Troya Müzesi, 5 bin 600 yıllık Troya Ören Yeri’nden çıkan tarihi eserlerle ziyaretçilerine geçmişin izlerini sunan önemli bir kültürel alan. 25 Kasım’da gerçekleşen etkinlik, dünya çapında kadına yönelik şiddetle mücadeleye dikkat çekmek için özel olarak tasarlandı. Bu kapsamda, müzede yer alan ve Troya Kralı Priamos ile Kraliçe Hekabe’nin kızları Polyksena’nın kurban edilmesinin betimlendiği Polyksena Lahti, 1 saat süreyle siyah örtüyle kapatıldı.
Troya Destanında Kadınların Rolü
Troya Müzesi Müdürü Rıdvan Gölcük, bu etkinliği düzenlemelerindeki amacın, kadına yönelik şiddetin tarihsel boyutlarına dikkat çekmek olduğunu belirtti. Gölcük, "Kadına yönelik şiddetin tarihi kökenleri var. Troya destanında da bu tür olaylara rastlıyoruz. Örneğin, Aka Komutanı Agamemnon’un kızı İfigenya’nın kurban edilmesi veya Troya Kralı Priamos ve Kraliçe Hekabe’nin kızları Polyksena’nın kurban edilmesi gibi olaylar, kadına yönelik şiddetin geçmişteki izlerini gösteriyor" dedi.
Polyksena Lahti üzerindeki betimleme, bir kadının kurban edilmesini ve şiddeti anlatıyor. Gölcük, bu sahnenin bir kadının sadece cinsiyeti yüzünden kıymetini kaybetmesinin sembolü olduğunu vurguladı. Etkinlikte, bu tür sahnelerin görünürlüğünü engellemek amacıyla lahit bir saat boyunca siyah bir örtüyle kapatıldı. Böylece, kadının değerinin sadece insan olmasından kaynaklandığını ve her bireyin eşit haklara sahip olması gerektiği mesajı verildi.
Polyksena Lahti’nin Tarihçesi
Polyksena Lahti, 1994 yılında Çanakkale’nin Biga ilçesinde bulunan Kızöldün Tümülüsü’nde keşfedildi. 2 bin 500 yıl öncesine ait bu lahit, Troya’nın kadim tarihine ışık tutan önemli bir arkeolojik buluntu olarak dikkat çekiyor. İçerdiği betimlemeler, hem Troya’nın toplumsal yapısını hem de o dönemde kadınların maruz kaldığı şiddeti anlamamıza yardımcı oluyor.
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Kültürel ve Tarihi Bir Adım
Troya Müzesi’nin gerçekleştirdiği bu etkinlik, kadına yönelik şiddete karşı dünya çapında sürdürülen mücadelenin tarihsel boyutları hakkında farkındalık oluşturmayı hedefliyor. 25 Kasım, sadece bir anma günü değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi için hepimizin sorumluluk taşıdığı bir gündür. Troya Müzesi, bu anlamlı günde geçmişin izlerini günümüze taşıyarak, toplumsal şiddetle mücadelede kültürel bir sorumluluk üstleniyor.