İstanbul’da tarih ve müzik, su kabağından yükselen derin tınılarla buluştu. CCTV muhabiri Huihui Chen, genç Kabak Kemane ustası Enes Kutay ile bir araya gelerek bu benzersiz enstrümanın büyüsünü keşfetti. Çin’de milyonların hayranlıkla izlediği bu program, kültürel sınırları aşıp kalplere dokundu!

Kabak kemane, küçük ama etkili sesiyle bir halk müziği hazinesi. At kılından yayı, su kabağından sesiyle hem sıcak hem de boğuk tınılar üreten bu enstrüman, Anadolu’nun derin ruhunu taşır. Enes Kutay, kabak kemane ile tanışmasını şu sözlerle anlattı: “Kabak kemanenin sesi kalpten gelir. Kalbin zarından, dertten, mutluluktan... Bu yüzden her nota, bir hikaye anlatır.”

Kabak kemanenin yapımı ise tam anlamıyla bir zanaat. Her su kabağı, her tel büyük bir özenle seçiliyor. Enes’in söylediği gibi: “Boyut, kalınlık, kuruluk… Bunlar doğru olmazsa, ses ruhunu kaybeder.”

Bu ince işçilikten çıkan ses, insanın içine işler. Huihui Chen, kabak kemanenin zorlu yapım sürecini görünce şaşkınlığını gizleyemedi:

“Böylesine küçük bir enstrümanın bu kadar büyük bir emeği olduğunu hayal etmemiştim!” Ancak kabak kemane, sadece ustalıkla yapılmakla kalmıyor; onu çalmak da büyük yetenek gerektiriyor. Sabit perdeleri olmadığı için her nota, müzisyenin dokunuşuna bağlı. Enes, genç yaşına rağmen 13 yıldır bu büyülü enstrümanın tellerine ruh veriyor.

Kültürler arası müzik alışverişinin gücüne inanan Enes, Çin halk müziğinden ilham alarak doğaçlama performanslar yapıyor. Chen Huihui’nin “Bu ses, bana uzak Çin köylerinin huzurunu hatırlatıyor!” demesi, müziğin gerçekten evrensel olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Fakat kabak kemane bir miras kriziyle karşı karşıya. Malzemeler zor bulunuyor, öğrenmek isteyenler azalıyor. Enes ise bu durumu değiştirmeye kararlı:

“Gençlerin bu enstrümanı sevmesi, tanıması gerekiyor. Geleneği yaşatmak için modern dokunuşlarla kabak kemaneyi daha fazla insana ulaştırmak istiyorum.”

Enes’in atölyesi, bu tutkunun bir yansıması. Her kabak, her tel, onun hayalini yaşatıyor. Bu kadim ses, artık sadece Anadolu’nun değil, dünyanın dört bir köşesinde yankılanıyor.

İstanbul’dan Çin’e uzanan bu melodik köprü, kabak kemanenin geleceğe taşıdığı umudu gösteriyor. Küçük ama derin tınısıyla kalplere dokunan bu enstrüman, şimdi sınırları aşarak dünya sahnelerinde hak ettiği yeri buluyor. 

Kaynak: Haber Merkezi