İzmir’in içme suyu ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayan Tahtalı Barajı’nda su seviyesi, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla önemli ölçüde geriledi. 2023 yılının Mart ayında yüzde 32,4 olan su oranı, bu yıl aynı dönemde yüzde 15,3’e düştü. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan TÜBA Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, su seviyelerindeki düşüşe dikkat çekerek, "Geçtiğimiz sene bugünlerde Tahtalı Barajı yüzde 32,4 ile 2024 yılının maksimum seviyesine varmıştı.
Baraj seviyeleri mart sonunda en yüksek noktasına ulaşır, ardından azalmaya başlar. Kasım ayına kadar kademeli olarak düşer. Geçen yıl bu dönemde yüzde 32,4 olan seviyenin, bugün yüzde 15,3'e kadar gerilemesi ciddi bir risk oluşturuyor" dedi.
Nisan yağmurları yeterli olmaycak
Barajdaki su kaybının giderek arttığını belirten Prof. Dr. Yaşar, Nisan ayında beklenen yağışların sorunu çözmeye yetmeyeceğini dile getirdi. "Nisan yağmurları elbette barajlara bir miktar katkı sağlayacaktır ancak bu, mevcut su açığını kapatmak için yeterli olmayacaktır" ifadelerini kullandı.
Yeni kuyular açılıyor
Kurak dönemlerde gelişmiş ülkelerde su tüketimini sınırlandırmaya yönelik katı kurallar uygulandığını hatırlatan Prof. Dr. Yaşar, Türkiye’de ise yer altı sularının aşırı tüketildiğini vurguladı. "Bizde maalesef bu tür düzenlemeler uygulanmıyor. Sürekli olarak yer altı kaynaklarından su çekiyoruz. İzmir’de kış aylarında kişi başına günlük 140 litre su tüketilirken, yaz aylarında bu oran 180 litreye çıkıyor.
Bu artışın yüzde 30’u bahçe sulamalarından kaynaklanıyor. Barajlarda su seviyesinin kritik seviyeye düşmesi halinde, özellikle bahçe sulamalarının sınırlandırılması gerekiyor" dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yer altından 32 milyon metreküp su çekebilmek için yeni kuyular açtığını belirten Yaşar, bu kuyuların aşırı açılmasının uzun vadede daha büyük sorunlara yol açabileceğini ifade etti.
Kuyular derinleşiyor
İzmir’de su yönetiminin daha verimli planlanması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yaşar, 2009-2019 yılları arasında yaşanan aşırı yağışlı dönemlerde, barajlardaki suyun daha etkin kullanılabileceğini söyledi. "İzmir’de içme suyunun yüzde 60’ı yer altı kaynaklarından sağlanıyor. Oysa baraj doluyken bile yer altı suları tüketildiği için kuyular giderek daha derinlere açılıyor.
Eskiden 40-50 metreden su çekilebilirken, şimdi 400-500 metreye kadar iniliyor. İzmir’in Türkiye’nin en pahalı suyunu kullanmasının temel nedeni de bu. Çünkü suyu ne kadar derinden çekerseniz, o kadar fazla enerji harcarsınız" dedi.
Eylül ayında baraj tamamen kuruyabilir!
Önlem alınmaması halinde Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesinin alarm verici boyutlara ulaşacağını belirten Prof. Dr. Yaşar, mevcut tüketim devam ederse Eylül ayında barajda yalnızca yüzde 1’lik su kalacağını öngördü. "2008 yılında da benzer bir durum yaşanmış ve baraj seviyesi yüzde 2’ye kadar düşmüştü.
Eğer bu yıl da aynı tüketim alışkanlığı devam ederse, Eylül ayında barajın tamamen kuruması riskiyle karşı karşıya kalabiliriz" diyerek yetkilileri ve vatandaşları su tasarrufu konusunda daha bilinçli olmaya çağırdı.