SON MÜHÜR - ALPER TEMİZ / Yumurtalık’ta yaşayan balıkçılar, İngiliz BP, Fransız TOTAL, Amerikan TEXACO, İtalyan ENI ve Azerbaycan SOCAR’dan oluşan Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) petrol boru hattı konsorsiyumuna karşı, 2006 yılında açtıkları tazminat davasını 18 yıldır sürdürüyor. Yürütülen davanın avukatlarından İsmail Hakkı Atal, “BTC’nin çevresel tahribatı ve ekonomik zararları nedeniyle açılan dava, Türkiye’nin emperyalist düzenler karşısındaki bağımsızlık mücadelesinin bir örneği olarak dikkat çekiyor. 2006’dan beri Azerbaycan petrolünü Yumurtalık BOTAŞ limanına taşıyan BTC konsorsiyumu (BP, TOTAL, TEXACO, ENI, SOCAR), Yumurtalık’ta balıkçıların av sahasını kapatarak deniz ekosistemine zarar verdi ve balık neslini tüketti. Bu nedenle Yumurtalık balıkçıları 2006’da tazminat davası açtı. 2013’te cesur bir hakim keşif yaptırdı ve bilirkişi raporu, BTC’nin deniz kirliliği ve ekosistem üzerindeki zararını doğruladı. Ancak bu süreçte hakim tayin edilip yerine gelen hakim davayı reddetti. Yargıtay 2015’te kararı bozsa da dava 18 yıldır devam ediyor” diyerek verilen mücadelenin örnek teşkil etmesi gerektiğini vurguluyor.
Balıkçılar ne istiyor?
Atal konuya dair şu bilgileri aktardı, “BTC konsorsiyumu, Yumurtalık’ta liman inşaatı ve deniz ekosistemini bozmasıyla balıkçıların av sahalarını yok etti. Geçim kaynaklarından mahrum kalan balıkçılar, seyahat özgürlüğü ve mülkiyet haklarının ihlali gerekçesiyle tazminat talep etti. 2013 yılında yapılan keşifte akademisyen bilirkişiler, limanın deniz ekosistemine zarar verdiğini ve balık popülasyonunu tükettiğini tespit etti. Ancak davanın seyri, yargı sistemindeki müdahaleler nedeniyle balıkçılar aleyhine değişti. Keşfi yapan hakimin tayini, duruşmadan yalnızca 20 gün önce çıkarken, yerine atanan yeni hakim, 2013’te davayı reddetti. Balıkçıların temyiz talebi üzerine 2015’te Yargıtay bu kararı bozsa da, dava yıllardır sonuçlanamıyor. Bu süreçte balıkçıların büyük kısmı kanser ve kalp krizleri nedeniyle hayatını kaybetti.
"Hükümet 2016’dan beri kanser istatistiklerini gizliyor"
Balıkçıların av sahalarının kaybı, yalnızca BTC limanıyla sınırlı değil. Aynı bölgede faaliyet gösteren Alman Sugözü ve Çinli EMBA termik santralleri de, kanser vakalarının ciddi oranda artmasına neden oldu. Avukat İsmail Hakkı Atal, “2009-2014 yılları arasında kanser vakaları 12 kat arttı. Türkiye genelinde 2002-2016 arasında erkeklerde 12, kadınlarda ise 8 kat artış yaşandı. Ancak hükümet 2016’dan beri kanser istatistiklerini gizliyor” ifadelerini kullandı.
Filistin halkına karşı kullanıldığı iddiası...
Avukat Atal, BTC’nin ekonomik kazanç getirmediğini, aksine zarar oluşturduğunu belirtti. Atal, “2009’da BOTAŞ’ın hazırladığı rapora göre, Türkiye BTC’ye 2.5 milyar dolar harcarken, 3 yılda 210 milyon dolar zarar etti. Ayrıca, BTC limanından İsrail’e petrol sevkiyatı yapıldığı ve bu petrolün Filistin halkına karşı kullanıldığı iddiası, davanın etik boyutunu da gündeme taşıyor” dedi. Yumurtalık balıkçıları ve onların hukuk mücadelesini temsil eden Avukat İsmail Hakkı Atal, davayı sürdürmekte kararlı olduklarını söyleyerek şunları vurguladı, “Küresel kapitalist-emperyalist düzenin yarattığı çevresel ve insani yıkıma karşı mücadelemiz devam edecek. Büyük Önder Atatürk’ün ‘Hattı müdafaa değil, sathı müdafaa esastır’ anlayışını rehber edinerek bu mücadeleyi kazanacağız.”