İzmir’in tarihi ve kültürel zenginliklerini barındıran ilçesi Buca, birbirinden değerli yapılara ev sahipliği yapar. Bu yapılardan biri de Rees Köşkü, bugün Buca Eğitim Fakültesi Dekanlık Binası olarak kullanılmaktadır. 1800’lü yılların ortalarında İngiliz Rees ailesi tarafından inşa edilen bu yapı, tarihsel kimliği ve özgün mimarisiyle dikkat çekmektedir.
İngiliz Mimarisi ile Osmanlı Topraklarında Bir Köşk
Rees Köşkü, dönemin mimari trendlerini yansıtan tipik bir İngiliz tarzına sahiptir. Simetrik cephe düzeni, üçgen alınlıkları ve taş-şömine detayları, köşkün öne çıkan unsurları arasındadır. İki katlı olan bu tarihi yapı, ahşap ve yığma taş malzemeden inşa edilmiştir. Köşkün alt katında geniş bir hol, oturma odası, şömine ve birkaç küçük oda bulunurken, üst kat odalara ahşap merdivenle çıkılmaktadır.
Rees Ailesi ve Tarihi Rolü
Rees Köşkü’nün hikayesi yalnızca mimarisiyle sınırlı kalmamaktadır. Köşk, Osmanlı Demiryolu Şirketi’nin önemli isimlerinden biri olan Bay Rees’e aitti. Rees, İzmir’i çevreleyen demiryolu ağının gelişiminde aktif bir rol oynamış ve Buca İstasyonu’na kadar uzanan hattın döşenmesini sağlamıştır. Bu nedenle köşk, yalnızca bir aile evi değil, aynı zamanda dönemin modernleşme adımlarını yansıtan önemli bir semboldür.
Rees Köşkü’nün Tarihsel Süreci
Uzun yıllar boyunca Rees ailesinin özel mülkü olarak kullanılan köşk, I. Dünya Savaşı yıllarında el değiştirmiştir. İzmir Valisi Rahmi Bey tarafından el konulan bina, bu tarihten itibaren resmi işler için kullanılmaya başlanmıştır. Bugün de bir eğitim kurumu olan Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi’nin Dekanlık Binası olarak hizmet vermeye devam etmektedir.
Rees Köşkü hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler için ODTÜ Yayınları’ndan çıkan Feyyaz Erpi’nin “Buca’da Konut Mimarisi” adlı kitabı önemli bir kaynaktır. Kitapta, köşkün mimari çizimleri, fotoğrafları ve detaylı anlatımları yer almaktadır. Bu tür kaynaklar, yalnızca tarih ve mimari meraklıları için değil, aynı zamanda İzmir’in yerel kültürüne ışık tutmak isteyen herkes için kıymetlidir. Rees Köşkü, Buca’nın tarihsel belleğinde özel bir yere sahiptir. İngiliz mimarisinin Osmanlı coğrafyasında bıraktığı izlerden biri olan bu yapı, hem yerel hem de uluslararası kültürel etkileşimlerin bir yansımasıdır. Günümüzde eğitim dünyasına katkı sunan bu köşk, geçmişten günümüze uzanan bir tarih köprüsü olarak yaşamaya devam etmektedir.
Rees Köşkü, yalnızca bir bina değil, İzmir’in ve Buca’nın çok katmanlı tarihini anlatan bir mirastır. Bu tür eserlerin korunması ve tanıtılması, yerel tarihin gelecek kuşaklara aktarılması açısından son derece önemlidir.