Buca'nın Tınaztepe Mahallesi’nde, ünlü iş insanı Mehmet Bektur’a ait TAPDİ Oksijen şirketinin 2022 yılında Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’ndan 165 milyon liraya satın aldığı arazi üzerine yapılan inşaat, kamuoyunda büyük tartışmalara yol açmıştı. Mahkeme, Büyükşehir Belediyesi'nin ruhsatın usulsüz olduğuna dair açtığı davada, Buca Belediyesi’nin işlemiyle ilgili olarak yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Bu gelişme, mimarlar ve şehir plancılarının tepkisini çekti.

Odalardan duruma tepki gecikmedi 

TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi ve TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi, konuya ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Oda'lar, açıklamalarında; “Kentimize elbirliği ile kazandırdığınız yeni metruk bina kutlu olsun. Emeği geçenlerden hesabını soracağız!” dedi.
Açıklamada, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın, Buca ilçesinde hazine mülkiyetinde bulunan bir arsayı kamu ihtiyaçları için kullanması beklenirken, imar planında yapılan değişikliklerle arsanın ticari rant amaçlı olarak satıldığını vurguladı.

Odalardan duruma tepki gecikmedi 

İmar planındaki usulsüzlükler

Oda’lar, imar planında belirlenen yapılaşma koşullarının göz ardı edildiğini belirterek, “Buca Belediyesi tarafından imar planına aykırı bir şekilde 15 kat yüksekliği esas alan ruhsat düzenlenmiştir” dedi. Ayrıca, mülk sahibi şirketin proje satış ilanlarında, imar planındaki kullanım kararına aykırı olarak 400’ü aşkın konutun yer alacağına dair ifadelerin yer aldığını da dile getirdi.
Buca Belediyesi’ne yapılan yazılı taleplerin dikkate alınmadığı ifade edilen açıklamada, “Mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı ile sonuçlanan bu durum, bizler için yeterli değildir” denildi.

Sorumluluk ve hesap sorulacak

TMMOB Şehir Plancıları Odası ve Mimarlar Odası, Buca Belediyesi'nin, inşaatın durdurulması ve yapı tatil zaptı düzenlemesi gerektiğini hatırlatarak, “Eğer inşaat devam ederse, esas sorumluluğun müteahhit şirketle birlikte ilgili belediyede olduğunu” vurguladı. Ayrıca, süreci takip ederek mevzuata aykırı bir tutum sergilenmesi halinde sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını da belirttiler.
Açıklamada, “İzmir’in tarihinde kaçak olarak inşa edilmiş, daha sonraki idari işlemlerle de aklanmış binalar ve çukurlar meşhurdur. Bu kentte rantın hüküm sürdüğü anlayış sona erene kadar mücadelemize devam edeceğiz!” ifadeleriyle, konunun takipçisi olacakları mesajını verdiler.

Açıklamanın tamamı şu şekilde:

"Kentimize Elbirliği İle Kazandırdığınız Yeni Metruk Bina Kutlu Olsun (!) Emeği Geçenlerden Hesabını Soracağız !

Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yaptığı imar planı değişikliği öncesinde Belediye Hizmet Alanı olarak Hazine mülkiyetinde bulunan Buca İlçesi, Tınaztepe Mahallesi, 624 Ada 8 Parsel; kamusal ihtiyaçlar için kullanılacakken önce imar planı değişikliği ile rantı artırılmış, ardından da satılmıştır.
Yapılan plan değişikliği ile E:2.40, 6 Kat yapılaşma koşullu “Ticaret” alanı olarak belirlenmiş sonrasında da Buca Belediyesi tarafından imar planına aykırı bir şekilde 15 kat yüksekliği esas alan ruhsat düzenlenmiştir.
Yaşanan süreçte, 15 kat yüksekliğindeki ruhsat yetmemiş; imar planında kullanım kararı “Ticaret” olsa da projeye ilişkin mülk sahibi şirketin KAP bildirimlerinde, müteahhit şirketin proje satış ilanlarında projede imar planındaki kullanım kararına aykırı olarak 400’ü aşkın konutun yer aldığı ifade edilmiştir.
Gelinen noktada ise söz konusu parsele yönelik; düzenlenen ruhsatın imar planına aykırı olduğu ve dolayısıyla da ruhsatın iptal edilmesi gerekliliği konusundaki yazılı taleplerimiz, Buca Belediyesince dikkate alınmamış olup, İzmir Büyükşehir belediyesi tarafından, ruhsatın iptaline yönelik açılan davanın ilgili mahkemenin aldığı karar neticesinde yürütmeyi durdurma kararı ile sonuçlandığı geçtiğimiz günlerde basına yansımıştır.
Öncelikle Buca Belediyesi tarafından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu gereğince hızlıca inşaatın durdurulması ve beraberinde yapı tatil zaptı gereğince inşaatın devam edip etmediğinin takip edilmesi gerektiğini, yalnızca yapı tatil zaptını düzenleyip devamında inşaatın sürmesi halinde de esas sorumluluğun müteahhit şirketle birlikte ilgili belediyede olduğunu hatırlatıyoruz.
Bu konuda süreci takip ederek mevzuata ve mahkeme kararlarına aykırı bir tutum olması halinde sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı bir kez daha deklare ediyoruz.

Odalardan duruma tepki gecikmedi 

Söz konusu inşaatın durdurulması bizler için yeterli değildir!

İzmir’in tarihinde; kaçak olarak inşa edilmiş, daha sonraki idari işlemlerle de aklanmış binalar ve çukurlar meşhurdur. Meslek odaları olarak, usule aykırı yapılan işlemlerden ve yapılan bu usulsüz işlemlerin hesabını sormayan yerel yöneticilerden usandık.
İdarelerin arkasına sığındığı, geçmiş dönemlerde yapılmış usule aykırı iş ve işlemlere yönelik adım atmama çabasının hiçbir yasal dayanağı bulunmamaktadır. Aksine, usule aykırı devam eden inşaatların yaratacağı kamu zararında bu tutumun da doğrudan payı bulunmaktadır.
Söz konusu parsele ilişkin atılan tüm adımları takip ettiğimiz bilinmelidir. Bu parselde ve benzeri projelerde, imar planlarına ve kanunlara aykırı olarak hazırlanan her türlü iş ve işlemin meşrulaştırılmasını sağlamak adına; imar planı, imar planı değişikliği, plan notu değişikliği, meclis kararı gibi alınabilecek herhangi bir kararın rant amaçlı olduğunu ve karşısında duracağımızı şimdiden beyan ediyoruz.
Bu kentte rantın hüküm sürdüğü anlayış sona erene kadar mücadelemize devam edeceğiz!"
 

Muhabir: Alperen Özdemir