Son Mühür Tv’de Hasan Tahsin Kocabaş ile Gündem Yorum programında bu hafta yerel seçimler ve köy enstitüleri konuşuldu. Köy Enstitülerinin öneminden bahseden Hasan Tahsin Kocabaş, enstitülerin kaldırılmasını eleştirerek ‘Köy enstitülerinin olduğu yerde feodalizm olmaz orta çağ yıkılır, hep aydınlık olur’ ifadelerini kullandı.
Hasan Tahsin Kocabaş, aday seçiminin kriterlerini eleştirdiğini belirtirken, yeni bir değişim adı altında aslında bir genetik prodüksiyonun yapıldığını savunduklarını ifade etti. Kocabaş, ‘CHP’nin mayasında olan demokrasi yer yer zaafa uğratıldı. Seçime gidildi T.C vatandaşları CHP adayları seçti.
‘CHP’nin birinci parti yapılmasında iki neden var’
CHP’nin birinci parti yapılmasında iki neden var. Türkiye’de parlamenter yaşam yok şu anda. Onun yerine tek adam olayı var. Yani başkan ne derse o olur. Eskiden, yasama yürütme yargı ve basın vardı. Birbirlerine karışmazdı.
Bugün yaşadığımız sorunların temelinde şuur var, mevkure eksikliği var. Bir tarzı siyaset yok. Türkiye’de eksik olan bu’ ifadelerini kullandı.
Özgür Özel değişim dedi içini dolduramadı
Hasan Tahsin Kocabaş, Cemil Tugay’ın adaylık süreci hakkında şöyle konuştu: ‘Sayın Özgür Özel değişim dedi içini dolduramadı. Değişimden kastı neydi ? Daha aday adaylığı konusunda İzmir’e karşı takınılan tavır dikkat çekti. Hatırlayın, İzmir’e Büyükşehir Belediyesi başkanı yapılmak istenen kişiler alakasız isimlerdi. Cemil Tugay’ın seçilmesinde etken neden değişim sürecinde pek çok belediye başkanının haricinde Özgür özele destek vermesi ve bunu da ilan etmesiydi.
Özgür Özel ve CHP güvendiği için onu aday yaptı
Özgür Özel ve CHP güvendiği için onu aday yaptı. Olmayan parlamenter demokrasimizde bu kadar çok parti neden var ? Bugünkü sistemde her parti partiler doğurmuş. Kaç parti var bilmiyorum. Vatandaş buna dikkat çekti bu kadar çok parti mi olur dedi ? Yurttaşlık bilinci olmayınca bazı gariplikler de dikkatimizi çekiyor.’
Böyle fırsatçı, istifçi düzen olur mu ?
Tatil beldelerindeki fahiş fiyatlar hakkında konuşan Hasan Tahsin Kocabaş, ‘Bazı fişler görmüşsünüzdür tatil beldelerinde. Alma, gitme, alenen fırsatçılıkla seni istismar ediyorlarsa bak komşu seni ne güzel ağırlıyor. Gitmeyin, kapıda vize uygulaması başladı. Böyle fırsatçı, istifçi düzen olur mu ?
Siz emekli oldunuz ölün anlayışı
Üstelik muhafazakar demokrat olduğunu iddia eden ve dinsel referansları ön planda tutan partiden beklenmeyecek hamleler yapıldı. Emeklileri bir yük gibi gören bir anlayış. Emeklilere siz emekli oldunuz ölün anlayışı. Bunu yapamayız bütçeye yük olur diyorlar. Bütçeye yük olmasını istemiyorsan zenginlere vergi koy. Vergi borcunu affetme. Amerika’da en büyük suçtur vergi kaçakçılığı. Ama Türkiye’de bal tutan parmağını yalıyor. Hep böyle olmuş bu.
Vatandaş, AK Parti’ye seni ben 20 küsür yıldır iktidar yapıyorum ama sen şirazeyi kaydırdın demiş İstanbul Ankara İzmir gitmiş. Peki CHP mesajı almış mı ? Orası biraz kuşkulu’ şeklinde konuştu.
‘Tavsiye başka bir şeydir’
Usta Gazeteci Kocabaş, genel sekreterlik atamaları iddiaları hakkında şunları söyledi: ‘İzmir’de belediye başkanının özgür iradesine çalışanlarına karışamazsınız. Belediye başkanı kendi belirler. Tavsiye başka bir şeydir, kabul etmezse maraza çıkarmazsınız.
İzmir’in CHP’deki fotoğrafında eğer İzmir genel başkanın hemen yanı olmazsa başka belediye başkanlarının arkası olursa büyük maraza çıkar. Çünkü İzmir CHP’ye büyük uyarıda bulundu.
CHP adaylar belirledi, seçime gitti. Bayraklı belediye başkanını ben eleştiremiyorum çünkü yanlış yapıldı. Niye giderayak 2-3 bin kişi işe alıyorsunuz. Seçim yasası değişmeli. Aday olsun olmasın belediye başkanının belediye seçimine birkaç ay kala bazı yetkileri dondurulmalı. CHP başkanı yerine gelen belediye başkanına adeta kazık atmış.
Tapu kadastro genel müdürü atar gibi…
Özgür Özelin Aykut Erdoğdu’yu genel sekreter yapmak istediği söyleniyor. Buğra Gökçe oldu ama o İzmir’de çok zaman geçirdi. Kendisi mali konularda çok iyiymiş ama İzmir’i bilen mali konularda iyi başkaları da var. O zaman Selin Sayek Böke de belediye başkanı olsaydı. Tapu kadastro genel müdürü atar gibi belediye başkanı belirlenirse o zaman demokrasinin verilen oyların bir değeri kalır mı ? Genel Sekreterlikte siyaset konusunda tamamen tarafsız birinin olması gerekmez mi ? Siz eski milletvekilini genel sekreter yapıyorsunuz, siz belediye başkanına gölge mi tayin ediyorsunuz ? Genel sekreterlik makamında fazla siyasi figür olmaz.
Emir eri değildir
İlçe belediye başkanları partilerinin ilçe başkanlarının emir erleri değildir. Ya da partinin ilçe başkanı belediye başkanının emir eri değildir. Belediye başkanlarının şu anda ellerinde bir önceki bütçe verileri var. Bugün köy enstitüleri toplantısı cemil beyin kucağına bırakıldı. Bir toplantı var o da cemil beyin kucağına geçen dönemden kaldı. Seçilen belediye başkanları aslında 2025 de belediye başkanı olacak çünkü kadrolarını hazırlayacaklar, projelerini hazırlayacaklar.’
Her şey 1946 da başlamış
Köy Enstitülerinin tarihinden ve öneminden bahseden Kocabaş, ‘Para kazanma uğruna eğitimin anlamı bile boşaltıldı. Türkiye’deki milli dediğimiz eğitim baştan aşağı sakat. Bu sakatlık son 20 yılın sakatlığı değil. Her şey 1946 da başlamış. Orta dereceli okullarda felsefe mantık sosyoloji biyoloji dersine bile tahammül edemeyen gerici kafa 1946’dan beri Türkiye’de Atatürk gerçeğini silmeye çalıştı. Biyoloji bir bilimdir, nereden nereye getirdilerse biyoloji soğan zarına mikroskopla bakmak olarak kaldı.
Hasan Ali Yücel 1940’da göreve geliyor. Meslek liselerinde ekmek yapacağız, ucuza satacağız diyen bakanlardan değil Hasan Ali Yücel. O dönemde bir proje hazırlıyorlar öyle bir büyüyor ki. Kızılçulluğu köy enstitüsü yapıyor. Anadolu’nun her yerinde yapıyorlar.
İlk amaçları toprağa sahip çıkmak
İlk amaçları toprağa sahip çıkarak kaliteli üretim yapmak. Ki o dönemde 2. Dünya savaşı var herkes birbirini yiyor ama ismet paşa Türkiye’yi savaşa sokmuyor. Sonrasında bir düzenleme yapıyorlar.
1946’da Reşat Şemsettin Sirer diye bir adam Milli Eğitim Bakanı oluyor. Necip Fazıl onun için ‘Hem dinci hem de laik gözüken ikili oynayan birisi’ diyor. Reşat Şemsettin Sirer Hakkı Tonguç’a bir gün soruyor ‘Bu köylü çocuklarını neden okutmak istiyorsunuz ? Köylüler çocuklarının okumasından korkuyor.’ O da ‘Elbette okutacağız’ diyor. Reşat Şemsettin de ‘Okusunlar da gelip bizi öldürsünler mi istiyorsun ?’ diyor. Gerici kafaya bakın.
'Köy enstitülerinin olduğu yerde feodalizm olmaz orta çağ yıkılır, hep aydınlık olur'
Göreve gelince ilk yaptığı şey köy enstitülerini kaldırmış. Çünkü köy enstitüleri fikri hür vicdani hür nesiller yetiştiriyor. Köy enstitülerinin olduğu yerde feodalizm olmaz orta çağ yıkılır, hep aydınlık olur.
Peki İsmet İnönü neden onu getiriyor orada karanlık bireyler var. 1946-50 yılları arasında Amerika ile o kadar tuhaf şeyler yapılmış ki. Bizim eğitimimize bulaşmışlar. Böyle bir şey olabilir mi ?
Köy Enstitüleri döneminde neler yapılmış ?
Usta Gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş Köy Enstitülerinin yaptıklarına dikkat çekti. 1940-1946 yılların arasında yapılanlar şu şekilde:
- 15 bin dönüm tarla tarıma elverişli hale getirilmiş
- 750 bin fidan dikilmiş
- Oluşturulan bağların miktarı 1200 dönüm
- 150 büyük inşaat
- 210 öğretmen evi
- 20 uygulama evi 36 ambar ve depo
- 48 ahır ve samanlık
- 12 elektrik santrali
- 16 su ve 12 tarım deposu
- 3 balıkhane
- 100 km yol
- Sulama kanalları
Hasan Tahsin kocabaş günümüzdeki eğitim sistemini eleştirdi ve ekledi: 'Bugün çocuklarımızın kullandıkları sözcük sayısının azlığının nedeni MEB politikalarının sakat oluşudur. Ne idüğü belirsiz tarikat ve aşiretlerle iş birliğidir. Cumhuriyetin aydınlığı MEB’e vurmaktan vazgeçti artık. İstenen biat etmek, karşı çıkılmamasını sağlamak. Çıkamaz ki felsefe yok, sosyoloji yok, mantık yok. Ne var ? Silah var. Dizilerin ¾ mafya. Emperyalist uşakları hayatımızı daralttı ve her yere de sirayet ediyorlar.'