İzmir Film ve Televizyon Yapımcıları Derneği (İFTYD) Genel Sekreteri, İFTYD Kuşun Kanadında Sinema; 'Mülteci Sanatçı Olmak' Proje Koordinatörü Tahsin İşbilen, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. “Mülteci Sanatçı Olmak” başlıklı kısa film projesi, İzmir ve Gaziantep’te eş zamanlı olarak hayata geçirildi, diyen İşbilen; “Film burada bir araç; bizim için kıymetli olan bu yolculuk. Bu yolculukta hem mülteci arkadaşlarımızla hem mülteci olmayan arkadaşlarımızla birlikte yol yürüdük” dedi.
"Kuşun Kanadında Sinema; Mülteci Sanatçı Olmak"
İşbilen, derneğin temel amacının hem nitelikli film üretimini desteklemek hem de bu filmler aracılığıyla geniş bir izleyici kitlesi oluşturmak olduğunu belirtti. "İzleyici kültürü oluşturmak adına hem atölyeler düzenliyoruz hem de film gösterimleri yapıyoruz” diyen İşbilen, İzmir Film ve Televizyon Yapımcıları Derneği (İFTYD) ve Suriye Film Enstitüsü’nün iş birliği ile, Avrupa Birliği destekli CultureCIVIC: Kültür Sanat Destek Programı kapsamında düzenledikleri “Kuşun Kanadında Sinema; Mülteci Sanatçı Olmak” kısa film projesi hakkında bilgi verdi. İşbilen; “İzmir Film ve Televizyon Yapımcıları Derneği (İFTYD), amacımız nitelikli film üretimini desteklemek ve bir izleyici kültürü oluşturmak. Dolayısıyla biz bunu sağlayabilecek birtakım üretimler yapıyoruz, atölyeler aracılığıyla hem film üretimi gerçekleştiriyor hem de film gösterimi yaparak izleyici kitlelerinin oluşmasına katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Bu projeden önce de ‘Sinema Birleştirir’ diye bir proje yapmıştık. Farklı sivil toplum örgütlerindeki arkadaşlarımız, sinema öğrencileri ile birlikte dertlerini anlattıkları kısa filmler çekti. Kadın sorunu, mülteci sorunu gibi. Onu da CultureCIVIC programından destek alarak yaptık. Yine bu programda kentler arası ağ geliştirme açık çağrısı vardı. Biz de buna başvurduk. Çağrıya başvururken de ‘mülteci sanatçı olmak’ diye bir başlık koyduk” diye konuştu.
“Film bir araç, kıymetli olan bu yolculuk”
“Mülteci Sanatçı Olmak” başlıklı kısa film projesi, İzmir ve Gaziantep’te eş zamanlı olarak hayata geçirildi, diyen İşbilen; “Mülteci konusunda çok şey yapıldı ancak mülteci sanatçılar ne yapıyor, bunu pek bilmiyoruz. Evet, biz arkadaşlarımızla konuşurken önce tabii bir farkındalık atölyeleri yaptık. Mülteci sanatçılarla konuştuk. Mülteci sanatçılardan mültecilikle ilgili bir şey yapmak zorundaymış gibi talepler oluyor. Biz ilk toplantılara başladığımızda biraz böyle Birleşmiş Milletler gibiydi. Paris’ten, İngiltere'den, Kanada’dan, dünyanın dört bir tarafında sinemacılar var ama ağırlıklı olarak Gaziantep'te çalışıyorlar. Dolayısıyla biz hem Gaziantep'te hem burada projeye bir kısa film projesine başladık. Temel üst başlığı, mülteci sanatçı olmak konulu iki tane kısa film yaptık. Yani film burada bir araç; bizim için kıymetli olan bu yolculuk. Bu yolculukta hem mülteci arkadaşlarımızla hem mülteci olmayan arkadaşlarımızla birlikte yürüdük. Dolayısıyla insanlar birbirlerini tanıdılar. Gaziantep’teki arkadaşlarımız orada, İzmir’deki arkadaşlarımız filmi Basmane’de çekti” diye konuştu.
“21 Ekim’de izleyiciyle buluşacak”
İşbilen, mülteci sanatçılar ve diğer sinemacılar arasında gerçekleştirilen kültürel diyalogların önemine değindi. İşbilen, “Birikimlerin bir şekilde karşılıklı kültürel diyaloglarla da beslenmesi bence bizim projemizin en güçlü taraflarından biri” diyerek projenin temel dinamiklerinden birini vurguladı.. “Bir tarafta mülteci sinemacılar, bir tarafta mülteci olmayan sinemacılar birlikte üretim yaptılar. Birlikte bir şey anlattılar ve birlikte birbirlerini anladılar” diyen İşbilen, bu etkileşimin getirdiği faydalara da dikkat çekti. Yanlış anlama ve öğrenme süreçlerinin de yaşandığını ifade eden İşbilen, “Yanlış anladıklarını düzelttiler, öğrendiler. Öğrettiler, öğrendiler” şeklinde konuştu. Projeden ortaya çıkan iki kısa film, 21 Ekim’de Fransız Kültür Merkezi’nde gösterime girecek diyen İşbilen, bu gösterimle birlikte filmlerin yeni bir yolculuğa başlayacağını belirtti.