Diyarbakır'ın Sur ilçesinde atölye işleten Dilan Çerçel, bu geleneksel kıyafetin üretimini annesinden öğrendiği bilgilerle sürdürüyor ve Şal-u Şepik’e yeni dokunuşlar katıyor.
Dilan Çerçel, "Bu kıyafetler sadece günlük kullanım için değil, aynı zamanda düğün, nişan gibi özel günlerde de tercih ediliyor. Atölyemde çeşitli yöresel kumaşlar ve boncuklarla süslemeler yaparak, kültürümüzü yaşatan özgün tasarımlar ortaya çıkarıyorum," diyor. Şal-u Şepik, bölgede sıklıkla kullanılan bindallılar gibi, tarihi ve kültürel bir mirası temsil ediyor.
Geleneksel Kumaşların Kullanımı
Çerçel, kıyafetlerde tercih edilen kumaşlar hakkında bilgi verirken, "Özellikle Urfa kumaşı, dayanıklılığı ve rahatlığıyla öne çıkıyor. Bu kumaş hem terletmeyen hem de leke tutmayan bir yapıya sahip. Ayrıca incili kumaşlar da oldukça beğeniliyor ve ürünlerimize estetik bir görünüm katıyor," ifadelerini kullanıyor. Bu kıyafetler, işlemeler ve boncuklarla daha da zenginleştirilerek, modern ve geleneksel unsurların buluştuğu tasarımlar haline getiriliyor.
Gelecek Nesillere Taşınan Kültürel Bir Miras
Diyaliz bölümü mezunu olan ve hobisini mesleğe dönüştüren Çerçel, geleneksel giysilere olan ilgisiyle atölyesini kurmuş. Bu işin sadece bir geçim kaynağı olmadığını vurgulayan Çerçel, "Şal-u Şepik, bölgenin kültürel dokusunu yansıtan bir giysi. Her bir dikişinde, işlemelerinde, kullanılan boncuklarda bir hikaye saklı. Amacım bu sanatı yaşatmak, kültürel değerlerimizi geleceğe taşımak" diyor.
Dilan Çerçel’in ellerinde yeniden hayat bulan Şal-u Şepik, Diyarbakır’da Şanlıurfa kumaşıyla dikilen, boydan kaftan tarzında geleneksel bir elbise olarak bölgenin kimliğini simgeliyor.