Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesine ilişkin tepiler devam ediyor. Teklifin kanunlaştırılmasıyla birlikte yurdun dört bir yanında hayvanlara işkence ve hayvan katliamları baş gösterirken, Hayvanlara Özgürlük Platformu yasaya ve yaşanan olaylara karşı miting düzenledi.
“Kanlı yasa istemiyoruz”
İzmir Cumhuriyet Meydanı’ndan Gündoğdu Meydanı’na yürüyüşle başlayan mitingde, hayvanseverler “Devlet öldürmez, devlet yaşatır”, “Onların acısı bizim utancımız”, “Kanlı yasa istemiyoruz”, “Hayvan cinayetleri politiktir”, “Katiller içeri, hayvanlar dışarı” sloganları atarak iktidara ‘yasayı geri çekin’ çağrısı yaptı.
“YÜRÜTÜLEN BU KİRLİ OPERASYONLA…”
Hayvan hakları savunucuları adına açıklamayı Olcay Çelebi okudu...
Gündeme gelen hayvan saldırıyla algı yaratılmaya çalışıldığını belirten Çelebi, şunları söyledi:
“Ülkemiz tarihinde kara bir leke kalacak toplu itlaf yasası, konunun paydaşları, Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi, veterinerler fakülteleri, STK ve gönüllüler, baroların hayvan hakları merkezlerinin fikirleri alınmadan, kapalı kapılar arkasında hazırlanmış ve oldu bittiye getirilerek TBMM’den geçirilmiştir. Kanun teklifi, belediyelere 5199 sayılı kanun ile kaldırılan ‘hayvanları öldürme yetkisini’ yeniden resmi olarak vermektedir. Bu yasayı, aklı ve vicdanı olan hiçbir vatandaşın kabul etmesi mümkün değildir. Yaklaşık iki yıl kadar önce birçoğu kurgu olan görüntülerle, televizyon kanallarında verilen köpek saldırısı haberleriyle başlatılan büyük algı operasyonu eş zamanlı olarak sosyal medyada oluşturulan trol ordularıyla desteklendi. Birtakım hesaplar merhametli, hayvan sever halkı ‘ittapar’, ‘itperest’, ‘mama lobisi’ olarak isimlendirdikleri bizlere ve sokak hayvanlarına karşı silahlanmaya çağırdı. Bu ölüm tacirleri, kurdukları bazı dernekler üzerinden Türkiye gündemine toplu itlafı dayatmaya başladı. Hatta yasalaşan bu kanun teklifinin pek çok yerinde oluşturulan bu derneklerden biri tarafından hazırlanan rapordan birebir alıntılar yer almaktadır. Yürütülen bu kirli operasyonla toplum, hayvan severler ve sevmeyenler olarak kutuplaştırılmaya çalışıldı. Mağdur ailelerle hayvan hakları savunucuları karşı karşıya getirilmeye çalışıldı. Hiçbir hayvan hakkı savunucusu bir çocuğun köpekler tarafından zarar görmesini istemez. Buna göz yummaz.”