İZMİR HABERLERİ

Geçmişin gölgesinde gelecek korkusu: Sağlık çalışanları sessiz çığlık atıyor!

Türkiye’nin sağlık sistemi, "Yeni Doğan Çetesi" skandalı ve Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) kontenjanlarının yetersizliği nedeniyle derin bir kriz yaşıyor. Sahim-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, sağlık çalışanlarının saygınlığının zedelendiğini ve genç hekimlerin kariyer umutlarının azaldığını vurgulayarak, denetim eksikliklerinin ve yapısal sorunların acilen çözülmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye’nin sağlık sistemi, son günlerde yaşanan "Yeni Doğan Çetesi" skandalı ve yapısal sorunlarla sarsılmaya devam ediyor. Özellikle yeni doğan bebeklerin hasta gösterilerek yoğun bakıma alınması, toplumda büyük bir infial yarattı. Bu durum, yalnızca hekimlik değerlerini değil, insanlık değerlerini de tehlikeye atarak sağlık çalışanlarının saygınlığını ciddi şekilde zedeledi. Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) sonuçlarının açıklanmasının ardından ortaya çıkan kadro kontenjanlarındaki azalma ise genç hekimlerin geleceğe yönelik umutlarını giderek azaltmakta olduğunu ortaya koydu.
Sahim-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, yaşanan skandala sert bir tepki göstererek, sağlık çalışanlarının itibarının giderek zarar gördüğünü vurguladı. Akarken, "Bu acımasız eylemler, sadece sağlık kurum çalışanları için değil, toplum için de büyük bir travma yarattı. Hiçbir gerekçe, hekimlik ve sağlık çalışanlarının değerlerinin ayaklar altına alınmasını haklı çıkarma." dedi.

Denetim eksiklikleri ve sağlık kurumları üzerindeki etkileri

Kamuoyunda yarattığı infialin ardından, yenidoğan yoğun bakım hizmetini bu çeteye taşeron usulüyle teslim eden 10 hastanenin ruhsatlarının iptal edilmesi, ciddi bir denetim eksikliğini gözler önüne serdi. Akarken, "Yürütme ve denetim görevini elinde tutan Sağlık Müdürlüğü yetkilileri ne yapmıştır? Bu tezgah neden daha önce açığa çıkarılamamıştır? Yıllardır sürdüğü anlaşılan bu tezgahın geç ortaya çıkmasından sorumlular kimlerdir?" diyerek sorularını sıraladı. Ayrıca, kamu otoritesinin kendi hatasını telafi etmek için hastaneleri kapatmasının, özveriyle çalışan sağlık personelini işsiz ve güvencesiz bırakma riskini doğurduğunu ifade etti.

TUS kontenjanlarındaki yetersizlik ve genç hekimlerin zorlukları

Akarken, sağlık sektöründeki yapısal sorunların da acilen çözülmesi gerektiğini belirtti. 28,500'e yakın hekim TUS’a girdiğini ancak açılan kadroların bu sayının çok gerisinde kaldığını vurguladı. "Giderek artan iş yükü, zor çalışma koşulları, yetersiz ücret politikaları ve şiddet olayları gibi sorunlarla karşılaşan genç hekimler, yeterli TUS kontenjanı bulunmaması nedeniyle mesleki motivasyonlarını kaybediyor." dedi. Bu sorunların çözülmemesi durumunda sağlık sisteminin sürdürülebilir olmayacağına dikkat çekti.

Sağlık çalışanlarının hakları ve adalet arayışı

Özlem Akarken, sağlık sisteminin güçlendirilmesi ve sağlık çalışanlarının haklarının korunması için mücadeleye devam edeceklerini belirtti. "Kısa vadeli çözümler yerine kalıcı ve etkili politikaların geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Sağlık çalışanlarıyla sürekli iletişim içinde olacak, sorunlarını dinleyecek ve çözüm önerilerini hayata geçireceğiz." dedi.
Son olarak, tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına ve sağlık profesyonellerine, bu mesele etrafında kenetlenme ve birlikte çözüm üretme çağrısında bulundu. Akarken, sağlık sisteminin geleceği için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.