DEM Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili İbrahim Akın, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Akın, Meclis’in açılışında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaşanan tokalaşma ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu. Akın, ilk başta insani bir jest olarak gördükleri bu tokalaşmanın, Bahçeli’nin sonraki açıklamalarıyla birlikte planlı bir siyasi hamle olduğunun ortaya çıktığını belirtti.

“İç dinamikler yeniden dizayn ediliyor"

Meclis'in açılış gününde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaşanan tokalaşma ile başlayan sürece değinen Akın, yaşanan durumu insani bir jest olarak değerlendirdiklerini ancak Bahçeli'nin daha sonra yaptığı açıklamayla bu durumun başka bir boyuta taşındığını ifade etti. Akın, "Biz onu aslında normal bir insani durum olarak değerlendirdik ama Bahçeli’nin daha sonra açıklamasıyla süreç başka noktaya evrildi ve kendilerince bir plan olduğu açığa çıktı. Bilinçli, planlı olarak bir el sıkma hikayesi olduğu açığa çıkmış oldu," diyerek, bu tokalaşmanın aslında planlı bir siyasi hamle olduğunu belirtti. Türkiye'nin Ortadoğu’daki politikalarının iflas ettiğini ve iç dinamiklerin yeniden dizayn edilmeye çalışıldığını belirten Akın; "Ortadoğu'da Türkiye'nin yürüttüğü bütün politikalar aslında iflas etmiş durumda. Burada devreye giren sadece Türkiye'deki Kürt sorunun çözülmesinde söz sahibi olması meselesi ile ilgili değil. Onların derdi asıl olan bölgedeki mevcut denklemin içerisinde rolü olması sebebiyle de olduğu söyleniyor. Böyle bir durumun tartışma konusu olması, farklı siyasal sebepler de olsa önemli” diye konuştu. Akın; “Böyle bir durumun tartışma konusu olması, farklı siyasal sebepler de olsa önemli. Çünkü Türkiye'de bu sorun artık çözülmesi gereken bir sorun olarak herkes tarafından kabul ediyor” dedi.

Whatsapp Image 2024 11 06 At 10.28.15

“Demokrasiye darbe vuran anlayış sürdürülemez"

Akın, hükümetin kayyum politikalarını eleştirerek, bu politikanın büyük ölçüde iflas ettiğini savundu. Akın, “Biz böyle bir ihtimali ve böyle bir senaryoyu biliyorduk. Aslında öngörüyorduk. Kayyum politikasının aslında büyük ölçüde iflas ettiğini gördük. Türkiye halkı bunu gördü. Çünkü şöyle bir durum değil, halkın seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldıran bir anlayış biçimi aslında demokrasiyi askıya aldığı anlamına geliyor” diyerek, halkın iradesinin kayyum atamalarıyla hiçe sayıldığını ifade etti. İbrahim Akın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019 yılında yaptığı bir değerlendirmeyi hatırlatarak, bu sözlerin kayyum politikasıyla çeliştiğini vurguladı: “Erdoğan'ın 2019 yılında bir sözü var. Özellikle bir değerlendirme sırasında şu sözü kullanıyor: ‘Seçimin olmadığı bir yerde halkın iradesinin olmadığı bir yerde demokrasi olmaz’ diye bir söz kullanıyor. Ama şimdi İstanbul’un büyük ilçelerinden Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atanıyor. Arkasından biliyorsunuz üç tane daha belediye atanmış oldu. Bu şunu gösteriyor; aslında bu mevcut koşullarda sürdürülemeyen bir siyasetin yeni hamleleri gelişiyor. Hem içeride bir hamle yapılıyor, hem de Türkiye'de olası seçimleri de dikkate alarak kendilerini güçlendirecek hamleler yapmaya çalışılıyor. Ama bunun sonu yok ve böyle bir sonuç alamadıklarını herkes gördü” diye konuştu. 

"Kayyumlar halkın seçme hakkını ellerinden alıyor”

Akın, kayyum uygulamasının halkın seçme ve seçilme hakkını gasp ettiğini vurgulayarak, hukukun siyasallaşmasının tehlikelerine dikkat çekti. Akın, kayyum atamalarında yargı sürecinin göz ardı edildiğini ifade ederek, “Devletin onayıyla seçilmiş belediye başkanı ve meclis üyeleri var. İkincisi hiçbir yargı kararı yok. Örneğin Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında hiçbir yargı kararı yok. Şu anda siyaseten oradan alınmış durumda iddialar var. Bu iddiaların aslında gerçekten hukuk nezdinde çok karşılığı da yok. Uydurulmuş iddialar var” dedi. Akın, sürecin hukuka aykırı olduğunu ve yargı süreci tamamlanmadan atılan adımların bağımsız yargıya duyulan güveni zedelediğini ifade etti.  Akın; “Velev ki iddialarınız var ama yargı süreci sonuçlanmamış, nasıl karar veriyorsunuz? Yargının demek ki bir anlamı yok, bağımsız yargı yok” diyerek yargı bağımsızlığının ortadan kalktığını belirtti. Belediye meclislerinin de göz ardı edildiğini vurgulayan Akın, “Belediye Meclisi kendi içinde bir belediye başkanını neden seçmiyor? Onlar da seçilmişler. Meclisi de yok saydılar. Dolayısıyla aslında hukuken hiçbir karşılığı olmayan, tamamen keyfiyete dayalı hukuksuz bir durum var” dedi. Akın, kayyum atamalarının yalnızca seçilmiş belediye başkanlarını değil, vatandaşların demokratik haklarını da tehdit ettiğini vurguladı. Akın; “Kayyum meselesi sadece bir belediyeye yapılmış bir iş değil, aynı zamanda bir yurttaş olarak senin en önemli kendi kaderini belirleyecek hakkını elinden alıyor. Yani yurttaşlık ortadan kaldırılıyor. Burada gerçekten Türkiye'nin kaderine büyük bir hançer vurulmuş gibi gözüküyor” dedi. Önümüzdeki günlerde daha fazla kayyum ataması ve sürpriz hamlelerle karşılaşabileceklerini öngören Akın, bunun halkın ilgisini kısa süreli başka yöne çekebileceğini ancak uzun vadeli sonuçlar yaratmayacağını söyledi. Akın, DEM Parti’nin CHP ile görüşmelerinin sürdüğünü ve İzmir’de ortak bir miting düzenleyeceklerini belirterek, “Ortak mitinglerimize devam edeceğiz; önümüzdeki hafta sonu İzmir’de bir miting düzenleyeceğiz. Görüşmelerimiz devam ediyor” dedi.

Muhabir: Ayşegül Koç