İZMİR HABERLERİ

İzmir'de elektrik akımına kapılan iki kişinin ölümü: 42 sanıklı dava devam ediyor

İzmir'de yağışlı bir günde sokakta yürürken elektrik akımına kapılarak hayatını kaybeden İnanç Öktemay (44) ve Özge Ceren Deniz'in (23) ölümüne ilişkin davada, 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talebiyle 13'ü tutuklu toplam 42 sanığın yargılanmasına ara verildikten sonra devam edildi.

Tutuksuz sanık Mehmet Zeki Alkan, savunmasında olay yerinde çalışması olmadığını belirtip, "Vardiyam 07.00-15.00. Olayın geçtiği trafo 1027. Benimle alakası yok. Sadece benzer ihbar olduğu ve arıza onarım ünitesinde çalıştığım için buradayım. 12 Temmuz'da bize telsiz üzerinden bilgi geldi. Anonstan 10-15 dakika sonra oraya giderek enerjiyi kestik. Olayın meydana geldiği 12 Temmuz'da 15.00-23.00 vardiyasında çalıştım" dedi.

'2 Ocak'tan itibaren izinliydim. Görmedim'

Tutuksuz sanıklardan Mustafa Atakan da savunmasında, 2006 yılında İZSU'da kanalizasyon ve temizlik işçisi olarak işe başladığını belirterek, "2011 yılında geçirdiğim bir kazadan dolayı sağ gözümü kaybettim ve beni gözlemci olarak atadılar. Olaya konu ızgaranın yapımında bulunmadım. 2 Ocak'tan itibaren izinliydim. Görmedim" dedi. Atakan, görev tanımında iş sırasında orada bulunmak olmadığını ve görevinin yapım alanına giderek işin yapılıp yapılmadığını kontrol etmek olduğunu söyledi.

Sistem içerisinde doğrudan haberleşme yazılımı söz konusu değildir

Gdz A.Ş'de planlama ve teknoloji direktörü olan tutuksuz sanık Necati Ergin de kendisinin ve kendisine bağlı birimlerin olaya ilişkin görev ve sorumlulukları olmadıklarını belirtip, savunmasında şunları söyledi:

"Yargılananlar arasında sadece sistem işletme sorumlusu olan Ekrem Yıldırım bana bağlıdır. Anladığım kadarıyla bilirkişi raporunda kendisi hakkında saha sorumlusu gibi yanlış bir algı yaratılmış. Kendisi bana bağlı olduğu için ben de buradayım. Benim ve bana bağlı birimlerin sahada anlık olarak gelişen olaylara ilişkin görev ve sorumluluğumuz yoktur. O nedenle 9 Ocak'taki çalışmayla ilgili de bilgim yok. Bilirkişilerin ifade ettiği gibi sistem içerisinde doğrudan haberleşme yazılımı söz konusu değildir."

'Kusurum yok'

Bir diğer tutuksuz sanık İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi de "657 Saylı Devlet Memurları Kanunu'na tabi olarak 2023 tarihinden itibaren genel müdür yardımcısı olarak görev yapmaktayım. 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’a tabi olmayı talep ediyorum. İZSU teşkilat şemasında her birimin görevi ayrı ayrı belirlenmiştir. Dava konusu yağmur suyu ızgaraları gibi yağmur suyu ızgaralarının yapımı, bakımı, onarımı gibi teknik çalışmaların yönetilmesi, görev tanımında İzmir merkezde Kanalizasyon Dairesi'nce yürütülmektedir. Yani ızgaraların yapılması, denetlenmesi, temizlik ve bakımlarının yapılmasında görevim bulunmamaktadır. İddianamede, iddia edilenin aksine olaya konu ızgaranın hak edişinin yapılmasında imzam bulunmamaktadır. Bu da iddianamenin ne kadar kısa sürede acelece hazırlandığının kanıtıdır. Genel müdür yardımcısı olarak söz konusu konuda görev ve sorumluluğum bulunmadığından iddianamede ifade edildiği gibi kusurum bulunmamaktadır" dedi.

'Teknik hususlarla ilgili yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum'

Tutuksuz yargılanan Gdz Elektrik Genel Müdürü Uğur Yüksel de ifadesinde "Organizasyon şeması ve bunun içinde görev dağılımları verilmiştir. 2015 tarihindeki olaya ilişkin bir bilgim yok. O zaman Gdz Elektrik'te çalışmıyordum. 9 Ocak'taki arızayı, olaydan sonra öğrendim. Elektrik dağıtım faaliyeti Türkiye'de yapılan bir faaliyet. Tüm faaliyetleri kamu tarafından denetlenir. Şirket olarak 2023 yılı yatırım gerçekleşmemiz yüzde 120 oldu. Gerekli yatırımları yapmamak imkansız. Teknik hususlarla ilgili yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

Taşeron sözleşmesinde uyumsuzluklar

Oturumda son olarak tutuksuz sanık olan taşeron firma yetkilisi Halit Özpelit'in de savunması alındı. Avukatı olmadan savunma yapan Özpelit'e mahkeme hakimi taşeronluk sözleşmesine ilişkin sorular sordu. Mahkeme başkanı, Demircan A.Ş. ile taşeronluk sözleşmesinde Özpelit'in imzasının olduğunu söyledi. İmzayı inceleyen Özpelit, kendisine ait olduğunu kabul etti. Mahkeme Başkanı, Demircan A.Ş.'nin yazı cevabı ile Özpelit'in yazı cevabını uyumlu olmadığını kaydetti. Mahkeme Başkanı, Demircan A.Ş.'nin yazısında alt taşeron firma olarak Özpelit ile çalıştıklarını söylediklerini aktarıp, sözleşmede ayrıca Konak bölgesinde iş yapıldığı ifadesine dikkati çekti. Bunun üzerine sanık Halit Özpelit, "Benim çalışma alanım Konak değil, Güzelyalı ve Karabağlar" diye karşılık verdi.

Davanın 2'nci duruşmasının bugün görülen ilk oturumunda, tutuksuz 20 sanık dinlendi. Böylelikle 13'ü tutuklu 42 sanığın tamamı savunmalarını yapmış oldu. Duruşma yarına ertelendi.