Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Köyü'nde, 8 yaşındaki Narin Güran’ın başına 21 Ağustos 2024'te Kur'an kursundan çıkıp evine dönerken ne geldiği hâlâ gizemini koruyor. Son olarak evine giden patika yolda, saat 15.15’te köy okulunun güvenlik kamerasına yansıyan Narin’in evinde ya da evine yakın bir yerde öldürüldüğü düşünülüyor. Ancak cinayetin üzerinden bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen, Narin’i kimin ya da kimlerin neden öldürdüğü hâlâ bilinmiyor. Cesedinin Eğertutmaz Deresi’nde 19 gün sonra bulunması, birçok delilin kaybolmasına yol açarken, ilk günlerde yapılan hatalar soruşturmayı zorlaştırıyor. Peki, Narin’in kaybolması sonrasında yapılan hatalar nelerdi?

DNA incelemesi yapıldı

Narin Güran’ın saat 15.15'te evine doğru gittikten sonra kaybolduğu bilinirken, ilk günlerde ev ve çevresinde cinayetle ilgili DNA ya da diğer delilleri bulmaya yönelik bir arama yapılmadı. Bu eksik aramalardan biri de Güran’ın öldürüldüğü iddia edilen ahırdı. Ahırda arama, ancak Nevzat B.'nin itirafından sonra, 21 Eylül'de, yani cinayetten 32 gün sonra gerçekleştirildi. Buradaki aramada bulunan iki sigara izmariti Van Jandarma Kriminal Laboratuvarı'na gönderildi. Ayrıca, Nevzat B.'nin gözaltına alınmasından sonra evinde hemen bir arama yapılmadı; 10 Eylül'de tutuklanmasına rağmen evinde arama ancak yedi gün sonra gerçekleştirildi.

Telefonlar neden zamanında dinlenemedi?

DW Türkçe'den Alican Uludağ'ın hazırladığı habere göre, soruşturma ekipleri, başından itibaren Narin'in ailesini de olası şüpheliler arasında değerlendirmedi. İlk etapta aile ve yakın akrabalarının telefonları dinlemeye alınmadı. Telefon dinleme işleminin, Narin Güran'ın kaybolmasından ancak dört gün sonra başlatıldığı öğrenildi. Ayrıca, Narin'in kaybolduğu ilk günlerde anne, baba, kardeşler ve amcaların telefonlarına el konulmaması, soruşturmadaki önemli eksikliklerden biri olarak öne çıktı. Zira başta tutuklu amca Salim Güran olmak üzere birçok şüpheli, aile bireylerinin de soruşturmaya dahil edilme ihtimaline karşı görüşme kayıtlarını silmişti. Eğer soruşturmanın ilk aşamasında bu kişilerin telefonlarına el konulsaydı, görüşme kayıtları delil olarak dosyaya eklenebilirdi.

Kamera incelenmedi

Narin Güran aranırken, köyü ve gömüldüğü yeri gören askeri üssün kameraları incelenmedi. Eğer bu kameralar, Narin'in kaybolduğu 21 Ağustos saat 15.15'ten sonraki zaman dilimi için kontrol edilseydi, Nevzat B.'nin Narin'i dere yatağına gömdüğü anlar tespit edilebilirdi. İlk günden itibaren Nevzat B.'nin gözaltına alınmasıyla amca Salim Güran ve diğer şüphelilere ulaşılabilir, böylece cinayete ilişkin delillerin kaybolmasının önüne geçilebilirdi.

Soruşturmada geç kalındı

DW'ye konuşan suç araştırmaları uzmanı Mesut Demirbilek, kayıp vakalarında ilk 24 saat geçtikten sonra olayın cinayet olasılığıyla ele alınması gerektiğini vurgulayarak, "Artık 24 saatten sonra cinayet gözüyle bakarsınız. Öyle bakılsaydı cesede ve delilere daha önce ulaşılırdı. Şüpheliler kendi kurgularını yapmazdı" değerlendirmesini yaptı. Narin Güran'ın kaybolduktan sonra ilk 9-10 gün çalışmaların "kayıp" olarak devam ettiğine işaret eden Demirbilek, cinayet soruşturmasının çok geç başladığı görüşünü paylaştı. Demirbilek, "Olaya cinayet olarak geç bakıldı. Kayıp olarak aranan bir dokuz gün var. İlk on gün kimsenin telefonlarına bakılmadı. Dokuzuncu günden sonra şüpheler oluşmaya başlamış" dedi.

''Aile bireyleri, komşular ve arkadaşları mercek altına alınmalıydı''

Emekli Emniyet Müdürü Mesut Demirbilek, 12 yaşından küçük çocukların kaybolmasında ilk 24 saatin kritik olduğuna dikkat çekerek, "Hatta ilk saatler önemlidir. Her geçen saat, araştıranlar için işin şeklinin evrilmeye başlamasına neden olur. Artık hayatını kaybetmiş olabileceğini düşünürsünüz. Genel pratiklerde 24 saatten sonra aramayı kesmeyeceksiniz ancak 24 saat sonra sanki bu iş cinayetmiş gibi araştırmalar yapmak zorundasınız" dedi. Demirbilek, bu zaman diliminden sonra gelen ihbarların değerlendirilmesi ve olaya cinayet vakası olarak yaklaşılmaya başlandığını belirtti. Ayrıca, çocuk cinayetlerinin yüzde 98'inde birinci ya da ikinci dereceden yakın akrabalara bakılması gerektiğine işaret eden Demirbilek, "Hemen filtreleme yapmanız lazım. Narin olayında 50 hane var orada. Bir kız çocuğunun öldürülmesi noktasında hemen aile bireyleri, hemen yanındaki komşular, arkadaşların mercek altına alınması gerekiyordu. Elemeler yapınca geriye 10 şüpheli çıkar. On şüpheli amcasıdır, komşusudur, kendi abisidir. Bir ve ikinci halkaya bakarsınız. Bunların üzerinde araştırma yaparsınız. Onların üzerinde hareketleri, size daha şüpheli hareketleri varsa birçok şeyi görmeye başlarsınız."

''Araştırmalarda gecikmeler oldu''

Demirbilek, amca Salim Güran'ın aracında Narin'in vücut sıvılarına ait DNA örneği bulunmasına dikkat çekerek, "Vücut sıvısı varsa boğulma vardır. Boğulma sırasında vücut köpük veya idrar bırakır. Onların olay yerine bulaşma ihtimali çok yüksektir. Olayın sıcak olduğu anlarda, daha deliller ortadan kaybedilmeden ev ve komşu araştırmaları olay yeri inceleme mantığıyla yapılması gerekiyordu. Siz çıplak gözle girdiğinizde olay yerinde bir şey göremezsiniz. Onu olay yeri inceleme uzmanları özel ışıklarla araştırır. Narin olayında bu tür araştırmalarda gecikmeler olduğunu düşünüyorum" diye konuştu. Demirbilek, 19 gün sonra bulunduğu için cesette bir bulguya rastlanamadığını, tek tespitin boğularak öldürüldüğü olduğunu kaydetti. Tutuklu şüpheli Nevzat B.'nin çelişkili üç ifade verdiğini anımsatan Demirbilek, cinayetin nedeni konusunda ortaya farklı senaryolar atıldığına dikkati çekti. Ancak cinayet olaylarına önyargılarla bakılamayacağını kaydeden Demirbilek, "Olay senaryolarla yaklaşamazsınız. Cinayet soruşturmasının şablonlar hazırlarsınız. Ona göre delile ulaşmaya çalışırsınız. Ancak o senaryoların etrafta yoğun bir şekilde uçuşması olayın bir hukuki bir süreçle yürütülen bir soruşturma olmasına zarar verir. Ben zarar verdiğini de düşünüyorum" dedi.

''İfadeler yeterli değil''

Demirbilek, soruşturmada 12 kişinin tutuklandığını ve cinayete iştirak etmekle suçlanan amca, anne, Nevzat B. ve ağabey E.G.'nin yazışmaları sildiğini vurgulayarak, "Suça iştirak konusunu tek ifadeyle kanıtlamak hukuki olarak kolay değildir. Çok de geçerliliği olmayabilir. Benim korkum şu. Sadece soruşturma, şu anki ifadeler seviyesinde kalırsa bunları destekleyen somut deliler ortaya konulmazsa bu sanıklar birkaç yıl içinde serbest kalabilirler. Bu nedenle savcının işini zor görüyorum. İfadelere yönelik bir iddianame hazırlanırsa bu kişilerin ileride serbest kalma olasılığı çok yüksek olur" Ayrıca Demirbilek, Ağrı'da öldürülen Leyla davasını hatırlatarak, bu olayda da şüphelilerin birkaç yıl sonra serbest kalıp beraat ettiğini hatırlattı.

Kaynak: HABER MERKEZİ