SON MÜHÜR - AYŞEGÜL KOÇ / Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, bu virüsün belirtilerinin sıklıkla gıda zehirlenmesi ile karıştırılabildiğini belirterek, hastalığa yakalanan kişilere önemli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Balcı, "Risk grubundaki kişiler bu virüse yakalandığında sonu ölüme kadar gidebiliyor. Bu yüzden kendilerinde grip bulguları fark edenler, 48 saat içinde hastaneye başvurmalıdır." diyerek erken tedaviye dikkat çekti.

İnfluenza A ve gıda zehirlenmesi benzer belirtiler gösteriyor

Sonbahar ve kış mevsiminde grip vakalarının artışıyla birlikte İnfluenza A, yani domuz gribi, sağlık yetkililerinin en çok karşılaştığı virüs enfeksiyonlarından biri oldu. Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, hastalıkla ilgili açıklamalarda bulunarak, son günlerde acil servislere başvuran hasta sayısında ciddi bir artış gözlemlendiğini ifade etti. 

"Acil servislere ve polikliniklere son günlerde yüksek ateş, yaygın vücut ağrısı, şiddetli öksürük, baş ağrısı, boğaz ağrısı, bulantı, kusma, ishal şikâyetleriyle gelen hasta sayısında ciddi bir artış var. Bunun için test yaptığımızda en çok influenza A, H1N1 alt grubunun daha fazla olduğunu görüyoruz." şeklinde konuştu.

Bu belirtiler, aynı zamanda gıda zehirlenmesinin de başlıca semptomlarıyla benzerlik gösterebiliyor. Ancak Prof. Dr. Kalamanoğlu Balcı, İnfluenza A virüsünün özellikle risk grubundaki kişiler için ölümcül olabileceğini ve bu nedenle hastalığa dair şüpheleri olan kişilerin mutlaka erken dönemde sağlık kurumlarına başvurması gerektiğini vurguladı.

Gri̇p (3)

Risk grubundakiler için uyarılar: Erken müdahale hayat kurtarıyor

İnfluenza A virüsü, özellikle 65 yaş üstü, kronik hastalıkları bulunan, kalp yetmezliği, şeker hastalığı, kronik akciğer hastalığı, böbrek yetmezliği gibi sağlık sorunları yaşayan bireylerde, hamilelerde, 5 yaş altı çocuklarda ve kanser tedavisi gören hastalarda daha ciddi sonuçlar doğurabiliyor. 

Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, bu kişilerin özellikle grip aşısı olmaları gerektiğini belirtti: “Özellikle risk gruplarında bu daha fazla oluyor. 65 yaş üstü, kronik hastalık, kalp yetmezliği, şeker hastalığı, kronik akciğer hastalığı, böbrek yetmezliği tanıları olan hastalar, hamileler, 5 yaş altı çocuklar, kanser tedavisi gören hastalar risk grubundadır. O yüzden risk grubundaki kişiler, Eylül-Ekim aylarında aşı olmalılar.”

Prof. Dr. Balcı, ayrıca hastalığa yakalanan risk grubundaki kişilerin grip bulgularını fark ettiklerinde 48 saat içinde hastaneye başvurmaları gerektiğini belirtti. “Erken tedavi edelim ki olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalınmasın. Çünkü mevsimsel grip maalesef zatürre, bronşitle komplike olup ölümlere neden olabiliyor.” diyerek, erken tedaviye dikkat çekti.

Gripten korunmak için izolasyon yöntemleri ve hijyen

COVID-19 pandemisi sırasında, grip vakalarının önlenmesine yönelik bazı önlemler de alınmıştı. Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, bu dönemde alınan tedbirlerin gribin yayılmasını engellediğini belirtti ve izolasyon yöntemlerinin önemine değindi: “Pandemide herkes maske kullanıyordu. İzolasyon yöntemleri çok ciddi şekilde uygulanıyordu. Dolayısıyla grip vakalarını çok görmüyorduk. Kovid daha ön plandaydı. 

Ancak Kovid için aldığımız tedbirler, influenzanın da yayılmasına engel oluyordu. İnfluenzadan korunmak için kapalı ortamlar havalandırılmalıdır. Özellikle semptomları olan kişiler maske takarak izole olmalıdır. Eller sıkça yıkanmalı, hapşırma ve öksürme durumunda ağızlarını peçete ile kapatmaları, o peçeteyi atıp sonra ellerini yıkamaları gerekir. Böylece kişiden kişiye geçmesi önlenecektir.”

Grip aşısı her yıl tekrar edilmeli

İnfluenza A virüsünün her yıl mutasyona uğradığına dikkat çeken Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, grip aşılarının her yıl yenilenen bir formülasyona sahip olduğunu belirtti. “İnfluenza grip virüsü aslında her yıl mutasyona uğruyor. İnfluenza A ve B’de bu mutasyonları görüyoruz. Aşılar da bunlar ön görülerek ona göre hazırlanıyor. Dolayısıyla örneğin zatürre aşısında her yıl olmak gibi bir şey yok ama grip aşılarının her yıl Eylül ve Ekim aylarında uygulanması gerekiyor. Bu aşılar mutasyonlar öngörülerek hazırlanıyorlar.” dedi.

Gri̇p (1)

İnfluenza A'nın sindirim sistemi üzerindeki etkisi

Prof. Dr. Balcı, İnfluenza A virüsünün sadece solunum yolunda değil, sindirim sistemini de etkileyebileceğini söyledi. Bu da gribin gıda zehirlenmesiyle karışmasına yol açabilir. “Bu dönemde İnfluenza A, sindirim sistem şikâyetlerine de neden olabiliyor. Dolayısıyla bulantı, kusma, ishal yapabiliyor. Bu da gıda zehirlenmeyle karışabiliyor. Ama gıda zehirlenmelerinde gripteki yüksek ateş, yaygın vücut ağrısı gibi diğer bulguları da görmediğimiz için onu da rahatlıkla ayırt edebiliyoruz.” diye belirtti. Ayrıca, hastalıkların ayırt edilmesinde PCR testi ve hızlı antijen testlerinin yardımcı olduğunu söyledi.

Antibiyotikler grip tedavisinde etkili değil

Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, gribal enfeksiyonların viral kaynaklı olduğuna dikkat çekerek, antibiyotik kullanımının gereksizliğine vurgu yaptı. “Gribal enfeksiyonlar viral enfeksiyonlardır. Dolayısıyla antibiyotik kullanmamamız gerekiyor. Çünkü gereksiz yere antibiyotik kullanımı, mikroorganizmaların antibiyotiklere karşı direnç oluşturmalarına neden oluyor. Bir de antibiyotiklerin gereksiz yan etkilerine maruz kalınıyor.” dedi. 

Bunun yerine antiviral ilaçlar kullanılması gerektiğini belirtti: “İnfluenza A’da asıl antiviral ilaçları kullanıyoruz. Oseltamivir grubu ilaçları beş gün süreyle hastalarımıza verdiğimizde çok daha hızlı bir şekilde düzelmelerini sağlıyoruz. Özellikle ilk 48 saat içerisinde bu tedaviye başladığımızda virüsün vücuttaki yayılımını engellemiş ve şikâyetlerinin süresini azaltmış oluyoruz.”

Tatil sonrası çocuklara dikkat edin

Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, okulların tatil olmasıyla grip vakalarının azalmasını beklediklerini, ancak tatil sonrasında vaka sayılarında artış olabileceğini söyledi. “Çünkü çocukların birbirleriyle yakın temasları azalacaktır. Dolayısıyla yayılım zincirini de kırmış olacağız. Ama tekrar okulların açılmasıyla yeniden bir artış olacaktır. Dolayısıyla çocuklara el yıkama alışkanlığını kazandırmak, hasta çocukların okula gönderilmemesi ve şikâyetleri düzelene kadar da evde izole olarak kalmaları salgının kontrol altına alınmasında kolaylık sağlayacaktır.” şeklinde konuştu.

Muhabir: Ayşegül Koç