Milletvekili Bilici; İzmir'in merkezi hükümetten hak ettiği yatırımları alamama durumu, birçok kompleks etkenin bir sonucudur. Bunlar arasında siyasi, ekonomik ve planlama faktörleri yer almaktadır. İzmir'in altyapı durumu, planlama süreçleri ve önceden belirlenmiş stratejik hedefler, bölgeye yapılan yatırımları etkiliyor.
İyi tasarlanmış stratejiler, bölgesel ve kentsel kalkınmayı artırabilir. Bu konuda Valiliğin öncülüğünde, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler bir araya gelerek siyasilerin desteği ile güçlü bir kent lobisi oluşturabilir. Türkiye’nin en büyük şehirlerinden biri olan İzmir, tarih ve kültürle harmanlanmış, masmavi Ege'nin kıyısında parlayan bir incidir. Türkiye için stratejik bir öneme sahip olan ekonomik, kültürel ve tarihi bir merkezdir.
Önemli bir liman ve ticaret şehri olan İzmir, çeşitli sektörlerdeki sanayi tesisleri ve imalat faaliyetleriyle dikkat çekiyor. Ayrıca lojistik merkezi olarak İzmir, Türkiye'nin batısındaki stratejik konumuyla bu açıdan çok önemlidir. Avrupa'ya yakınlığı ve kara, deniz ve hava yollarının kesişim noktasında olması, lojistik sektörünün gelişmesine büyük katkı sağlıyor. Diğer taraftan turizm denince akla İzmir geliyor. Ege denizine olan kıyıları, eşsiz sahilleri, tarihî zenginlikleri, doğal güzellikleri ve kültürel çeşitliliği ile turizm açısından önemli bir destinasyondur.
İzmir'in ekonomik çeşitliliği, stratejik konumu ve turizmi, Türkiye'nin genel ekonomik yapısına birçok şekilde önemli ölçüde katma değer sağlıyor. Tüm bunlara rağmen İzmirliler Türkiye ekonomisine sağladığı katkının karşılığını alamıyor. İzmir’de kamu yatırımları ile özel sektör yatırımları arasında mukayese yapıldığında, İzmir’in kamu yatırımlarından hak ettiği ölçüde faydalanamadığı, şehrin ihmal edilerek, hak ettiği değeri görmediği aşikardır.
Hızlı nüfus artışı ve göç nedeniyle gelişen süreçler ve bu süreçlerde oluşan problemler insanların kentsel yaşam kalitelerini doğrudan etkilemektedir. Sürecin doğal sonucu olarak, özellikle alt yapı sorunu büyümekte, sağlıksız ve plansız yerleşim yerleri oluşmaktadır. Konut açığı bulunan İzmir ilinde, özellikle şehir merkezi ve çevresinde kentleşme sorunu yoğunlaşmış durumdadır. Plansız kentleşme ile üst yapı ve altyapı eksiklikleri birleşince sorunlar zaman içinde birikmiştir.
Son günlerde İzmir’de etkili olan sağanak yağış, sel ve taşkınlara neden olmuş, özellikle altyapı sorunu olan bölgelerde, cadde ve sokaklar yağmur suyu ile dolmuş, birçok esnafta maddi zarar görmüştür. İzmir’de kamu yatırımlarının şehrin önceliklerine göre planlanması, kentin ihtiyaç duyduğu ölçüde kaynak ayrılması, alt yapı ve üst yapısının güçlendirilmesi, toplumsal refahı arttıracak, vatandaşın hayatını kolaylaştıracaktır. İzmir’de yatırımların planlanması ve teşvik edilmesi, İzmir’in üretim gücünü ve sermaye stokunu arttıracaktır.
Herkesin her kesimin ortak paydası olan İzmir’in güçlü bir kent lobisine ihtiyacı var. Amasız, fakatsız sürdürülebilir bir kalkınma ve daha yaşanabilir bir İzmir için güçlü bir lobi oluşturulmalıdır. Şehirlerin gelişim sürecinde karar verici konumda bulunan merkezi yönetim ile Belediyelerin kullandıkları kaynakları takip etmek, denetlemek ve önerilerde bulunmak İzmir’de kentsel yaşam kalitesini arttıracaktır.