Ulusal ve uluslararası düzeydeki projelerin toplam bütçesi 393 milyon TL oldu. Avrupa Birliği (AB), TÜBİTAK ve kalkınma ajansları ile ortak sürdürülen bu çalışmaların 39’u üniversite-sanayi iş birliği kapsamında gerçekleşti. İEÜ, son iki yıl içerisinde proje sayısını yaklaşık yüzde 40 artırırken, araştırma ve geliştirme alanındaki hızlı gelişimini de kanıtladı.

Üst düzey kadro

İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu, bilimsel projeler üretme noktasında akademisyenleri desteklediklerini söyleyerek bu durumun rakamlara da yansıdığına dikkat çekti. Abacıoğlu, “Üniversite olarak üzerinde durduğumuz üç temel husus daha var. Bunlar; bilime katkı, insana değer ve topluma fayda. Öğretim üyelerimizin, sahip oldukları bilgiyi toplumun ve insanlığın yararına kullanması çok önemli. Bunun doğal yolu da projeler üretmek, tıpkı bir üniversitede olması gerektiği gibi araştırma ve geliştirme çalışmalarına ağırlık vermek. Bu açıdan çok şanslıyız. Çünkü; proje ve yeniliğe odaklı, güncel trendleri ve çağın gereklerini takip eden, sektörel geçmişe sahip, üst düzeyde yabancı dil konuşan bir akademik kadroya sahibiz” dedi.

Büyük artış

Ulusal ve uluslararası alandaki birçok projeye ilişkin patent başvurusunda bulunulduğunu vurgulayan Prof. Dr. Abacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üniversitemizde yürütülen araştırma projesi sayısı, 2021 yılının temmuz ayında 82, 2022 yılının ağustos ayında ise 104’tü. Şu anda ise mevcut proje sayımız 117’ye ulaştı. 2022 yılında bu projelerin toplam bütçesi 103 milyon liraydı. Şimdiki güncel tutar ise 393 milyon TL. Bir yıl öncesine göre kıyaslandığında bile üç katın üzerinde artış var. Proje bütçeleri; ulusal ya da uluslararası hibeler, fonlar ve firmaların fonlaması suretiyle karşılanıyor. Elimizdeki veriler, nitelikli ve geniş çapta projeye imza attığımızın göstergesi. Bu anlamda kendi rekorumuzu kırdığımızı söyleyebilirim. Şu anda akademisyenlerimizin hazırladığı 13 projeye ulusal patent, 11 projeye de uluslararası patent başvurusunda bulunuldu. Bu sayıların önümüzdeki dönemde daha da artmasını hedefliyoruz.”

Kampüsizmir’in gücü

Türkiye’de üniversite-şehir bütünleşmesinin ilk modeli olarak Kampüsİzmir’i oluşturduklarını hatırlatan Prof. Dr. Abacıoğlu, “İzmir’in tamamını kampüsümüz olarak görüyor; şehrimizde nitelikli firmaları da doğal olarak partnerimiz olarak değerlendiriyoruz. Proje üretirken de kentimizin, halkımızın yararını gözeten, merkezine insanı alan çalışmalar yapmaya özen gösteriyoruz. Kampüsİzmir, şehrin tüm paydaşlarıyla iş birliği içinde olmak, birlikte üretmek demek. Elde ettiğimiz başarılarda, Kampüsİzmir’in de rolü büyük” diye konuştu.

Kaynak: İHA