Son günlerde İzmir Körfezi'nde kıyıya vuran ölü balıklar, bölgenin deniz suyu kalitesi ve ekosistemindeki bozulmaları gündeme getirdi. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, yaşanan balık ölümleri ve alg patlamaları ile ilgili yaptığı açıklamada, yerel ve merkezi idareye bağlı tüm kurumları su kalitesi ölçümlerini paylaşmaya ve balık ölümlerinin nedenlerini açıklamaya davet etti.
Çevre mühendisleri tarafından yapılan açıklamada, İzmir Körfezi'nde özellikle 1980'li yıllardan bu yana sıcaklık değişimlerinin alg üremesi sorununa yol açtığı belirtildi. Bayraklı ilçesi sahilinde kıyıya vuran ölü balıklar, bu sorunun yeniden gündeme gelmesine neden oldu. Çevre mühendisleri, körfezde yaşanan bu tür olayların deniz kirliliği ile ilişkili olabileceğine dikkat çekti. Açıklamada, “Sıcaklık artışları ve deniz suyundaki azot, fosfor gibi maddelerin fazlalığı alg oluşumuna neden olmakta ve bu durum, deniz suyunun renginde değişimlere ve oksijen seviyesinin azalmasına yol açarak balık ölümlerine neden olabilmektedir. Ancak, balık ölümlerinin kök nedeninin iklim değişikliği ve nutrient fazlalığı yerine, organik kirlilik olabileceği de unutulmamalıdır” denildi.
"Sonuçları bekliyoruz”
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin açıklamasında, ani atık veya kimyasal deşarjların deniz suyundaki toksik etkileri artırabileceği, zamanla yayılan kirliliklerin oksijen seviyesini düşürebileceği ve bu durumun balık ölümlerine neden olabileceği vurgulandı. Son yaşanan olayda yapılan ilk gözlemler, alg üremesinin yaşandığını ve çözünmüş oksijen seviyelerinin düşük olduğunu ortaya koydu.
İzmir Şubesi, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, İBB Şehir ve Su Genel Müdürlüğü (İZSU) gibi ilgili kurumların yürüttüğü çalışmalar ve alınan numunelerin analiz sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılması için bilgi edinme kanunu kapsamında resmi başvuruda bulunulduğunu açıkladı. Şube yetkilileri, “Bilim kurullarımız ile birlikte uzun yıllardır İzmir’in koku sorunu üzerine çalışıyoruz. Önceki dönemlerde İBB tarafından oluşturulan komisyonlarda görüş ve değerlendirmelerimiz paylaşılmıştır. Şu anda, balıkların ölüm nedenlerini anlamak ve koku sorununu kapsamlı şekilde değerlendirmek için sonuçları bekliyoruz” şeklinde ifade etti.
"Kamuoyu ile paylaşılmalı"
Açıklamada, deniz suyu kalitesinin biyolojik ve fizikokimyasal parametreler açısından düzenli olarak izlenmesi gerektiği, çözünmüş oksijen, pH, süspanse katı madde ve H2S gibi temel parametrelerin kritik noktalarda derinlik boyunca sürekli izlenmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, tüm verilerin şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılması gerektiği vurgulandı.
Kirletici kaynakların, yeterince arıtılmamış evsel ve endüstriyel atıksular, taşınan kirleticiler, gemi trafiği, gemi söküm tesisleri, endüstriyel tesisler ve balık çiftlikleri gibi faktörlerin deniz suyu kalitesini olumsuz etkilediği ifade edilirken, Bayraklı sahilindeki balık ölümlerinin bölgede bulunan kirletici kaynaklar ve derelerle taşınan kirleticilerle de ilişkili olabileceği belirtildi.
"Büyükşehir ayrı bir inceleme birimi kurmalı"
İzmir Körfezi’ndeki su kalitesinin iyileştirilmesi için kirletici kaynakların kontrol ve denetiminin yerel ve merkezi idareler tarafından etkin bir şekilde yapılması gerektiği vurgulandı. İklim değişikliğine bağlı sıcaklık artışlarının gelecekte de devam edeceği öngörülerek, benzer sorunların yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması çağrısında bulunuldu.
Çevre mühendisleri, deniz suyu kalitesinin sürekli izlenmesi ve üniversitelerle iş birliği içinde iklim değişikliği etkisi altında körfezdeki kirlilik göstergesi deniz canlılarının takip edilmesi gerektiğini belirtti. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ayrı bir birim sorumluluğunda bu çalışmaları yürütmesi gerektiğinin altı çizildi.