SON MÜHÜR – BALAMİR YILDIZ/ İEÜ İletişim Fakültesi Sinema ve Dijital Medya Bölümü’nden 2019 yılında mezun olan Berhan Mete Arkın, diplomasını aldıktan sonra İstanbul’a giderek film sektöründe yaklaşık 3 yıl boyunca çeşitli görevlerde çalıştı.
Bu süreçte deneyim kazandı ve önemli bağlantılar edindi. Sinemaya olan ilgisi ve tutkusunu sürdürmek isteyen Arkın, yüksek lisans yapmak amacıyla Slovenya’ya gitmeye karar verdi.
Savaş temalı psikodrama filmi
Slovenya’daki Nova Gorica Üniversitesi’ne kabul edilen Arkın, yurt dışında eğitim alma hedefini gerçekleştirdi. Burada, film sektöründe fark yaratacak özgün senaryolar geliştirmeye odaklandı. 2024 Zagreb Film Festivali’nde yarışmak için özel olarak bir senaryo hazırlayan Arkın, yaklaşık 10 dakikalık savaş temalı psikodrama filmine senaryo yazdı ve ödüle layık görüldü.
“Senaryo hazırlamaktan, film çekmekten vazgeçmedim”
Çocukluğundan itibaren filmlere ve video çekimlerine büyük bir ilgisi olduğunu belirten Berhan Mete Arkın, “Küçükken köyde bile kamera kullanır, herkesin videosunu çekmek isterdim.
Bu ilgim, hiçbir zaman azalmadı ve üniversite eğitimimde de belirleyici oldu. Üniversitemden mezun olduktan sonra İstanbul’a giderek sektörü tanıdım, işin mutfağına girdim.
Benim için muhteşem bir deneyimdi. İleriye dönük kariyer hedefim hem başarılı bir akademisyen hem de iyi bir yönetmen olmak.
Bunun için de yüksek lisans yapmaya karar verdim ve Slovenya’ya gittim. Burada mutluyum, iyi ki gelmişim. Akademik eğitim alırken senaryo hazırlamaktan, film çekmekten de vazgeçmedim” diye konuştu.
“Aylan bebeğin ismini vermek istedim”
Berhan Mete Arkın, filminin konusu hakkında, “Senaryom, Slovenya- İtalya sınırında görev yapan bir askerin yaşadıklarını konu alıyor.
Sınırı birbirinden ayıran bir nehir var. Asker, kurallara uymak ve sınır ihlallerine karşı dikkatli olmak durumunda. Bu süreçte, sınırı geçmek isteyen insanları gördükçe, onlarla iletişim kurdukça, kurallara uyup uymamak konusunda yaşadığı ikilemler, filmde aktarılıyor.
Zagreb Film Festivali’ndeki ‘Industy Youth’ forumunda senaryo sunumlarını içeren bir yarışma gerçekleştirildi ve birinci oldum.
Ödül olarak da Zagreb’teki Brau Stüdyolarında filmin renkleri için sponsorluk elde ettik. Filmime; Bodrum’da sahile vuran minik bedeniyle göçmenlerin yaşadığı dramın sembolü haline gelen Aylan bebeğin ismini vermek istedim.
Film; tam olarak Aylan bebeğin yaşadığı dramı, zorlukları anlatmıyor. Göçmenler, elbette daha büyük zorluklar, olumsuzluklar yaşıyor. Ancak yine de göçmenlerin yaşadığı sorunlara dikkat çekmesi, farkındalık oluşturması açısından filmime ‘Aylan’ ismini vermek istedim. Nisanda çekimleri yapıp bir an önce filmi tamamlamak istiyorum. Filmin başarılı olacağına inanıyorum.” ifadelerini kullandı.