SON MÜHÜR - ATAKAN BAŞPEHLİVAN / İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı modüler tuvaletlerde çalışan taşeron işçiler, 26 gündür sürdürdükleri mücadeleye dikkat çekmek amacıyla bugün CHP İzmir İl Başkanlığı önünde bir basın açıklaması düzenledi. Taşeron işçiler, ekmekleri için direnmeye devam ederken, İzmir halkının haklarının da kendileriyle birlikte savunulması gerektiğini vurguladılar.
“Ekmeğimiz için direniyoruz”
Taşeron işçiler adına yapılan açıklamada, “Değerli İzmir halkı, bizler 26 gündür güvenceli çalışmak için mücadele eden İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı modüler tuvaletlerde çalışan taşeron işçileriz. 26 gündür ekmeğimiz için direniyoruz. Bu 26 günde bizleri çeşitli yerlerde gördünüz; televizyonlarda, haber bültenlerinde, internette haber sayfalarında. Sesimizi duyurmak için anayasal haklarımızı kullanarak çeşitli eylemler yaptık. Bu sesin özünde kendi emeğimiz kadar İzmir halkının hakkı da vardı.” ifadeleriyle seslerini duyurmaya çalışan işçiler, İzmir halkının paralarının taşeron patronlarına aktarılmasını eleştirdi.
“Bizim alın terimiz, patronlara gitmesin”
İşçiler, açıklamalarında, “İzmir halkı için kullanılması gereken milyonlarca lira taşeron patronuna peşkeş çekiliyor. İzmir halkının parası, bizlerin ise alın teri birilerinin cebi dolsun diye harcanıyor. Biz açlık sınırında maaşla, güvencesiz çalıştırılıyoruz, taşeron patronu hiçbir şeye dokunmadan milyonlarca lira para kazanıyor. Üstelik yıllardır aynı patron farklı şirketlerle ihaleye giriyor ve kazanıyor. Yani özetle bizlerin alın teri, İzmir halkının parası patronlara aktarılıyor.” diyerek, durumun adaletsizliğine dikkat çektiler.
“Taşeron çalıştırıyorlar”
Açıklamalarına devam eden işçiler, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) tutumunu eleştirdi. “Sözde belediyelerinde taşeron çalıştırmayan CHP, yıllardır bizleri kendi belediyesinde taşeron olarak çalıştırıyor. Bunu da yokmuş gibi davranarak, her yıl kadroya geçirme sözü vererek yapıyor.” diyerek, 31 Aralık’ta sözleşme sürelerinin bitmesinin ardından, bu yıl sonunda daha fazla dayanamayacaklarını ve güvenceli çalışma hakkı için mücadeleye başladıklarını belirttiler.
CHP Genel Başkanı ve Parti Sözcüsü ile görüşmeler...
Taşeron işçiler, bu süreçte CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile iletişim kurduklarını da aktardılar. Ancak, yaşadıkları olumsuz deneyimleri de paylaşarak şunları söylediler:
“Sayın Özel bizlerin de katıldığı açılış esnasında bizleri kastederek ‘Taşeron ile mücadele bizim işimiz, biz çözeriz bu sorunu’ demişti. Özel bu sözcükleri kullanırken partisinin yönetimindeki belediye 2 yıllık ihaleye çıkarak tuvalet temizleme işini taşerona vermeye hazırlanıyordu. Bu açılış sonrasında sözcü arkadaşlarımızla görüşen Özel, belediyenin parası olmadığı için bu sistemi değiştiremeyeceğini ifade etti. Oysa gerçek olan bu değil, gerçek olan belediyenin parasının taşeron patronuna aktarılması. Üstelik yüz milyonlarca lira, evet İzmir halkının yüz milyonlarca lirası taşeron patronuna aktarılıyor, gerçek olan bu.”
Başka bir etkinlik esnasında kendileriyle iletişime geçen ve sorunun çözülmesi için uğraşacağını söyleyen Parti Sözcüsü Deniz Yücel’in, işçilerin, taşeron şirketin patronunun Yücel’in dönemde il başkan yardımcısı olduğunu ifade etmeleri sonrası bir daha iletişime geçmediklerini belirttiler.
İşçiler, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile yaptıkları görüşmenin de olumsuz sonuçlandığını belirterek, “Sayın Cemil Tugay ise ilk görüşmemizde kültür parka girmemize bile tahammül edemeyip bizleri tehdit etmiş ve o akşam iş akitlerimiz feshedilmişti.” diyerek yaşadıkları mağduriyetin boyutlarına dikkat çektiler.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden açıklama: “İstihdam ile bağlantılı değiller”
İzmir Büyükşehir Belediyesi, taşeron işçilerin işten çıkarıldıkları yönündeki iddialara karşı bir açıklama yaptı. Belediye, söz konusu kişilerin İzmir Büyükşehir Belediyesi tüzel kişiliği, iştirakleri ve şirketleri ile hukuki bağlarının bulunmadığını, taşeron şirketin ihale sonucunda işçi alım sürecini yürüttüğünü belirtti.
“Eylemleri anlaşılır değil”
Belediye, açıklamasında, “Bahsi geçen kişilerin İzmir Büyükşehir Belediyesi tüzel kişiliği, iştirakleri ve şirketleri ile herhangi bir hukuki bağı olmadığı halde belediyede istihdam edilmek için bir takım eylemlere başvurduğu.” ifadesine yer verdi.
Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi, taşeron firmalarla yapılan yeni ihalelerde, mevcut işçilerin tümünün işe devam ettirilmesi için yüklenicinin karar verdiğini, işçilerin büyük bir kısmının bu teklifi kabul ederek iş sözleşmelerini devam ettirdiğini belirtti. Ancak bir kısmının belediyede istihdam edilme talebiyle eylem başlattığı ifade edildi.
“Objektif kriterlere göre yürütülüyor”
Belediye, iddialara şöyle yanıt verdi: “Kamu hizmetinde kullanılan mobil tuvaletleri kilitleyerek eylem sürecine giren bu kişilerin, belediye yönetimi tarafından işten çıkarıldığı yönündeki iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır. Bu kişiler taşeron şirkette çalışmış, şirket değişiminin ardından yeni şartları kabul etmeyerek işlerine dönmemiş, belediyede istihdam edilme taleplerini eylemlerle iletmişlerdir. Bu kişilerin İzmir Büyükşehir Belediyesi ile istihdam ilişkisi söz konusu değildir. Sonuç olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile hiçbir bağı bulunmayan kişilerin, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni zorunlu bir istihdam alanı olarak görmeleri, kamuoyunu yanıltıcı iş ve işlemlerde bulunmaları anlaşılır değildir.”
Açıklamanın sonunda, İzmir Büyükşehir Belediyesi, iş alım süreçlerinin İstihdam Komisyonu tarafından yönetildiğini belirterek, “İzmir Büyükşehir Belediyesi, istihdam sürecini kurduğu komisyon ve birimler aracılığı ile Büyükşehir Belediyesi’nin ekonomik koşulları, istihdam gereksinimleri doğrultusunda objektif kıstaslara göre yürütmekte ve yönetmektedir, bundan sonraki süreçte de bu şekilde devam edecektir.” ifadelerini kullandı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, kamuoyuna şu bilgiyi sundu: “Ülkenin ve belediyemizin içinde bulunduğu zorlu ekonomik koşullarda, belediyemizle bağı bulunmayan kişilerin hangi saiklerle bu tür süreçlere giriştikleri anlaşılmamakla beraber, muhataplarının zorlu koşulları yaratanlar olduğunu, belediyeler olmadığını kamuoyunun bilgisine sunarız.”