Eğitim-İş İzmir Şube Yönetim Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın derslik yetersizliği, öğretmen açığı ve norm kadro uygulamalarına ilişkin basın açıklaması yayımladı. Sendika, yıllardır bu sorunlar nedeniyle öğretmenlerin norm fazlası haline getirildiğini ve zorunlu resen atamalara tabi tutulduklarını belirtti.
Eğitim-İş İzmir Şube'nin ortak açıklaması Barış Düdü tarafından okundu. Şubenin 3 No'lu Başkanı Barış Düdü açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Milli Eğitim Bakanlığı’nın yıllardır çözüme kavuşturamadığı derslik yetersizliği, öğretmen açığı, plansız atamalar ve yönetim kadrosundaki keyfi uygulamalar; öğretmenleri norm fazlası haline getirip, zorunlu resen atamalara tabi tutmaya devam ediyor.
Her sene daha karmaşık bir hale gelen proje okulları, partizanca yapılan atamalar, seçmeli derslerdeki plansızlık ve sürekli değişen ders saatleri gibi sorunlar, eğitim sisteminin temel taşı olan öğretmenleri zorunlu göçe zorlamaktadır.
Öğretmenler, hayat düzenlerini altüst eden bu zorunlu atamalar nedeniyle sürekli yer değiştirmek zorunda kalırken, öğrenciler de sık sık öğretmen değişikliği yaşamakta, eğitim süreçleri zarar görmektedir. MEB'in plansızlık ve öngörüsüzlüğü yüzünden oluşan bu norm fazlası problemi, yalnızca öğretmenlerin değil, öğrencilerin de eğitim hakkına zarar vermektedir. Eğitimde sürekli değişikliklerle dayatılan bu güvencesizlik, öğretmenlerin mesleki huzurunu ve verimliliğini düşürmekte, ülkenin dört bir yanında eğitimin niteliğine darbe vurmaktadır.
"Haklarımızı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz"
Bu sorunun köklü ve kalıcı bir şekilde çözülmesi, öğretmenlerin zorunlu atamalara mahkûm edilmeden görevlerini güven içinde yapabilmesi için MEB'in sorumluluk alması gerekmektedir. Özellikle öğretmen açığının yoğun olduğu bölgeler için teşvik edici ve kalıcı önlemler alınmalı; öğretmenlerin özlük haklarını, yaşam düzenlerini ve eğitimde sürekliliği koruyacak sürdürülebilir bir çözüm geliştirilmelidir.
Norm kadro uygulamaları, alınan kararlar ve yapılan uygulamalarla öğretmenleri huzursuz eden, içinden çıkılmaz hale gelen, keyfi ve sübjektif yaklaşımlara neden olmaktadır. Bu nedenle, hukuki açıdan açık, anlaşılır, karar ve uygulamaları denetlenebilir, güvenilir ve istikrarlı hükümler içeren yeni bir düzenleme yapılması artık zorunlu hale gelmiştir.
İlimiz özelinde bakıldığında ise Balçova, Bayraklı, Bornova, Buca, Çiğli, Gaziemir, Güzelbahçe, Karabağlar, Karşıyaka, Konak ve Narıldere ilçelerinin 2. aşama tercihlerde tek bir ilçe olarak değerlendirilecek olması başlı başına bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Güzelbahçe’de çalışan bir öğretmenimizin Çiğli’ye resen atanmasının önünü açan bu madde derhal düzeltilmelidir. Ayrıca Yıkım halinde bu kadar çok okul varken, bir çok okul türü aynı binada eğitim görürken, aileler çocuklarını bu okullardan kaçırırken normları sağlıklı hesaplamak mümkün değildir. Aile bütünlüğünü temelinden sarsacak bu tür uygulamalar; maddi anlamda zorluk yaşayan öğretmen camiamıza ekonomik bir darbe daha vuracaktır. Öğretmenin aile bütünlüğünü, ekonomik zorluklarını, huzur ve mutluluğunu hiçe sayan bakanlığın İl – ilçe milli eğitim müdürlüğü komisyonlarında görevlendirme olarak çalışan norm fazlası öğretmen ve idarecileri resen atama kapsamının dışında bırakması ise kabul edilemez bir başka husustur.
Eğitim-İş olarak, MEB’in yarattığı sorunları öğretmenlerin sırtına yükleyerek yapılan zorunlu resen atamalara karşı olduğumuzu ve bu dayatmaların son bulması için mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuna duyururuz. Eğitimdeki her krizin yükünü öğretmenlere fatura eden yaklaşımların karşısında, öğrencilerimiz ve eğitim çalışanlarımız adına haklarımızı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz."