İzmir Barosu, Türkiye’nin İzmir il sınırları içinde yer alan Gaziemir ilçesinde ortaya çıkan ve kamuoyunda "İzmir’in Çernobili" olarak adlandırılan nükleer atık alanıyla ilgili olarak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na (IAEA) resmi bir mektup gönderdi. Mektubunda, Gaziemir’deki Aslan Avcı Kurşun Fabrikası’na ait olan ve yurtdışından getirilen radyoaktif maddelerin tesise yasadışı bir şekilde gömüldüğünü vurgulayan Baro, söz konusu tesisin Nükleer Maddelerin Fiziksel Korunması Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini belirtti.

Gaziemir’deki tehlike

Gaziemir ilçesinde 2000’li yılların başından bu yana, Aslan Avcı Kurşun Fabrikası tarafından yurtdışından ithal edilen radyoaktif atıkların fabrika sahasına gömüldüğü tespit edilmişti. Bu atıkların bölgeyi uzun süreli çevresel kirletme riskiyle karşı karşıya bıraktığı biliniyor. Ancak, bu atıkların bertaraf edilmesi ve bölgedeki çevresel iyileştirmenin yapılması konusunda ciddi bir ilerleme kaydedilmemişti. 2022 yılında ise Türkiye Nükleer Düzenleme Kurulu (Nükleer Düzenleyici Kurum, NRA) tarafından, bölgenin çevresel iyileştirme faaliyetlerini üstlenen EKOVAR A.Ş. adlı bir şirketin görevlendirildiği duyurulmuştu. EKOVAR, alanda temizlik çalışmaları başlattığını duyurmuş ancak bu çalışmaların hızının yetersiz olduğu gerekçesiyle pek çok tartışma yaşanmıştı.

İzmir Barosu'nun mektubuİzmir Barosu'nun mektubu

İzmir Barosu, Gaziemir’deki durumun ciddiyetini vurgulamak ve uluslararası toplumu bilgilendirmek amacıyla 1 Kasım 2024 tarihinde Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na bir mektup gönderdi. Mektupta, 2006 yılından bu yana, Türk hükümeti ve Türk Nükleer Düzenleyici Kurumu’nun, Gaziemir’de ortaya çıkan nükleer materyallerin kökeni hakkında bir soruşturma başlatmadığı ve bu konuda hiçbir somut adım atılmadığı ifade edildi. Ayrıca, söz konusu atıkların yasa dışı bir şekilde ticaretinin yapıldığı ve bu ticarete karışanların cezalandırılması gerektiği belirtildi.
İzmir Barosu’nun yazdığı mektupta, Gaziemir’deki Aslan Hurda Metal Tesisinin, radyoaktif maddelerin yasa dışı ticaretinin bir parçası olarak faaliyet gösterdiği vurgulandı. Baro, bu tesisin geçmişte gerçekleştirdiği faaliyetlerin Nükleer Maddelerin Fiziksel Korunması Sözleşmesi’nin ihlali teşkil ettiğini belirterek, IAEA’dan bu konuda Türk hükümetine yönelik gerekli uyarıları yapmasını talep etti.

Acil durum: Okul ve yerleşim alanları

Gaziemir’deki Aslan Hurda Metal Tesisinin bulunduğu bölge, hala civarında yerleşim yerleri ve eğitim kurumları barındırıyor. Özellikle, tesisin sadece 50 metre uzağında bir ortaokulun eğitimine devam etmesi, bölgedeki nükleer kirliğin ciddiyetini gözler önüne seriyor. İzmir Barosu, bu durumun tehlikelerine dikkat çekerek, Türk hükümetinin acilen bu durumu ele alıp gerekli önlemleri alması gerektiğini vurguladı.

IAEA’nın müdahale çağrısı

İzmir Barosu, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’ndan, Türk hükümetinin 2006’dan bu yana nükleer malzemelerin kaybolması ve yasa dışı ticaretine dair resmi bir soruşturma başlatmamasına karşı müdahalede bulunmasını talep etti. Baro, Türkiye’nin söz konusu nükleer atıklarla ilgili olarak uluslararası sorumlulukları doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini belirterek, IAEA’dan Türk Nükleer Düzenleyici Kurumu tarafından yapılan nükleer spektroskopi analizlerine dair belgelerin şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmasını talep etti.
Ayrıca, IAEA’nın Nükleer Maddelerin Fiziksel Korunması Sözleşmesi’nin 5. maddesini hatırlatarak, Türk hükümetinin, çalınan veya yasadışı yollarla ele geçirilen nükleer materyalleri derhal bildirme yükümlülüğüne sahip olduğu ifade edildi. İzmir Barosu, bu bağlamda Türk hükümetinin uluslararası camianın uyarılarına karşı duyarsız kaldığını ve bu durumu kabul etmede başarısız olduğunu vurguladı.

Mektubun tamamı şu şekilde:

"Dikkatine: Lydie Evrard
Nükleer Güvenlik ve Emniyet Dairesi Başkanı
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, 1400 Viyana, Avusturya
Konu: Türkiye, İzmir-Gaziemir’de Önemli Bir Nükleer Olay
1 Kasım 2024
Gönderen: İzmir Barosu, Türkiye

Sayın Lydie Evrard,
İzmir Barosu üyeleri adına (https://www.izmirbarosu.org.tr bu mektubu kabul etmenizi rica ederiz.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) Nükleer Güvenlik Serisi No. 15-24 (Haziran 2024 STI/PUB/2084, https://doi.org/10.61092/iaea.2nzd-8c4d) rehberliğinde, biz aşağıda imzası bulunan paydaşlar, İzmir, Gaziemir’de gerçekleşen, gerçek zamanlı olarak devam eden önemli bir nükleer güvenlik olayını bildirmek üzere IAEA Nükleer Güvenlik ve Emniyet Dairesi Başkan Yardımcısı ve Direktörü Sayın Lydie Evrard’ı bilgilendirmekteyiz.
İzmir, Gaziemir’deki terk edilmiş bir hurda metal ve kurşun geri kazanım tesisinde yasadışı olarak büyük miktarda gizli hassas radyoaktif malzeme ortaya çıkmasıyla ilgili son gelişmeleri size ve ilgili tüm IAEA yetkililerine rapor etmek istiyoruz.
Ekte, Gaziemir-İzmir’de “Önemli Bir Nükleer Güvenlik Olayı: Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na Açık Mektup” başlıklı bir belgeyi bulabilirsiniz. Bu belge, Türk Nükleer Kurumu’nun sınırlı ve seçici resmi bilgilerine ve resmi hukuki süreçlere dayanan nükleer güvenlik olaylarının detaylı bir anlatısını içermektedir. Belgede, Gaziemir’deki Aslan Hurda Metal Tesisinin yasadışı hassas nükleer malzeme ticaretinin bir parçası olarak faaliyet
gösterdiği açıkça doğrulanmaktadır.( A Significant Nuclear Security Event in Gaziemir-Izmir, Türkiye: Open Letter to the International Atomic Energy Agency -David Publishing Company)

Acil Dilekçe: Ekte yer alan, hukuki temellere dayanan çok sayıda detaylı bilgi, Gaziemir’deki radyoaktif kirliliğin ciddiyetini ve Türk hükümetinin bu durumu ele alıp çözüm getirmedeki başarısızlığını göstermeye yetecektir. Eylül 2024 itibarıyla, tel örgülerle çevrili bu alanın sadece 50 metre uzağındaki bir ortaokul hala eğitime devam etmektedir.
Türk hükümetinin verdiği izinlerin sadece önlem alma değil, Gaziemir bölgesindeki durumu tamamen düzeltme temeline dayandırılması gerektiğini ısrarla vurguluyoruz. IAEA’nın, Aslan Tesisinde geçmişte gerçekleştirilen gizli faaliyetlerin “Nükleer Maddelerin Fiziksel Korunması Sözleşmesi”nin açık bir ihlali olduğunu Türk hükümetine anlatacak adımları atmasını umuyoruz.
IAEA ve uluslararası kamuoyuna, Türk hükümeti ve altındaki TAEK’in, Gaziemir’deki Aslan Tesisinin yasadışı hassas nükleer malzeme ticareti organizasyonunun bir parçası olarak faaliyet gösterdiğini kabul etmede başarısız olduğunu bildiriyoruz. Ayrıca, IAEA.
GOV/INF/2005/10-GC (49)/INF/6 Sözleşmesi’nin 5. Maddesi uyarınca: “Bir Taraf Devlet, nükleer malzemenin hırsızlığı, soygunu veya başka bir yasadışı ele geçirilmesi ya da bu konuda güvenilir bir tehdit olması halinde mümkün olan en kısa sürede ilgili olduğunu düşündüğü diğer Devletleri bilgilendirmek ve uygun olduğunda Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ve diğer ilgili uluslararası kuruluşları bilgilendirmek için gerekli
önlemleri alır.”

Sonuç olarak, 2006’dan bu yana, Türk hükümeti ve Türk Nükleer Düzenleyici Kurumu (NRA), Gaziemir’de ortaya çıkan hassas nükleer materyallerin kökenleri hakkında resmi bir soruşturma başlatmada başarısız olmuştur. IAEA’nın, Aslan Tesisinden alınan numunelere yönelik nükleer spektroskopi analizine dair tüm detaylı belgelerin Türk NRA tarafından açıklanmasını talep etmesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye’nin sözleşmenin onaylayan tarafı olarak, çalınan/yasadışı nükleer materyallerin kurtarılması ve korunması konusunda iş birliği yapma ve ticarete karışanları cezalandırma sorumluluğuna sahip olduğunu düşünüyoruz.
İzmir Barosu Üyeleri"

Muhabir: Osman Günden