Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte grip ve soğuk algınlığı vakaları artış gösteriyor. Uzmanlar, bu dönemde bağışıklık sistemini güçlendirmek için doğal ve sağlıklı ürünlere olan ilginin arttığını belirtiyor. Bu bağlamda, son yıllarda sağlık üzerine yapılan bilimsel araştırmalar, sirkenin özellikle grip gibi enfeksiyonlara karşı koruyucu etkilerini ortaya koyuyor. Yapılan araştırmalara göre, günde 3 çorba kaşığı sirke tüketmenin, vücutta antimikrobiyal etki gösterdiği ve gripten korunmaya yardımcı olduğu vurgulanıyor.
Gıda Mühendisi Berna Portakal ve Gıda Mühendisi Engin Akçelenk'in katıldığı basın toplantısında, sirkenin sağlığa olan faydaları detaylı bir şekilde ele alındı.
Sirke, antimikrobiyal etkileriyle gripten koruyor
Toplantının başında söz alan Kemal Kükrer, sirkenin sağlığa katkılarının, özellikle kış aylarında önem kazandığını belirtti. Uzmanlar, sirkenin antimikrobiyal özellikleri sayesinde, kışın grip ve soğuk algınlığına karşı korunmak isteyenler için faydalı bir seçenek olduğunu ifade ediyor. Gıda Mühendisi Berna Portakal, yaptığı açıklamada, "Son yıllarda elma sirkesi, üzüm sirkesi gibi çeşitli sirkelerin sağlık üzerinde olumlu etkileri olduğuna dair araştırmaların arttığını ifade ederek, sirke tüketiminin glisemik indeks, anti-diyabetik özellikler, yağ metabolizması, ülseratif kolit, kolesterol, karaciğer fonksiyonları, oksidatif stres, anti-kanserojen ve antimikrobiyal etkiler gibi pek çok sağlık yararı sunduğunu söyledi.
COVID-19 pandemisiyle birlikte, bağışıklık güçlendirici ve doğal ürünlere olan talebin arttığını belirten Portakal, "Bu dönemde Kemal Kükrer olarak, geleneksel sirke kültürünü modern bir yaklaşımla birleştirerek, Türkiye'de ilk kez kolay içimli 'Yudumluk Sirkeler' ürününü geliştirdik. Bu yenilikçi ürün ile, sirkenin tüketimini daha pratik hale getirerek, günlük yaşamda kullanımını kolaylaştırdık." dedi.
Portakal, günlük 3 çorba kaşığı sirke tüketmenin, sağlıklı bir yaşama katkı sağladığını belirterek şunları söyledi: "Antimikrobiyal olan sirkeler, iltihabı azaltmada önemli bir rol üstleniyor. Metabolizmayı hızlandırarak kilo vermeye ve bağışıklık sisteminin normal fonksiyonlarda çalışmasına yardımcı oluyor. Ayrıca, sirke içeriğindeki vitamin ve minerallerle besleyici öğeler de sağlıyor. Özellikle elma sirkesi, potasyum, kalsiyum ve B vitaminleri gibi önemli besin maddelerini içeriyor."
Sirke, gıda israfını önlemede de etkili
Toplantının bir diğer önemli konusu ise sirkenin gıda koruma özellikleri oldu. Dünyada her yıl 1,3 milyar ton gıda israfı yapıldığını ve Türkiye'de ise bu rakamın ortalama 26 milyon ton civarında olduğunu belirten Engin Akçelenk, gıda israfının önlenmesi açısından sirkenin rolüne dikkat çekti. Akçelenk, "Sirke sadece lezzet verici değil, aynı zamanda gıdaları mikrobiyolojik bozulmalardan koruyarak israfın önlenmesine katkı sağlıyor. Kemal Kükrer olarak, ürettiğimiz sirkeler, sadece evde değil, aynı zamanda konserveler, turşular, soslar ve marine ürünlerinde de ana ya da yardımcı bileşen olarak kullanılıyor." dedi.
Akçelenk, sirkelerin, gıdaların raf ömrünü uzatarak ve onları mikroplardan koruyarak, hem bireysel tüketicilere hem de endüstriyel üreticilere büyük katkılar sağladığını belirtti.
Doğal sirke tüketimi sağlık için önemli
Toplantıda, doğal sirkenin sağlık üzerindeki etkileri ve tüketicilerin sahte ya da tağşiş ürünlerden nasıl korunabileceği de gündeme geldi. Sirkenin taklit ve tağşiş ürünlerle karıştırılmasının büyük bir sorun oluşturduğunu belirten Kemal Kükrer, "Gerçek meyve sirkesinin içine maliyeti daha uygun olan beyaz sirkenin karıştırılmasıyla yapılan hileye tağşiş, doğrudan doğruya sentetik asetik asitin sulandırılması ile elde edilen sahte ürüne ise taklit diyoruz. Profesyonel laboratuvarlar olmadan bu hileyi tespit etmek oldukça zor. Ancak, geleneksel fermantasyon yöntemiyle üretilmiş bir sirkenin karakteristik doğal asidik tadını rahatlıkla hissedebilirsiniz." dedi.
Akçelenk, taklit ve tağşiş ürünlerin genellikle sentetik bir yakıcılık hissi veya yapay bir meyve tadı taşıdığını vurgulayarak, "Evde yapılan sirkeler ise profesyonel analizler olmadan doğru kalitede üretilemez ve genellikle meyve şarabı ya da kokteyl olarak kalır." dedi.
Türkiye'nin sirke ihracatında potansiyel kaybı
Berna Portakal, Türkiye'nin sirke ihracatındaki düşük performansa dikkat çekerek, "Dünya sirke ihracatı pazarı yaklaşık 1,5 milyar dolar değerinde. Türkiye ise 30 milyon dolar ihracatla, maalesef ilk 30’da bile yer alamıyor. Bunun en büyük nedeni, ülkemizde tağşiş yapan firmaların sirke ihracatını olumsuz etkilemesidir." dedi. Portakal, Kemal Kükrer'in yıllardır geleneksel üretimden vazgeçmeden kaliteli sirke üretmeye devam ettiğini belirterek, "Biz kaliteyi asla taviz vermedik ve vermeyeceğiz. Bu, sektörü geliştirmek adına attığımız en önemli adımlardan birisi." diye ekledi.