Bundan yaklaşık 45 ay önce, 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de büyük bir felaket yaşandığını belirten Çoban, "117 canımızı toprağa verdik. Hem İzmir depreminde hem ülkemizin yaşadığı en büyük felaketlerden biri olan 6 Şubat depreminde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum, acılı ailelerine tekrar sabır diliyorum" dedi.

Dünya Bankası kredisi: Umutlar ve gerçekler...

Çoban, İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği olarak iki önemli konu hakkında açıklama yapma gerekliliği hissettiklerini belirtti. İlk olarak, Dünya Bankası kredisi ile ilgili gelişmelere değinen Çoban, "Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın Dünya Bankasıyla imzaladığı iklim ve afetlere dirençli kentler projesi kapsamında riskli binaların dönüştürülmesi için yaklaşık 330 milyon Euro’luk bir kaynak tahsis edilmiştir. Bu kaynağın kullanımında pilot il olarak İzmir seçilmiştir" dedi. Şubat ayı başında bu kaynağın İzmir için kullanılacağı bilgisinin, eski Bakan Mehmet Özhaseki ve Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ tarafından duyurulduğunu hatırlattı.

"Bize söz verdiler"

Bu açıklamadan sonra, "Bakanlık bürokratlarımız ve hükümet yetkililerimiz bizlerle irtibata geçerek bu krediden tüm depremzedelerin faydalanması için ellerinden ne geliyorsa yapacaklarına dair bizlere söz verdiler" diyen Çoban, bu sözlerin arkasında duran ve depremzedelerin yanında olan yetkililere teşekkür etti. Ancak, kredinin kullanımı konusunda yaşanan aksaklıklara da dikkat çekti. "Bu kredinin bir fırsat olduğunu insanlara anlatmak yerine, seçim yatırımı ve balon olduğunu iddia edenlerle de mücadele etmek bizleri ayrıca yormuştur" şeklinde konuştu.

Halk Konut Projesi: Engeller ve çözüm çabaları

Halk Konut projelerine de değinen Çoban, "Bakanlık ile görüşmelere başladığımızda önümüzde halk konutlar için birçok sorun vardı. Bu kredinin kooperatiflere kullandırılma süreci yorucu geçti" dedi. Ancak, iki Halk Konut Kooperatifi olan Halk Konut 5 ve 9'un kredilerinin onaylandığını ve bu kooperatiflerdeki üye depremzedelerin kredilerini kullanmak üzere Ziraat Bankası'na başvurduklarını açıkladı. "Artık bu kredinin bir seçim yatırımı olduğunu söyleyenler, balon olduğunu söyleyenler umarım bu kredinin de babası olduğunu iddia etmezler" şeklinde eleştiride bulundu.

"Kredi talep ettik"

Halk Konut projelerinde kendi çabalarıyla ilerlediklerini belirten Çoban, "Depremden sonra devletimiz aracılığıyla rezerve alan ve proje alanlarında 5200 civarında konut ve işyeri yapıldı. Bu konutlar ağır hasarlılar ve proje alanlarında bulunan depremzedelerimize verildi. Ancak, depremde orta hasarlı ve az hasarlı binalarımızın tekrar evlerine kavuşabilmesi için Devlet büyüklerimizden, hükümet yetkililerimizden kredi talep ettik" dedi. Rezerv alanda fazlalık olarak bulunan 1200 adet konutun depremzedelere satış önceliği verilmesini ve bu alanda daha fazla konut imalatı yapılmasını talep ettiklerini belirtti.

"Bu krediyi sadece bir halk konutumuz kullandı, sonra kimseye verilmedi"

Yoğun ısrarlar sonucu, eski Başbakan Binali Yıldırım ve diğer yetkililer tarafından Halk Bankası’ndan 0.79 faiz oranı ile bir kredi tahsis edildiğini belirten Çoban, "Bu krediyi sadece bir halk konutumuz kullandı. Sonra bu kredi kimseye verilmedi" dedi. Kredinin verilmemesi sebebinin bankaya sunulan protokol gereği sözleşmeye uyulmaması olduğunu ifade etti.

"Herhangi bir destek göremedik"

Halk Konut projeleri kapsamında imzalanan protokolde belediyenin üç ana unsurda destek sağlayacağı belirtilmişti: kredi garantörlüğü, emsal dairelerin satın alınması ve teknik müşavirlik hizmeti. Çoban, "Ancak, bu unsurlardan kredi garantörlüğü ve emsal dairelerin satın alınması aşamalarında herhangi bir destek göremedik" dedi. Sadece teknik müşavirlik hizmetinin kaldığını belirten Çoban, "Bu hizmetin de düzgün bir şekilde sunulamadığını ifade etmek zorundayım" dedi.
Halk Konut projelerinin çeşitli sıkıntılarla karşılaştığını ve bu sıkıntıları aşmak için büyük bir mücadele verdiklerini söyleyen Çoban, "Ancak belediyeden yeterli desteği göremedik. Seçim dönemi ve sonrasında yaşanan sorunlara dikkat çekiyorum. Belediyelerle ilgili olarak, Halk Konut yöneticilerinin sadece temel atma törenlerinde görüldüğünü ve belediye yetkililerinin halk konut yöneticileri ile kaç kez bir araya geldiğini sorgulamak istiyorum" şeklinde konuştu.

İZDEDA'dan yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde: 

"Bundan yaklaşık 45 ay önce 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’imizde büyük bir felaket yaşadık. 117 canımızı toprağa verdik. Hem İzmir depreminde hem ülkemizin yaşadığı en büyük felaketlerden biri olan 6 Şubat depreminde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum acılı ailelerine tekrar sabır diliyorum.
30 Ekim depremzedeleri ile bir çatı altında toplanmış olduğumuz İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği Başkanı olarak bugün iki husus hakkında açıklama yapma gerekliliği doğmuştur.

İlki dünya bankası kredisi ile ilgili;

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın Dünya bankasıyla imzaladığı iklim ve afetlere dirençli kentler projesi kapsamında riskli binaların dönüştürülmesi için yaklaşık 330 milyon Euro’luk bir kaynak tahsis edilmiştir. Bu kaynağın kullanımında pilot il olarak İzmir seçilmiştir. Şubat ayı başında bu kaynağın İzmir için kullanılacağı haberi eski bakanımız Sayın Mehmet Özhaseki ve Ak Parti Genel Başkan yardımcısı Sayın Hamza Dağ tarafından tüm kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Bu açıklamadan sonra gerek bakanlık bürokratlarımız gerekse hükümet yetkililerimiz bizlerle irtibata geçerek bu krediden tüm depremzedelerin faydalanması için ellerinden ne geliyorsa yapacaklarına dair bizlere söz vermiştir. Geldiğimiz noktada bu sözün arkasında duran ve her zaman Depremzedelerin yanında olan birazdan isimlerini tek tek sayacağım herkese depremzedelerimiz adına teşekkürü bir borç bilirim.
Yaklaşık dört aydan beri bu kredinin kullandırılabilmesi için çok çaba sarf ettik. Bu çabalarımızda bize karşılık veren bakanlık çalışanlarımız bir memur gibi değil sanki bir depremzede gibi çalışmıştır. Buradan kendilerine şükran ve minnetlerimizi kabul etmelerini rica ediyorum. Maalesef bu süreç çok da kolay olmadı. Depremzedelere veya riskli binalarını dönüştürmek isteyenlere destek olmak yerine bu kredinin bir fırsat olduğunu insanlara anlatmak yerine bu kredinin bir seçim yatırım olduğunu bu kredinin bir balonu olduğunu iddia edenler ve insanları ümitsizliğe düşürenlerle de mücadele etmek bizleri ayrıca yormuştur. Bizler bu geçen 45 ayda şunu çok iyi anladık ki depremzede için iyi olan her şeyi mutlaka sahiplenen ama hiçbir emeği olmayan çok kişi olmuştur.
Bakanlık ile görüşmelere başladığımızda önümüzde halk konutlar için birçok sorun vardı. Bu kredinin kooperatiflere kullandırılma süreci yorucu geçse de bugün gelinen noktada iki tane HALK KONUT KOOPERATİFİ Halk konut 5 ve 9 olmak üzere kredileri onaylanarak, bu kooperatiflerimizdeki üye depremzedelerimiz kredilerini kullanmak üzere bir haftadır  Ziraat Bankasına gitmektedir.
Buradan ifade etmek isterim ki artık bu kredinin bir seçim yatırımı olduğunu söyleyenler balon olduğunu söyleyenler umarım bu kredinin de babası olduğunu iddia etmezler. Kaldı ki bu tarz söylemleri yaşadık gördük biliyoruz. Ama bizim amacımız bağcıyı dövmek değil üzüm yemektir. Burada bir hususun tekrar altını çizmek istiyorum halk konutlarda bugüne kadar her zaman kendi söküğümüzü kendimiz diktik.
Depremden sonra devletimiz aracılığıyla rezerve alan ve proje alanlarında 5200 civarında konut ve işyeri yapıldı. Bu konutlar ağır hasarlılar ve proje alanlarında bulunan depremzedelerimize verildi ancak depremde orta hasarlı ve az hasarlı binalarımızın tekrar evlerine kavuşabilmesi için Devlet büyüklerimizden Hükümet yetkililerimizden kredi talep ettik. Rezerv alanda fazlalık olarak bulunan 1200 adet konutun depremzedelerimize satış önceliği verilmesini, aynı zamanda rezerve alanda daha fazla konut imalatı yapılarak bunların az ve orta hasarlı depremzedelerimize satışını talep ettik bu talebimiz hala devam etmektedir.
Yoğun ısrarlarımız karşılığında eski başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Hamza Dağ ve Ak Parti İzmir Milletvekili Sayın Mahmut Atilla Kaya’nın çabalarıyla Halk Bankası’ndan 0.79 faiz oranı bir kredi tahsis edildi. Bu krediyi sadece bir halk konutumuz kullandı. Sonra bu kredi kimseye verilmedi. Verilmeme sebebi olarak bankaya belediye şirketleri ile yapılan protokol gereği sunulan sözleşmeye uymadığı bildirildi.
Ancak biz pes etmedik nasıl ki daha önce emlak konutun İzmir’de Depremzedelerin evlerinin yapımı için öncülük etmesini talep ettik ve bunu yerine getirdiysek bundan sonra da depremzedelerimize yapılacak her şeyde ısrarcı olacağız. Evet İzmir depremzedeleri dayanışma derneği olarak bize emsali vermediler emsali biz aldık. Şimdi her şeyi yaptığını emsalin babası olduğunu iddia edenler zamanında emsale en çok karşı çıkanlardı.
Bugüne kadar emsali aldık.
Emlak Konutu İzmir’e getirdik,
Bir binamız da olsa kredi kullandırdık.
Derken bundan 2,5 yıl önce halk konutun temellerini attık. İzmir Büyükşehir belediyesi şirketi Ege Şehir’e gidip halk konut projesi anlatıp şu anda halk konutlarla imzaladıkları protokolü oluşturduk. Bu protokolde üç ana unsur vardı. Birincisi Depremzedelerin çekeceği krediye belediyemiz garantörlük edecekti, ikincisi emsalden arta kalan dairelerimizi satın alarak finansal destek sağlayacaktı. Üçüncüsü ise teknik olarak müşavirlik hizmeti verecekti. Bugün gelinen noktada kredilerimize garantörlük ihtiyacı ortadan kalktığı için otomatik olarak unsur ortadan kalkmıştır ikincisi bize emsal dairelerimizi satın alacak bir bütçeleri olmadığını bildirdiler. Bu durumda sadece bir müşavirlik hizmeti kaldı. Yani başta imzaladığımız protokolden sadece kalan müşavirlik hizmeti keşke bunu düzgün bir şekilde yapabilselerdi.
Bugüne kadar halk konutlarda birçok sıkıntıyla mücadele ettik gün geçmedi ki bir sıkıntı olmasın ancak biz bunların hepsini aşmak için çok mücadele verdik ama yanımızda olmasını istediğimiz protokolümüzü imzalayan belediye şirketlerinden gerekli desteği göremedik hatta öyle bir hal aldı ki birçok halk konut yöneticisi de bunu teyit edecektir artık müşavirlik hizmetini bile almak istemediğini söylemiştir. Defalarca bundan önceki belediye yönetimi ile bu SORUNLAR hakkında toplantılar yaptık ilettik ama ne hikmetse bizleri değil de genel olarak onlara her şeyi pembe bir düş gibi anlatan bürokratlarını dinlediler. Kendilerinden biz depremzedelere patronluk yapacak değil bizim evlerimizin yapımında destek olacak yöneticiler istedik. Ama bugün bırakın destek olmayı engel olmayın yeter noktasına geldik. Bu cümleleri kurarken gerçekten çok üzülüyorum çünkü halk konutta çok büyük emek vardı. Sonra seçimler geldi. 4500 üyesi olan derneğimize hemen hemen tüm adaylar geldi hatta İzmir Büyükşehir belediye başkanımızla adaylığı sürecinde toplantı da yaptık kendisinin bir ulusal televizyon kanalında anlattıkları hala kulaklarımızda. Halk konutları merak etmesin her türlü desteği vereceğiz.
Sonra seçimler geçti. 3 aydır İzmir Büyükşehir Belediye başkanımızdan randevu talep ediyoruz ve alamıyoruz Bayraklı belediye başkanımızla görüşme yaptık anlattık ama sanki bizim dertlerimiz yokmuş da halk konut bir yükmüş gibi dönüş aldık yapılan tüm işlemlerin parasını biz ödedik peki belediyemiz bize ne yaptı diye sormaya başladı.
Ama artık mızrak çuvala sığmıyor şimdi ben buradan sayın belediye yetkililerimize birkaç soru sormak istiyorum. Bu arada öncelikle şunu belirtmek isterim ki tüm kamuoyu da bunu böyle bilsin halk konutların belediye şirketi olan İzbeton’nun yaptığı kooperatiflerle hiçbir alakası yoktur. Halk konutlarda arsalar Depremzedelerin yıkılan binalarının arsasıdır

Şimdi sorularıma geçeyim;

· Bugüne kadar kurulan 29 tane kooperatifden kaç tane kooperatif kalmıştır?

· İlk on kooperatifle protokol imzalayan İzbeton Ege Şehir ve hatta protokole sonradan eklenen Baybel şirketlerinden hangileri artık protokol de değildir?

· Protokolle sürpriz bir şekilde zamanın belediye yetkililerince eklenen Baybel şirketi neden artık süreci tek başına yürüteceğini deklere etmiştir?

· Protokolde yazan emsal dairelerimizi belediye şirketleri satın alacak mıdır?

· Sadece temel atma törenlerinde gördüğümüz yöneticilerimizin halk konut yöneticileri ile kaç defa bir araya geldiğini sormak isterim?
Şundan da emin olun ki eğer bu Dünya Bankası Kredisi olmasaydı bir çok halk konut veya binamız yapılamazdı.
Sizlerin aracılığıyla gerek depremzedelerimize gerekse riskli yapılarını dönüştürmek isteyen tüm İzmir’lilere sesleniyorum. Biz sizlere yardımcı olmak için buradayız ve elimizden ne geliyorsa yaparız..."

Muhabir: Alper Temiz