Programda,Tahir Sakman, bugüne kadar yayınladığı 12 kitabının tümünün Konya ile ilgili olduğunu ve Konya’ya olan sevgisini anlattı. Konya’nın geçmişi ile günümüz metropol yaşamı arasındaki farkları ve bu değişimi kitaplarında nasıl işlediğini açıkladı. Ayrıca dijital olarak yayınladığı kitaplarından, bunlara nasıl erişilebileceğinden ve fiziksel baskılarının da yapılacağı müjdesini verdi. Sakman, Konya kültürü ve özellikle “Konya Oturakları” adlı kitabında bu kültürel etkinliklerin gerçek anlamını izleyicilerle paylaştı.

Prof. Dr. Mümtaz Hakan Sakar, İzmir Mandolin Festivali'nin, üçüncüsünün 9 Eylül Üniversitesi Sabancı Kültür Sarayı'nda gerçekleştirileceğini duyurdu. Festivalde birçok orkestranın, grup ve bireysel mandolin sanatçılarının katılımıyla toplamda 18 konserin düzenleneceğini belirtti. Mandolinin, Cumhuriyetin modernleşme projesinde önemli bir rol oynadığını ve Köy Enstitüleri geleneğini yaşatan mandolin sevdalılarının performanslarını sergileyeceğini ifade etti. Festivalin İzmir’e ve Türkiye’ye kültürel katkı sunmayı hedeflediği ve mandolinin sanatsal önemine dikkat çekerek, sanatın toplumsal yaşama olan olumlu etkilerini vurguladı.

Kültürün izinde Konya adanmış yazarlık

Programda, araştırmacı yazar ve şair Tahir Sakman, bugüne kadar yayınladığı 12 kitabını ve bu kitapların Konya ile olan bağlantısını anlattı. Sakman, Konya’yı bir Selçuklu torunu olarak ne kadar çok sevdiğini ifade etti. "Daha önce yayınlanan 12 kitabım vardı. Roman, öykü, deneme ve şiir kitapları.. Bunların hepsi Konya ile ilgilidir. Konya bizim öz vatanımız. Konya’yı bir Selçuklu torunu olarak, eski bir başkent olarak çok seviyorum. Benim anlatmak istediğim bir başka Konya var. Bizim çocukluğumuzdaki Konya ile şimdiki Konya arasında farklar var. Konya metrolpol bir şehir oldu, anlayışlar değişti. Nüfus yoğunlaştı bunun beraberinde getirdiği ekonomik sorunlar sosyal sorunlar ve bunların ötesinde dünün Konyası ile günümüzün Konyası arasında mukayese yapmak amacımdı.” Diyerek Sakman Konya için yazdığı kitapları ve kitapları içinde yer alan Konya için kendisinin çekmiş olduğu fotoğrafları, bu zamana kadar Konya için yazdığı şiirleri topladığı şiir kitabını izleyiciler ile paylaştı."

Kitaplara nasıl ulaşlır?

 Sakman aynı zamanda dijital olarak yayınladığı kitabından söz ederek, önümüzdeki günlerde dijital olarak yayınlanacak olan kitabının müjdesini verdi. Sakman, “Dijital olunca kitap okuması çok kolay olmuyor. Kitap kurtları bilirler, kitabı eline alıp hissetmek isterler. Onun için bunların fiziki olarak baskılarını da yaparım. Bunlara ulaşmak isteyen  olursa facebookta Tahir Sakman adresinden ulaşabilirler. Bir de blok sayfam var tahirsakman.blogspot.com.tr adresinden de indirebilirler. Ücretsiz olarak orada 9 tane kitabım var” dedi.

Yeni dünya düzeni içerisinde dijital kitabı tercih etme sebebinin Z kuşağının tercih ettiği bir tarz olmasının da bir etken olduğunu belirten Sakman, asıl korkusunun yitip gitmesi ve kaybolması olduğu konusunu vurguladı. Sakman, “Aynı zamanda ben bunları milli kütüphaneye de yükledim. Elektroniklerde arşivleri var. Milli kütüphanede var, bir arşiv çalışması yapmak isteyen olursa oradan ulaşabilsin diye. En kısa sürede bunların basılmasını bende çok istiyorum.”

Pelin Toğrul, Skål International World Congress’e Katılıyor Pelin Toğrul, Skål International World Congress’e Katılıyor

50 kere de dünyaya gelsem yine Konya'da doğmak İsterim

Konya’nın son zamanlarda hafızalara kazınan kötü olaylar ile gündeme geldiğini belirten Sevinç Öztürk’ün üzerine Tahir Sakman,” Babaannenden babam Türkü derlemiş. Yani Türkü ondan geçmiş. Baktığında insanlar zannediyor ki çok kapalı bir toplum ama öyle değil ondan öte çok başka bir Konya var sizin bilmediğiniz. Konya’nın insanı derviş mizaçlıdır, daima mütevazidir. Biz başkent kültürü taşıyoruz. Onun ağırlığı hala Konya insanının üzerindedir. Konya insanı yolda yürürken bile ona göre yürür. Ona göre hareket eder. Bu bizim bilincimizde genlerimizde olan bir şey. Sonradan gelen bir şey değil. Bazen istenmeyen olaylar da oluyor ama bunlar bizim konumuzun dışında. Konya oturakları dendiği zaman Insanların aklına hemen bir takım kafalarında olumsuz imajlar düşünceler oluşuyor. Aslında öyle değil, bu bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Bununla ilgili yazdığım bir kitap vardı “Konya Oturakları”  kültür merkezinde çok az miktarda kaldı yeni baskısını yaparız, bu kitapta Konya oturaklarının ne olduğunu bütün çıplaklığı ile anlattım. Konya oturakları insanların o dönemin iletişim araçlarının yaygın olmadığı dönemlerde eğlence kültürüdür. Yani bir anlamda musiki meclisleridir. Nasıl ki Urfa'da sıra geceleri ise Konya'da da Konya oturakları odur. Bunların hepsi bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor bu perdeyi kaldırmak için çok uğraştım. Yazdık çizdik. Üzerimize düşeni hala yapmaya çalışıyoruz. 50 kere de dünyaya gelsem yine Konya'da doğmak İsterim yine, Konya'da yaşamak isterim" ifadelerini kullandı.

Köy Enstitüleri geleneğinden Mandolin Festivaline

Programın ikinci bölümünde DEÜ Buca Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mümtaz Hakan Sakar konuk oldu. Prof. Dr. Mümtaz Hakan Sakar, İzmir'de üçüncüsü düzenlenen Mandolin Festivali hakkında bilgiler verdi. Sakar, mandolinin Cumhuriyetin modernleşme ve laikleşme sürecinde önemli bir sembol olduğunu, çok sesli müziğe geçişte büyük rol oynadığını belirtti. Festivalin, Köy Enstitüleri geleneğini yaşatan mandolin sevdalılarını bir araya getireceğini ve mandolin sanatının müzik sanatının bir parçası olduğunu gösteren bir repertuar sergileneceğini söyledi. Ayrıca, mandolin çalanların hikayelerini toplayarak, bu hikayelerin festivalde sergileneceğini ve böylece mandolinin ne anlama geldiğinin daha iyi anlaşılacağını ifade etti. İzmir’in mandolini canlandıran ilk şehir olmasının önemine değinen Sakar, sanata sahip çıkmanın toplumun yaşamını daha aydın ve yoğun kılacağını dile getirdi.

Nasıl başladı?

İzmir Mandolin Festivali'nin 3. düzenlenişini Buca Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı'nın bir faaliyeti olarak gerçekleştireceklerini belirtien Sakar, ilk festivalin 2022 yılında, İzmir'in kurtuluşunun 100. yılında yapıldığını ve üniversitenin bu öneriye coşkuyla destek verdiğini ifade etti. Festivalin, İzmir'in farklılıklarını ortaya çıkarmak için önemli bir fırsat olduğunu vurguladı ve önceki festivallerin büyük ilgi gördüğünü dile getirdi.

“3. Düzenlenen İzmir mandolin festivalinin 3.sünü düzenliyoruz. Dokuz Eylül Üniversitesinin önemli bir fakültesi olan Buca Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalının bir faaliyetidir. Bu festivalin ilkini 2022 yılında yaptık. O dönem İzmir’in kurtuluşunun da 100.yılıydı. 100. Yıl faaliyetleri kapsamında ne gibi bir etkinlik yapabiliriz dendiğinde, Cumhuriyetle özdeşleşmiş bir çalgı olan mandolinin bir festivalinin düzenlenebileceğini önerdiğimizde coşku ile kabul gördü üniversitemiz tarafından. Her türlü kapıları açtılar destek verdiler. İzmir farklı bir kent. Bu farklılıkları ortaya çıkarabilmek için farklı şeyler yapmak gerekiyordu. Mandolin festivali de farklı bir örnek olarak hemen öne çıktı. Orkestralar çalışmalara başladı, şunlar bunlar derken bu hemen hemen 15 yıllık bir geçmişe dönük bir periyottan söz ediyoruz Festival bunun doğruluk noktası oldu. Daha sonra üniversitemizin Sabancı Kültür Sarayı'nda festival'in etkinlikleri başladı. İlk festivalimize de hiç ummadığımız kadar bir katılım oldu. Bugün de 3.sününü yapacağız 8-9 Haziran tarihlerinde.”

9 Eylül Üniversitesi Sabancı Kültür Sarayında Sarayı'nda sanatseverler, mandolin tukunları ile yeniden buluşacak

"8-9 Haziran 2024 tarihi arasında bu yıl üçüncüsü gerçekleşecek olan İzmir mandolin Festivali 9 Eylül Üniversitesi Sabancı Kültür Sarayında Sarayı'nda sanatseverler, mandolin tukunları ile yeniden buluşacak. Köy enstitüleri ve öğretmen okullarının çok önemsediği bir okul çalgısı olan mandolinin yeniden canlanışı bu Festival ile mümkün hale geliyor. çocukluk yıllarının çalgısı mandolin ile yeniden buluşan emekli eğitimciler müzik eğitimcileri bu festivalimizde bir araya gelerek hayatlarının en güzel yılları olan çocukluk yıllarının çalgısını tekrar dile getirmenin mutluluğunu yaşıyorlar. Ayrıca genç mandolinciler ile birlikte bu heyecan katlanıyor. Her yıl daha da büyüyen ve güçlenen Mandolin Festivali Türkiye'de bir ilk. Bu yıl ülkenin pek çok yerinden orkestralar gruplar ve bireysel ya da ikili mandolin katılımcıları olacak. Festival kapsamında toplamda 18 konser gerçekleşecek ayrıca 9 Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı orkestrası ile birlikte Muğla Sıtkı Kocaman Üniversitesi Gençlik Orkestrası da sahne alacak.Festival kapsamında Toplamda 18 konser gerçekleşecek."

Mandolin Cumhuriyetin sembolü

Sakar, festival kapsamında kuzey Makedonya’dan da mandolin orkestrasının ilgi gösterdiğini açıkladı. Festivalimizin ünü yurt dışına da sarkmaya başladı diyerek,”i Bu bizi çok mutlu ediyor. Yurt dışından farklı mandolin orkestraları gelecek. Köy enstitüleri, öğretmen okulları geleneğini biliyoruz. Bu bağlamda mandolin çocuk çalgısı olarak ele alınıyor ve mandolin aslında yeni filizlenen cumhuriyetin modernleşme projesi olan cumhuriyetin ve laikleşme projesi olan cumhuriyetin müzikteki önemli bir sembolü haline geliyor. Bu ne demektir yani çok sesliliğe Batı sanat müziği olarak benim adlandırdığım ve klasik müzik olarak kabul edilen bu müziğe geçişte önemli bir geçiş çalgısı olarak kabul ediliyor mandolin.  Keman ile aynı akor sistemine ait olduğu için kemana bir geçiş çalgısı olarak kabul ediliyor” açıklamasında bulundu. Aynı zamanda Sakar, “Biz bu festivalde köy enstitüleri geleneğini yaşatan mandolin sevdalıları ile buluşturacağız. Mandolinin aynı zamanda müzik sanatının bir parçası olduğunu da gösteren repertuarı da sergileyeceğiz” vurgusunu sözlerine ekledi.

Köy Enstitüleri devamı olan mandolini sergileyecekler

“Köy Enstitülerin ruhu felsefesi o düşünce biçimi hayata bakış hayatı kavrayış biçimi devam ediyor. Boş durmamak, emekli insanlardan söz ediyoruz benim ve diğer orkestralardan bahsediyoruz. Zihinsel faaliyettir ve şefi takip ediyorlar. Bu da bir zihinsel faaliyettir. Emeklilik diye bir şey onlar için söz konusu değildir aslında. “

“Mandolin çalanların mandolin hikayelerini toplamak istiyorum”

Mümtaz Hakan Sakar, katılımcılardan mandolin çalanların mandolin hikayelerini yazmalarını istediğini ve bu yazıların Sabancı Kültür Sarayı'nda sunulacağını belirtti. Sanatçıların mandolin ile nasıl tanıştıkları ve mandolinin onlar için ne anlama geldiğini izleyicilere aktararak festivalin anlamını daha iyi anlamalarını sağlayacağını ifade etti. "Sabancı kültürü sarayımızın faaliyetinde sergileyeceğiz bu yaptıkları çalışmaları. Mandolin hikayelerine geldikleri zaman festivalde onları görebileceksen bir resim sergisine Mandalina nasıl tanıştıklarını ve mandalinanın onlar için ne anlama geldiğini ve bizim festivalimizin aslında ne anlama geldiğini o yazıları okuyarak çok rahat festivalimize gelen izleyiciler idrak edebilecekler."

Neden mandolin festivali?

Prof. Dr. Mümtaz Hakan Sakar, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki devrimlerin müzik alanında da devam ettiğini ve çok sesli müziğin yaygınlaşmasının Atatürk tarafından ulus devletin oluşumunda önemli görüldüğünü belirtti. Halkın müzikle iç içe olabilmesi için müzik eğitiminin önemine vurgu yaparak, köy enstitülerinin bu sürece katkısını vurguladı. “Aslında biz Cumhuriyetin ilk yıllarında Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimleriyle karşı karşıya kaldık. Şapka devrimi, harf devrimi.. Devrimler, bir gecede yapılır özelliği budur ama gerçekleştirilemeyen hala devam eden bir süreç olarak Musiki devriminden de söz etmek gerekiyor. Artık ülkemizde Atatürk’ün önerdiği çağdaş muhasır medeniyetler seviyesine çıkabilmek için müziği çok önemli bir basamak olarak görmüştür. Ulus Devleti de oluşturabilmek için müziği de çok önemli bir tutkal olarak görmüştür. Bu nedenle çok sesli müziğin yaygınlaşmasını istemiştir. Buna giden yolları da Atatürk kafa yormuştur. Yurt dışına pek çok müzik insanını göndermiştir. Ahmet Adnan Saygun  gibi.. Bunlar yurda döndüğünde çok sesli müziği yaymaya çalışmışlardır. Peki halka nasıl indirgeyeceğiz çpk sesli müziği. Halkın kendisinin de müzikle iç içe olabilmesi için müzik okullardan eğitimcilerden geçiyor. Köy enstitüleri lafı boşuna gelmemiştir. Köylünün kalkınması esastır. “

Destek bekliyorlar…

Sakar, İzmir'de düzenlenen mandolin festivaline destek çağrısında bulunarak, bu desteğin İzmir'i özel kılacağını ve mandolini yeniden canlandıracak ilk şehir olmanın önemini vurguladı. “Desteğe ihtiyacımız var. Bu destek İzmir’i de farklı kılacaktır. İlklerin şehri İzmir.. İlk mandolin festivalini düzenlemiş olmak belki bu kadar önemli değildi ama mandolini canlandıracak, canlandıran ilk şehir olmak bizler için çok önemli. “

Çocukluğumuzun çalgısı

“Mandolin çalgısı çocukluğumuzun çalgısı. Bu kadar insanı bir araya getirebilmek benim için bir gurur kaynağı. Biz sanata sahip çıkıyoruz mandolin örneğinden yola çıkarak. Sanata sahip çıkan bir toplum hayatı daha yoğun ve hayatı daha aydın şekilde yaşar ve sanat yaşamı yorumlar. Hayatı biraz daha derinleştirebilmek için mandolin festivali ile katkı sunmaya çalışıyoruz. Öncelikle kendi coğrafyamıza İzmir’imize sonra da Tüm Türkiye’ye ulaşmaya çalışıyoruz.”

Mandolin festivalinin önemi üzerine konuşan Prof. Dr. Mümtaz Hakan Sakar, mandolinin nostaljik bir çalgı olduğunu ve bu festivalin insanları bir araya getirmenin kendisi için gurur verici olduğunu ifade etti. Sanata verilen desteğin toplumun yaşamını derinleştirdiğini ve daha aydın bir şekilde yaşamayı sağladığını vurguladı. Mandolin festivaliyle bu katkıyı sunmaya çalıştıklarını belirterek, öncelikle İzmir'e ve ardından tüm Türkiye'ye ulaşmayı hedeflediklerini dile getirdi.

Kaynak: Haber Merkezi