Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal’ın belediye başkanlığına gelmesinin ardından aldığı kararlar, kadın hakları savunucuları ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi veren gruplar tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Özellikle, Bayraklı Belediyesi’ne ait “Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü”nün kapatılması ve ardından kadın sığınma evinin kapatılması, geniş bir tartışma başlattı. İzmir’in merkez ilçelerinin en önemli kadın sığınma evlerinden biri olan Bayraklı Belediyesi’ne ait sığınma evi, birçok kadına yaşam alanı sağlamasıyla biliniyordu. Belediye tarafından bu sığınma evinin kapanmasının gerekçesi olarak “birkaç kadının gelip gitmesi” gösterildi. Ancak, kadın hakları savunucuları, bu açıklamanın tamamen yetersiz olduğunu ve kadınların şiddetten korunma haklarının ihlal edildiğini belirtti.

Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü’nün kapatılması tepki topladı

 Önal’ın aldığı bu karar, sadece sığınma evinin kapanmasıyla sınırlı kalmadı. Belediye, Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü’nü kapatarak, kadınların ve ailelerin karşılaştığı şiddet gibi sosyal sorunlara karşı verilen mücadelede önemli bir adım attı. Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü’nün kapatılması, özellikle kadınların şiddet mağduru olduğu bir dönemde, büyük bir tepkiye yol açtı. Kapanan sığınma evi, İzmir merkezdeki belediyelere bağlı toplam 3 sığınma evinden biriydi ve bu evin kapatılmasının ardından kadın hakları savunucuları, bu tür hizmetlerin sadece kapatılmakla kalmayıp, aynı zamanda yerel yönetimler tarafından daha fazla desteklenmesi gerektiğini belirtti.

“Birkaç Kadının Gelip Gitmesi” gerekçe gösterildi

Bayraklı Belediyesi’nin kadın sığınma evini kapatma kararına gerekçe olarak sunulan açıklama, “birkaç kadının gelip gitmesi” ifadesi, kadın hakları savunucuları tarafından büyük bir eleştiriyle karşılandı. Kadınların yaşadıkları şiddetten dolayı sığınma evlerine başvurdukları, onların güvenli bir yaşam alanına ihtiyaç duydukları gerçeği göz ardı edilerek yapılan bu açıklama, birçok kişiyi derinden üzdü. Kadınların yaşamlarını kurtarabilecek olan bu hizmetlerin kapatılması, şiddet mağduru kadınların daha da zor bir duruma düşmesine yol açabilir. Bu kararın gerekçesi, toplumun kadınlara yönelik eşitsizlik ve şiddetle mücadeleye verdiği önemin bir yansıması olarak değerlendirildi.

Sorumluluk tüm yetkililerde

Tüm Belediyeler Sendikası İzmir 1 ve 2 Nolu Şubeleri Kadın Komisyonları, Bayraklı’daki kadın ve aile hizmetleri müdürlüğü ve kadın sığınma evinin kapatılması kararını sert bir dille eleştirdi. Sendikanın yaptığı basın açıklamasında, ilk olarak kadın ve çocuklardan mı vazgeçileceği sorusu soruldu. Açıklamada, “Her gün bir kadının katledildiği, binlerce kadının şiddete maruz kaldığı bu ortamda Bayraklı Belediyesi’nin Kadın Müdürlüğü’nü ve kadın sığınma evini kapatma kararını üzülerek öğrendik” denildi. Sendika, kadın ve çocukların karşılaştığı şiddetin her geçen gün arttığını ve yerel yönetimlerin bu sorunun çözümü için daha fazla çaba göstermesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, kadın haklarının korunmasının sadece devletin değil, belediyelerin de sorumluluğu altında olduğu belirtildi.

Kadın hakları tehdit altında

Tüm Bel-Sen İzmir 1 ve 2 Nolu Şubeleri Kadın Komisyonları tarafından yapılan açıklamada, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Çiğli Belediyesi’nde de benzer şekilde, kadın, çocuk ve engelli müdürlüklerinde çalışan hak temelli mücadele veren personelin görev yerlerinin değiştirilmesi ve uzmanların başka birimlere kaydırılması eleştirildi. Sosyolog, psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarının başka müdürlüklere gönderilmesi, bu alandaki hizmetlerin zayıflamasına yol açtığı belirtilerek, “Kadın ve çocuk hakları için mücadele veren emekçilerin görev yerlerinden alınarak başka alanlara kaydırılması büyük bir haksızlık” denildi. Bu tür uygulamaların, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine zarar verdiği ve hak temelli politikalara büyük bir darbe vurduğu ifade edildi. Sendika, kadın hakları mücadelesinin güç kaybetmesine yol açacak bu tür uygulamaların kabul edilemez olduğunu belirtti.

Muhabir: GAMZE ESKİKÖY