Son Mühür Tv’de Hasan Tahsin Kocabaş’ın Gündem Yorum programının konuğu Halkın Kurtuluş Partisi İzmir Büyükşehir Adayı Özler Çakır’dı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün işçi, emekçi kadınların çok büyük direnişi sonunda, kanlarıyla, canlarıyla yazılmış bir gün olduğuna işaret eden Özler Çakır, biz Halkın Kurtuluş Partisi olarak diyoruz ki, sömüren sınıfın içinde yer alan kadınların günü olamaz, Tansu Çillerler’in günü olamaz. Para babalarının günü olamaz. Mutfağında taş kaynatacak duruma gelmiş işçi kadınlarımız onların fabrikalarında çalışıyorlar. Biz bunun altını özellikle çiziyoruz, Dünya Emekçi Kadınlar Günü diyoruz. Şöyle bir ayrımımız da var, biz, kadın erkek el ele yani bir sınıf bütünlüğü içerisinde bakıyoruz. Feminist hareketi burjuva hareketidir. Ne yazık ki sınıfsal bakmıyor meseleye’ hatırlatmasında bulundu.
İşte Özler Çakır’ın açıklamalarından öne çıkan detaylar…
Onlarınki Pentagon İslamı…
Bizim temel bir sloganımız var, şeriat orta çağdır diyoruz. Büyük Orta Doğu projesi içinde cetvelle çizercesine sınırları planını yürürlüğe koydular. Orta Doğu’nun kan gölüne dönmesinin temel nedeni ABD emperyalizmidir. İŞİD’in Taliban’ın islamiyeti Hazreti Muhammed’in Mekke islamiyeti falan değil. Onlarınki Pentagon islamiyeti.
Menemen’de suç duyurusunda bulunduk…
Bizde aydınların düştüğü şöyle bir tuzak var. İşte eğitim yoluyla biz bunun üstesinden geliriz! 3 Mart üç devrim yasasının yüzüncü yılıydı, biz alanlardaydık. Cumhuriyet yönetimi laik eğitim olarak çok önemli hamleler yaptı ama geldiğimiz nokta belli. İktidara geldiklerinde ilk söyledikleri ‘dindar ve kindar bir nesil istiyorum’ du. En son ÇEDES denen uygulamayla bu perçinlenmiş oldu. Şimdi biz okullarımızda laik ve bilimsel bir eğitim var diyebilir miyiz? Hayır, diyemeyiz. İşte en son ÇEDES kapsamında devrim şehidi Kubilay’ın katilinin mezarına çocuklarımızı götürdüler. Biz ertesi gün Menemen’deydik ve suç duyurusunda bulunduk.,
Maaşımızın yüzde 10’u partiye…
Bizim adımız Halkın Kurtuluş Partisi. Bu öylesine konulmuş adlar değildir. Biz işçi ve emekçi partisiyiz. Hepimiz çalışanlarız, emekliyiz. Kökenlerimiz işçi, memur, küçük esnaf. Bizim tüm giderlerimiz partimize verdiğimiz aidatlarla ödenir. Maaşımızın yüzde 10’unu biz partimize aktarırız. Para babalarına karşı mücadele ederken onlardan para alırsanız burada bir samimiyet kalır mı? İzmir’de bir seçim arabamız var. Genel başkanımızın ve benim fotoğraflarımızın olduğu kampanyamızı onunla sürdürüyoruz.
Kirli siyasetin içinde yokuz…
Her gün pazarları dolaşıyoruz. Umutsuzluğa yer yok diyoruz. Her haklı mücadele eninde sonunda başarıya ulaşır. Biz bunu antiemperyalist kurtuluş savaşında gördük. Biz bunu bir kere başardık, ikincisini de başaracağız. Biz kendimize ikinci kurtuluş savaşçıları diyoruz. Meclisteki kirli siyasetin içinde de, kirli ittifakların içinde de yokuz. Halkçı belediyeciliğimizin temeli de bu. Ne geliyorsa halkımızın başına örgütsüz olmasında geliyor. Örgütlü halk heptir, örgütsüz halk hiçtir diyoruz. Belediyecilikte de her mahallede halk örgütlerini savunuyorum.
Ülke viraneye döndü…
Geldiğimiz son 22 yılın sonunda, bunların temeli bezirgan sermayesine dayandığı için şeriat özlemi içindeler. Dolayısıyla ülkemiz orta çağcı faşist din devletine doğru gidiyor. Cumhuriyetin tüm kazanımları elden gitmiş durumda. Eğitim kaldı mı? Hukuk kaldı mı? Ordu kaldı mı? Kalmadı. Tüm kurumların yok olduğu bir viraneye dönüştürüldü. Milli Eğitim Bakanı höykürdü meclis kürsüsüne ‘sizin o Türkiye, eski Türkiye, unutun bunu’ dedi. Şu anda mecliste ABD emperyalistleri tarafından belirlenmiş bir iktidar ve bir de en sağından en soluna kadar muhalefeti oynamak için görevlendirilmiş muhalefet var.
İzmir’in 10 ilçesinde adayımız var…
Biz bıçak sırtı olan illerde aday göstermedik. İstanbul, Ankara, Adana, Mersin gibi illerde aday göstermedik. İlçeler de dahil olmak üzere CHP’nin adayını destekledik. Biz İzmir’i bıçak sırtı olarak görmüyoruz. Büyük bir sürpriz olmayacaktır. Ama biz de bir siyasi partiyiz, İzmir Büyükşehir ve 10 ilçede aday gösterdik. 10 ilçenin 7’sinde kadın adayımız var.
