İzmir’de olan ya da ülkenin çeşitli yerlerinde olan yangınlarla ilgili kurumlar, kişiler, bireyler birbirini suçluyor bu çok yanlış diyen Doğan; “Bununla çözüme varamayız, bununla bir yere varamayız. Bir de bu tür felaketleri siyasallaştırarak, konuşmayı siyasallaştırarak toplum nezdinde tartışmanın aslında hiçbir yararı yok. Partilere de yararı yok. Siyaset kurumlarına da yararı yok. O nedenle bizim sonuçları tartışmaktan önce mutlaka o sonuca varmadan önce alınması gereken tedbirler, yapılması gerekenleri yapmalıyız” dedi.
“Ormanlar, orada yaşayan köylülere tahsis edilmeli”
Orman yangınlarıyla mücadelede yapılması gerekenler hakkında görüşlerini paylaşan Doğan; “Ormanları, özellikle o bölgede ikamet eden o bölgede geçimini temin eden, köylüye çiftçiye tahsis etmemiz gerekiyor. Korunması koşuluyla. Çünkü oradan gelirini elde edecek bir biçimiyle orada uğraş verecek. Bir boyutu budur. Bir diğer boyutu da bizim insanla ormanın buluşması noktasında toplumumuzu eğitmemiz gerekiyor. Bu konuda son derece eğitimsiz bir toplumuz. Yani biz pekala gidip bir ormanlık alanında piknik yapabiliyoruz. Semaver yakabiliyoruz ya da işte mangal yakabiliyoruz bunlar yasaklanmalı kesinlikle. Bir diğer boyutu da kabul edelim ki yani bakanlığın da söylediğine göre bunu söylüyorum elimde herhangi bir veri yok. Bu yangınların yüzde 95’i insan kaynaklı, yüzde 5’i doğa kaynaklı. Doğa kaynaklı dediğimizde aslında bir biçimiyle ucu insana dayanıyor. Nedir orada kastım, siz ormanlık alanda bir takım cam şişedir, pettir ya da madeni şeylerdir bırakır iseniz ya da otoyollardan geçerken yolun sağına soluna izmarit atarsanız ya da yine dediğim gibi cam şişedir madeni şeyler atarsanız bunlar güneş ışınlarıyla buluştuğu zaman bir de rüzgar olduğunda havada kurulduğunda pekala bu da doğal bir sonuçmuş gibi karşımıza çıkıyor. Ama yine de işin ucunda aslında insan var. Yoksa durup durduğu yerde kendiliğinden doğa tutuşmaz, orman tutuşmaz. Demek ki bu konuda bir almamız gereken tedbirler var. İkincisi eğitim boyutu var. Üçüncüsü de ormanla insan ilişkisinin olduğu bölgelerde bizim tampon bir takım bitkilendirmeler yapmamız lazım. Burada hem yerel yönetimlere ciddi görev düşüyor hem de doğal olarak Tarım ve Orman Bakanlığı’na görev düşüyor” diye konuştu.
“Felaketleri siyasallaştırmak doğru değil”
Doğan; “Diğer taraftan ülkesiyle vatanıyla ilgili yeterince aidiyet duygusu taşımayan insanımızla ilgili önlemler alarak bunları ancak yok edebiliriz. Yoksa aksi takdirde orman tutuştuktan sonra yangınla baş etmek çok zordur. Çok güçtür. Zaman zaman kişiler, kurumlar birbirini suçlayarak bir takım ifadelerde bulunuyor. Bu doğru değil. Yani biz olayın son durumunu yani sonuç kısmını tartışıyoruz. Halbuki ondan önce yapılması gerekenler var. Pekala yapılabilir. Yasal bir takım yöntemlerle yapılabilir. Diğer taraftan eğitim politikalarıyla yapılabilir. Bir taraftan bizim orman dediğimiz ormanlık alanları yeniden düzenlememiz de mümkün olabilir vesaire. Öbür kısmı sonuçtur. Yani bugün İzmir’de olan ya da ülkenin çeşitli yerlerinde olan yangınlarla ilgili dikkat ediyorum sürekli kurumlar, kişiler, bireyler birbirini suçlayarak gidiyor. Bununla çözüme varamayız bununla bir yere varamayız. Bir de bu tür felaketleri siyasallaştırarak, konuşmayı siyasallaştırarak toplum nezdinde tartışmanın aslında hiçbir yararı yok. Partilere de yararı yok. Siyaset kurumlarına da yararı yok. O nedenle bizim sonuçları tartışmaktan önce mutlaka o sonuca varmadan önce alınması gereken tedbirler, yapılması gerekenleri yapmalıyız. Sonuç kısmı başka bir şeydir. Ayrıca tartışılabilir” açıklamasında bulundu.