İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde ‘ihaleye fesat karıştırma’ suçlamasıyla yargılandığı davada, karar duruşması öncesinde yaşanan gelişmeler, davanın gidişatını etkileyebilecek önemli bir dönüm noktasına işaret etti. İmamoğlu’nun beraatinin beklendiği davada, mütalaa vermesi gereken savcı izne ayrıldı. Savcının izine ayrılmasının ardından, duruşmaya geçici bir savcı katılacak ve bu durum, davanın ertelenme ihtimalini gündeme getirdi.
Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, son duruşmada mahkeme, savcılıktan mütalaa bekledi. Ancak, savcı bugün ve yarın geçerli olacak şekilde rapor alarak izne ayrıldığını bildirdi. Bu sebeple, yarınki duruşmada mütalaa açıklanması beklenmediği gibi, davanın ertelenmesi olasılığı oldukça yüksek. Ayrıca, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) güz kararnamesinin önümüzdeki hafta açıklanacak olması, savcı ve hakimlerin yer değişikliği konusunda şüphe uyandırdı.
Davada son durum: İmamoğlu’nun beraati bekleniyor
İmamoğlu’nun yargılandığı davada, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde yapılan ‘Kültür Merkezlerinde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi’ ihalesine ilişkin suçlamalar bulunuyor. Davada, İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu yedi sanığın "ihaleye fesat karıştırma" suçundan yargılanıyor.
İddianamede, sanıkların ihaleye katılma yeterliliğine sahip olmayan firmaların ihale sürecine katılmalarını sağladığı, şartnameye uygun olmayan malların değerlendirmeye alınmasını sağladığı ve nihayetinde kamu zararına yol açtığı belirtiliyor. Sanıklara, suçları sabit görülürse, üç ila yedi yıl arasında hapis cezası isteniyor. Ancak, mahkeme heyeti, bir önceki duruşmada, bilirkişi raporları ve tarafların savunmalarını dinledikten sonra dosyayı mütalaa hazırlığı için savcılığa göndermişti.
Savcının izne ayrılması ve geçici savcı ataması
Mahkeme heyetinin mütalaa beklediği bu kritik duruşma öncesinde savcının izne ayrılması, davanın gidişatını belirsizleştirdi. Savcının yerine geçici bir savcı atanacak ve bu kişinin davadaki mütalaayı açıklaması beklenmiyor. Uzman hukukçular, geçici savcının duruşmaya katılmasının davanın ertelenmesine neden olabileceği görüşünde. Eğer mütalaa açıklanmazsa, duruşmanın ileri bir tarihe ertelenmesi kuvvetle muhtemel.
HSK kararnamesi ve şüphe uyandıran gelişmeler
Bir diğer dikkat çeken gelişme ise, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) açıklayacağı güz kararnamesi öncesinde yaşananlar oldu. HSK, her yıl belirli dönemlerde yaptığı yer değişikliği kararlarını açıkladığında, savcı ve hakimlerin görev yerlerini değiştirme hakkına sahip. Ancak, savcının izne ayrılması ve hakimin de talebi olmadan yer değiştirilebileceği ihtimali, bu durumu şüpheli hale getirdi. Hukuk çevreleri, HSK’nın yer değişikliği kararlarının özellikle kritik davaların öncesinde alınmasının, davanın seyrini etkileyebileceği endişesini taşıyor.
Son duruşmada yaşananlar
Son duruşmada, dava dosyasına giren üç ayrı bilirkişi raporu arasında uyuşmazlıklar olduğu tespit edilerek üçüncü bir bilirkişi raporu hazırlandı. Bu raporda, Ekrem İmamoğlu’nun ihale sürecine müdahil olup olmadığı, ihale komisyonunda karar alma yetkisi bulunup bulunmadığı gibi kritik noktalar değerlendirildi.
Bilirkişi raporunda, İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olarak ihale sürecinde herhangi bir yetkisinin olmadığı ve imza atmadığı ifade edildi. Ayrıca, İmamoğlu’nun ihale sürecinde herhangi bir talimat veya yönlendirme yaptığına dair somut bir delil bulunmadığı belirtildi. Raporda, yalnızca işçilere ek sözleşme uygulanarak daha düşük bir ücret farkı ödendiği ve bu şekilde belediyeye belirli bir kazanç sağlandığı tespit edildi. Ancak, bu durumun "kamuyu zarara uğrattığı" şeklinde yorumlanıp yorumlanamayacağına dair bir açıklama yapılmadı.
İddianamenin içeriği ve suçlamalar
Büyükçekmece Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen ihale sürecinde, sanıkların ihaleye fesat karıştırmak amacıyla hareket ettikleri öne sürülüyor. İddianamede, İmamoğlu’nun ve diğer sanıkların, ihale alıcısı firma lehine hareket ettikleri ve bu süreçte kamu zararına yol açtıkları iddia ediliyor. İmamoğlu'nun, ihale komisyonunda yer almadığı, onay verme yetkisi bulunmadığı ve herhangi bir müdahalede bulunmadığı savunuluyor. İddianamede, sanıklara "ihaleye fesat karıştırma" suçundan üç yıl ile yedi yıl arasında hapis cezası isteniyor.