Son Mühür / Atakan Başpehlivan İzmir Barosu, 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü sebebiyle yayınladığı açıklamada, başta geçtiğimiz yıl kabul edilen hayvanları koruma kanununu olmak üzere birçok konuda eleştirilerde bulunarak, konuyla ilgili iktidara önemli sorular yöneltti.

"Kıyım sürecinin önü açıldı"

Sokakta yaşayan yüzlerce hayvanın yok edildiği ve barınakların toplama kamplarına dönüştüğünü iddia eden İzmir Barosu yayınladığı metinde, “Hayvanların yaşam hakkını koruması gereken yasalar, artık onların katledilmesini meşrulaştıran birer araca dönüşmüş durumda. 2 Ağustos 2024’te kabul edilen ve adına “Hayvanları Koruma Kanunu” denilen yasaya yapılan değişikliklerle; sokakta yaşayan hayvanların toplanıp ömür boyu birer ölüm kampı olan barınaklara hapsedilmesi öngörüldü.

13 Aralık 2024 tarihinde yayımlanan Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği ile bu vahşet, idarenin keyfi uygulamalarına bırakılarak daha da genişletildi. Hukuka, Anayasa’ya ve insanlığa aykırı bu düzenlemeyle, hayvanlara yönelik sistematik bir kıyım sürecinin önü açıldı.

Son aylarda; Barınaklar toplama kamplarına dönüştü, Kısırlaştırma ve rehabilitasyon yükümlülüğünü yıllardır yerine getirmeyen belediyeler, şimdi sokakta yaşayan canları toplamanın ve öldürmenin yollarını arıyor, Siyasi iktidarın ve bazı yerel idarecilerin nefret söylemleri, toplumu hayvanlara düşman etmeye başladı, Sokakta yaşayan yüzlerce can yok edildi; binlercesi ise açlık, susuzluk, hastalık ve şiddetle baş başa bırakıldı.” ifadelerini kullandı.

"Anayasa’ya ve evrensel hukuk ilkelerine aykırıdır"

Son olarak, konuyla ilgili iktidara sorular yönelten İzmir Barosu, yayınladığı açıklamada şu cümlelere yer verdi: “Bu mu koruma? Bu mu adalet? Bu mu hukuk? Biz; betonlaşan şehirlerin kıyısına atılan, yaşam alanları gasp edilen, türcü politikalarla düşmanlaştırılan hayvanların sesiyiz.

Biz, yaşam hakkı için mücadele eden herkesin yanındayız. İzmir Barosu olarak bir kez daha açıkça ifade ediyoruz: Bu yasa da, bu yönetmelik de Anayasa’ya ve evrensel hukuk ilkelerine aykırıdır.”

Muhabir: ATAKAN BAŞPEHLİVAN