Ege’nin incisi İzmir, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle olduğu kadar ilçe isimleriyle de dikkat çekiyor. Güzel İzmir’in ilçe isimlerinin yüzyıllar boyunca yaşanmış olaylar, efsaneler ve halk hikayeleriyle şekillendiği biliniyor. Neredeyse her bir ilçe ismi ardında ilginç hikayeler barındırıyor. İzmir’deki ilçe isimleri ve hiç duymadığınız anlamlarına birlikte bakalım!
İzmir’deki İlçe İsimleri Ne Anlama Geliyor?
İzmir’deki ilçe isimleri elbette ki kentin zengin kültürel mirasının bir parçası. İzmir’deki ilçele isimlerinin nereden geldiğini araştırdık. İşte detaylar…
Aliağa
Aliağa ilçesinin ismi, tarihi olarak Ali Ağa adında bir kişiden gelmektedir. Anlatılanlara göre, Aliağa'nın kökeni 4. Murat dönemine kadar uzanır.
Bir rivayete göre, Ali Ağa isimli kişi bir suç işler ve İstanbul'da ölüm cezasına çarptırılır. Ancak, Avustralyalı Baltacı Edwars (Kenan) tarafından affedilir. Ali Ağa, canını bağışlayan Edwars'a minnetini göstermek için çiftliğini ona bırakır. Bu çiftliğin adı ise Aliağa olarak kalır. Ardından yöre bu isimle tanınmaya başlar.
Balçova
Balçova ismi, köyün eskiden kullanılan adı Ayesefit'ten gelir. Zamanla, köy arazisinin büyük bir kısmının balçık olmasından dolayı, köyün adı Balçık Havi olarak değiştirilmiştir. Bu isim de zaman içinde halk arasında Balçık Ova şeklinde anılmaya başlamış ve nihayetinde bugünkü ismi olan Balçova ortaya çıkmıştır.
Bayındır
Bayındır isminin kökeni, Bizans döneminde yerleşim bulunan bu bölgenin, Selçukluların gelişiyle birlikte önemli bir değişim yaşamasına dayanır. 14. yüzyılın başlarında, Orhan Gazi'nin önderliğinde, 24 Oğuz boyundan Üçoklar’dan biri olan Bayındır Türkmen Boyu, bölgeye yerleşerek kendi adlarıyla yeni bir yerleşim yeri kurmuştur. Bayındır ilçesi de adını bu Türkmen boyundan almıştır
Bayraklı
Bayraklı isminin kökeni hakkında anlatılan en güçlü hikayelerden biri, Batı Anadolu kıyılarını insan kaynağı olarak kullanan Türk korsanlarına dayanır. O dönemde Akdeniz’e hakim olan bu denizciler, her yıl İzmir’e gelerek bayraklarını açar ve levent toplamaya çalışırlarmış. “Solumadan can vermek, terlemeden mal kazanmak isteyen bayrağımız altına gelsin” çağrısıyla gönüllüleri davet ederlermiş.
Bayraklar, günümüzde Bayraklı’nın bulunduğu yerde açıldığı ve gönüllüler burada toplandığı için bu bölge zamanla Bayraklı adını almıştır.
Bergama
Helenlerden çok önce, Batı Anadolu'da Pelasglar ve Luvi halkı yaşamaktaydı. Bu dönemde Bergama, "Pargauma" adıyla anılıyordu.
"Perg" veya "Berg" kelimesi Arapçada "burç" anlamına gelir ve kale anlamını taşır, "uma" ise halk demektir. Helenleşme süreci başladığında, bu isim "Pergamon" olarak değişime uğramıştır. Günümüzde kullandığımız "Bergama" ismi ise, aslında orijinal adı olan "Pargauma"ya daha yakındır. Bu, Bergama'nın tarih boyunca geçirdiği isim değişikliklerinin bir yansımasıdır.
Beydağ
Beydağ ilçesinin ismi, tarih boyunca birçok değişikliğe uğramış ve köklü bir geçmişe sahiptir. Eski Helen dilinde "eski kent" anlamına gelen “Palaipohs” olarak bilinen bu bölge, Osmanlı dönemine kadar farklı isimlerle anılmıştır. Bu isimler arasında Palaiapolis, Palyapolis, Nikapolis, Palaioupolis ve Algiza gibi varyasyonlar bulunmaktadır. Beydağ ismi, bu köklü tarihi mirasın bir parçası olarak günümüze ulaşmıştır.
Bornova
İzmir’deki ilçe isimleri arasında en merak edilenlerden biri de Bornova’dır. Bornova'nın kökeni, "Birun-u Abad" adıyla bilinen antik bir yerleşimden gelmektedir.
Osmanlı kayıtlarında "Birunabad" olarak geçen ismin, Farsça "dış, harici" anlamına gelen "birun" kelimesiyle "-abad" takısının uyumsuzluğu, ismin aslında başka bir kelimenin tahrif edilmiş veya uyarlanmış hali olabileceği düşüncesini ortaya koymaktadır.
“Burunova" şeklindeki başka bir öneri de mevcuttur. Bornova'nın geçmişi, Amazonlar, Hititler, İonlar, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar, Bergama Krallığı ve Romalılar gibi çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Levantenler ise bölgeye Bonobat demiştir.
Buca
Buca isminin kökeni kesin olarak belirlenememiştir ve birkaç farklı hipotez bulunmaktadır. İlk olarak, 1235 yılında İznik Devleti (Dukas Vatidis) tarafından bölgedeki bir manastırın sınırlarının belirlenmesi sırasında "Kohi" adında, kral yolu yakınında bir yerleşim yerinden bahsedilmektedir. Kohi, eski Yunancada "bir kapalı açının iç tarafı, dibi" anlamına gelir ve zamanla Yeni Yunancada "Gonia"ya dönüşmüştür. Bu kelime, daha sonra "Bugia" ve nihayet "Buca" halini almıştır.
Ayrıca, son Bizans döneminde bölgede büyük toprak sahibi olan "Vuza" veya "Vuzas" isimli bir kişinin adının da Buca ismine kaynak olabileceği düşünülmektedir. Buca ismi Batı literatüründe "Boudja", "Budjia", "Bougieh" ve "Borja" gibi çeşitli şekillerde yazılmıştır, ancak en yaygın kullanılanı "Boudja" olmuştur.
Çeşme
Çeşme, adını bölgedeki bol miktarda bulunan kaynak sularından almıştır. Tarih boyunca, bu soğuk ve berrak kaynak sularının etrafına çeşmeler inşa edilmiştir. Bu gelenek, o dönemde yaygın olan ve zamanla artan su kaynaklarının çevresinde çeşme yapma alışkanlığının bir yansımasıdır. İşte bu sürekli akan kaynak suları ve çevresindeki çeşmeler, bölgenin Çeşme olarak anılmasına neden olmuştur.
Çiğli
İzmir'in Çiğli ilçesi ismini, bölgenin geçmişte bataklık ve sazlık alanlardan oluşması ve denize yakınlığı nedeniyle yeşil alanlara sıkça çiğ düşmesinden almıştır. İlk yerleşenlerin bu doğal özelliklerden dolayı buraya "Çiğli" adını verdikleri bilinmektedir.
Foça
İzmir'in kuzeyinde yer alan bir sahil ilçesi olan Foça, Antik Çağda bir İyon yerleşimi olarak kurulmuştur. İlçenin ismi, o dönemde denizde yaşayan foklardan esinlenerek Phokaia olarak belirlenmiştir. Bu antik isim, zamanla değişerek günümüzde Foça şeklini almıştır.
Gaziemir
İzmir’deki ilçe isimleri arasında kökeni bir kişiye dayanan ilçelerden biri de Gazemir’dir. Gaziemir ismi, günümüzde Seydiköy'ün yerini almıştır.
Aydınoğlu Gazi Umur Bey, İzmir'de ikamet eden ve hayatını savaşlarla geçiren bir komutandı. Babası Mehmet Bey'in, eski Türk devlet geleneği ve idare anlayışı doğrultusunda, İzmir'i oğluna vermesi ile bu bölgeye yerleşmiştir. Gaziemir adı, Gazi Umur Bey'in isminin zamanla değişime uğrayarak yaygınlaşması sonucunda ortaya çıkmıştır.
Karabağlar
İzmir'in en eski yerleşim yerlerinden biri olan Karabağlar, ismini yaklaşık iki asır önce Emrez ve Aktepe bölgelerinde bulunan kara üzüm bağlarından almıştır. O dönemde, bölge kara üzüm bağlarıyla kaplıydı ve yalnızca az sayıda ailenin bağları, çiftlikleri ve bağ evleri bulunuyormuş. Bu bağlar, Karabağlar adının kaynağı olarak kabul edilmektedir.
Karaburun
İzmir’deki ilçe isimleri arasında merak edilenlerden bir diğeri de Karaburun’dur. Karaburun adının kökeni hakkında çeşitli teoriler bulunmaktadır. Antik dönemlerde yarımadanın "Capo Calaberno" olarak adlandırılması, ismin buradan fonetik olarak evrildiği fikrini desteklemektedir.
Bir diğer varsayıma göre, deniz yoluyla yarımadaya ilk ulaşıldığında "Kömür Burnu" adı verilen mevki görülmüş ve kayaların siyah rengi nedeniyle bölgeye "Karaburun" denmiştir. Ayrıca, eski Türk adlandırma usullerinde kuzey yönünün "kara", güney yönünün ise "ak" olarak adlandırılması da bir başka olasılıktır.
Karşıyaka
Karşıyaka'nın eski isimlerinden biri olan Kordelya, Coeur de Lion'dan gelmektedir. Fransızca "Aslan Yürek" anlamına gelen bu ifade, III. Haçlı Seferi sırasında Aslan Yürekli Richard’ın ordularının Karşıyaka'da konaklamasıyla bu bölgeye verilmiştir.
O dönemde ormanlık bir alan olan bölgeye, Richard'ın lakabı olan Cordelion adı verilmiş ve zamanla bu isim Cordelieu, Cordelion, Kordelya şeklinde evrilerek en sonunda Karşıyaka olmuştur. Bugün bile ilçede Kordelya adını taşıyan birçok kafe bulunmaktadır.
Kemalpaşa
Kemalpaşa ismi, 9 Eylül 1922 akşamı Mustafa Kemal Paşa'nın bu bölgede konaklamasından dolayı verilmiştir. İlçenin ismi, bu önemli olayı anmak amacıyla sonradan değiştirilerek Kemalpaşa olarak belirlenmiştir.
Kiraz
Kiraz ilçesinin adının kökeni, binlerce yıl öncesine dayanan zengin bir tarihe sahiptir. M.Ö. 8. yüzyılda İyonlar tarafından verilen "Klaos" veya "Kleos" ismi, kışın sert soğuktan koruyan bir barınak anlamına gelmekteydi. Bu isim, zamanla Bizans döneminde "Kilas" veya "Kilos" şeklinde değişmiş ve "Çanak ova" anlamına gelmiştir.
Osmanlı döneminde ise "Keles" olarak anılan ilçe, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra 1948 yılında "Kiraz" adını almıştır.
Konak
İzmir'in tarihi ilçelerinden biri olan Konak, adını geçmişten taşıyan zengin bir hikayeye sahiptir. İki farklı rivayet, Konak isminin kökenine ışık tutar. Bir versiyona göre, İzmir Derebeyi Katipzade Mehmet Çelebi, 1700’lerde yörede denize nazır bir konak inşa ettirmiştir ve bu konak, zamanla ilçenin adıyla özdeşleşmiştir.
Diğer bir hikaye ise Osmanlı döneminde aynı meydanda bulunan hükümet konağı nedeniyle bölgeye "Konak" adının verildiğini ileri sürer.
Menemen
Menemen ilçesinin adının kökenine dair çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Bunlardan ilki, Pers Krallığı döneminde, kentin fethedilmesiyle ilgili bir hikayeye dayanır. Rivayete göre, övünmeyi seven bir Pers Kralı, kendisine şehrin kim tarafından alındığının sorulması üzerine "men, men" şeklinde cevap verir. Bu ifade, Farsça'da "ben" anlamına gelir ve zamanla "Menemen" olarak değişir.
İkinci rivayet ise Bergama Kralı Eumen'in adının şehre verilmesiyle ilgilidir. Eumen'in adı zamanla "Menemen" şekline dönüşmüştür.
Üçüncü rivayete göre ise Bizans egemenliği döneminde, "maino-menau" adıyla anılan yerleşim yeri zamanla "Menemen" şeklini almıştır. Bu üç rivayet, Menemen ilçesinin adının kökenine dair farklı açıklamalar sunmakta ancak kesin bir kanıt bulunmamaktadır.
Narlıdere
Narlıdere'nin isminin kökeni, bölgenin geçmişine ve doğal yapısına dayanır. Yukarıköy'ün kenarından geçen Ali Onbaşı Deresi'nin kıyısındaki bahçelerde eskiden var olan nar ağaçlarından esinlenilerek bu isim verilmiştir.
Ödemiş
Ödemiş ismi, geçmişten günümüze uzanan bir dizi değişimin ürünü olarak şekillenmiştir. 1451 yılında "Otamış" olarak adlandırılan bölge, 1684'te "Ötemiş" ve sonrasında 1820'de günümüzdeki "Ödemiş" adını almıştır.
Seferihisar
Seferihisar bölgesinin geçmişi Karyalılar ve İonyalılar dönemine kadar uzanmaktadır. Bölge, milattan önce 30 yılında Romalıların Anadolu'yu işgali sırasında komutan Tysafer'in bu topraklara yerleşmesiyle önem kazanmıştır.
Selçuklular'ın hakimiyeti sırasında "Tysaferin Hisarı" adını alan yerleşim, Osmanlı döneminde "Sivrihisar" olarak bilinmektedir. Cumhuriyet döneminde bugünkü adı olan "Seferihisar" olarak anılmaya başlanmıştır.
Selçuk
İzmir'in tarihi ilçelerinden Selçuk'un adının kökeni, antik çağlara dayanan zengin bir geçmişe sahiptir. İlçenin ilk ismi Efes (Ephesus) olarak bilinirken, zamanla yerleşim yerlerinin değişmesiyle Ayasuluk adını almıştır. Ancak bölge, 1390 yılında Türk hakimiyetine girdiğinde, adını Selçuk olarak değiştirmiştir.
Tire
Tire ismi, köken itibariyle Hatti-Luvi dil ailesine dayanır ve "kale" veya "hisar" anlamına gelir. Bu isim, tarihi belgelerde çeşitli şekillerde geçmiştir; Thira, Thyera, Tyrha, Apaterie ve Teira olarak da adlandırılmıştır.
Torbalı
Torbalı'nın ismi, antik çağlardan beri çeşitli uygarlıkların merkezi olan Metropolis'ten veya diğer adıyla Triyanna'dan türetilir. Ancak halk arasında yaygın olan bir rivayete göre, Sultan Abdülhamid'in çiftliğine fidanlar diken birisi olan Murat Bey'in, fidanların zarar görmemesi için develerin ağızlarına torba bağlamasını emrettiği söylenir. Bu uygulama sonrasında yöre, "Torbalı" adıyla anılmaya başlanmıştır.
Urla
Urla ilçesinin ismiyle ilgili çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Bir rivayete göre, halk arasında Latince ve Rumca'da "bataklık, sazlık" anlamına gelen "Vurla" kelimesinden türetilmiştir.
Başka bir rivayete göre ise, Osmanlı Padişahı Mehmet Çelebi'nin komutanlarından İbrahim Bey, sefere çıkarken kendisine "Uğur ola" diyerek, yani "Uğurlu gelsin" anlamında söylemiştir. Bu ifade zamanla "Urla"ya dönüşmüştür.
İzmir’deki ilçe isimleri ve anlamlarını paylaştık!