardan birinin yeni doğmuş çocuğu için istenen süt parasına Altaylı'nın 'Ne yapayım ben de kedime süt alamıyorum” cevabını verdiğini hatırlatttı.


İşte Barış Yarkadaş'ın paylaştığı mesaj...
Yıl 1991..
Güneş Gazetesi’nde stajyer öğrenciyim. Gazete ciddi bir mali krizde. Aralarında Fatih Altaylı’nın da olduğu gazete yönetimi maaş ödeyemiyor. 
Maaşını alamayan işçiler, gazetenin karşısında “direniş çadırı” kurmuş, maaşlarını alabilmek için çaba  gösteriyor. Muhabirler, habere giderken, yandaki bakkaldan borç alıyor. Şişli Belediye Başkanı Fatma Girik, gazete binası ısınabilsin diye arada sırada mazot yolluyor. 
Anlayacağınız tam bir sefalet var. 
Fatih Altaylı ise o sırada her gün farklı bir arabayla binaya geliyor ve hiçbir şey yokmuş gibi yaşıyor. 
Lafı uzatmayayım:
Sefaletin boyutu derinleşince, gazetenin yazarlarından Ahmet Tezcan, Altaylı’nın da olduğu patron katına çıktı ve Fatih’e “Bir arkadaşımızın çocuğu oldu. Çocuğuna süt alamıyor. Bani ona biraz para verin süt alabilsin” dedi. 
Fatih, “Ne yapayım ben de kedime süt alamıyorum” cevabını verdi. 
Fatih işte budur…
Not: Bu anektodu 2000 ya da 2001 yılında yaklaşık 700 üyesi bulunan Gazeteciler Meclisi Girişimi’nin mail grubunda da yazmıştım. Ahmet Tezcan da o gruptaydı. Ahmet Abi hatırlar.. Cezaevinde başlayan ölüm oruçları üzerine yaptığımız bir tartışma sonrası hatırlatmıştım.

Muhabir: Bünyamin Dobrucalı