İSTANBUL HABERLERİ

Neşe Özkan’ın estetik ameliyatı sonrası ölümü şüpheli: eşi adalet mücadelesini sürdürüyor

Karın gerdirme ve göğüs küçültme ameliyatı sırasında yaşadığı komplikasyonlar sonucu hayatını kaybeden Neşe Özkan’ın cenazesi otopsi için açıldı. Ailesi, ölümün ardından adaletin sağlanmasını talep ediyor.

İstanbul'da geçirdiği estetik ameliyat sonrası hayatını kaybeden sosyal medya ünlüsü Neşe Özkan’ın (27) cenazesi, ailesinin talebi ve savcılığın talimatıyla otopsi yapılmak üzere açıldı. 2 çocuk annesi Özkan, 18 Aralık'ta karın gerdirme ve göğüs küçültme ameliyatı geçirdiği İstanbul'un Gaziosmanpaşa ilçesindeki özel bir hastanede, 5 saat süren operasyonun ardından yoğun bakıma alınmış ve burada kalbi durarak yaşamını yitirmişti.

Özkan'ın ölümünün ardından, eşi İskender Özkan, hastane hakkında suç duyurusunda bulunarak, eşinin ameliyat öncesinde gerekli tetkiklerin yapılmadığını iddia etti. Özkan ailesinin avukatı Ayşegül Mermer, Neşe Özkan’ın geçmişte kalp rahatsızlığı geçirmiş olduğunu belirterek, kardiyolojik bir konsültasyon yapılmadan ve kişiye özel tetkikler yapılmadan ameliyat sürecinin başlatılmasının yanlış olduğunu söyledi.

Aile, şüpheli ölüm üzerine Bursa Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsi işlemiyle gerçeklerin ortaya çıkmasını talep etti. Otopsi raporunun beklenmesiyle birlikte, Neşe Özkan’ın cenazesi 25 Aralık'ta yeniden toprağa verildi.

Bu ölüme 'doğal ölüm' demesini de biz şaşkınlıkla karşıladık

Süreç ile ilgili açıklama yapan Özkan ailesinin avukatı Ayşegül Mermer, "Müvekkilim eşinin vefatından sonra bir hukuk mücadelesine girişmiştir. Ancak sorumlu hekim bu hukuk mücadelesini sosyal etkileşimle, hatta onun deyimiyle 'takipçi kasma' ile nitelendirmesi hakikaten bizim tüylerimizi ürpertmiştir. Ayrıca bir vefattan sonra, iki çocuk annesi, genç bir kadının vefatından sonra bir başsağlığı dilememesini de kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Sorumlu hekim, rahmetli Neşe Özkan'ın ameliyatının 4- 5 saat sürebileceğini söylüyor. Ardından da diyor ki, 'Ben günde 4- 5 tane bu tip ameliyatlardan yapıyorum. Hatta ayda 150- 200 ameliyatı buluyor bu'. Şimdi böyle bir durumda, 4- 5 saat süren bir ameliyatın günde 5 tane yapılabilmesini bırakın, yapılırken özen gösterilebilmesi insan doğasına aykırı. Tıbbi gereklere zaten aykırı, insan doğasına da aykırı. Kaldı ki rahmetli Neşe Özkan'ın bir kalp hikayesi var geçmişte. Kalp ameliyatı geçirmiş. Böyle bir hastanın kendisine geldiğinde bir kardiyolojiden konsültasyon alınmadan, kişiye özel tetkikler yapılmadan, bunda bir sakınca görmüyorum diyerek süreci başlatması hayatın olağan akışına aykırı. Bu durum dahi sorumluların sadece maddi beklenti ve motivasyonla hareket ettiğini göstermektedir. Sorumlu hekim beyanında ayrıca, vefattan sonra otopsinin yapılmamasını şaşkınlıkla karşıladığını, buna inanamadığını söyledi. Vefatın ardından ölüm belgesini veren hastanenin, bu ölüme 'doğal ölüm' demesini de biz şaşkınlıkla karşıladık. Sorumlu hekim, 'Bu ameliyat 4- 5 saat sürüyor' diyor. Oysaki Neşe Özkan'ın ameliyatının başlamasından 1 saat 15 dakika sonra ameliyatı terk etmiş. Bu bir iddia değil. Bu, hastaneden alınan kamera kayıtlarıyla sabit bir durum. Sayın savcıdan mezarın açılması talebinde bulunduk. Bütün maddi gerçeklerin ortaya çıkması için de yüce Türk adaleti talebimizi uygun gördü ve otopsiye gönderdi. Şu an bu raporu bekliyoruz. Sorumlu hekim meslek hayatı boyunca sadece 3 hastasının vefat etmiş olmasını övünerek söylüyor. Şimdi bir vefatın binde bir, milyonda bir, milyarda bir olmasını mazur mu görmeliyiz? Bunun başarı mı saymalıyız?" dedi.

'Acımızı, çocuklarımla birlikte, yüzleşeceğiz ve yaşayacağız'

Adaletin tecelli edeceğine inandığını söyleyen İskender Özkan ise, "Ben bu süreçte artık hukuk tarafında sadece avukatımla iletişime geçip, bu süreçte kendisine olabildiğince yardımcı olmayı ve bu mücadeleyi birlikte sürdürmeye, devam etmeye çalışacağım. Hastane ve doktorla alakalı artık çok fazla konuşmak istemiyorum. Sadece şunu dile getirmek istiyorum. Avukatımız zaten açıklamalarında doktorun ve hastanenin ihmalleri gerçekten çok fazla. Bunlarla alakalı yargı zaten gerekli cezayı onlara verecektir. Ben şu an aileme ve çocuklarıma odaklanmış durumdayım. Çünkü çocuklarımız küçük, 2,5 ve 5,5 yaşlarındalar. 5,5 yaşındaki çocuğum için annesinin vefatını ona nasıl söyleyeceğimi düşünüyorum ve bununla alakalı profesyonel destek almaya çalıştık. Şimdi önümüzdeki birkaç gün çocuğumla vakit geçirerek ona bu durumu anlatmaya çalışacağım. Acımızı, çocuklarımla birlikte, yüzleşeceğiz ve yaşayacağız. Süreçle alakalı Ayşegül Hanım zaten gereken açıklamaları devamında da yapacaktır. Türk yargısına güveniyorum. Ben de bir polis memuru olarak umarım en kısa zamanda adalet tecelli eder ve sonucunda biraz da olsa vicdanlar rahatlar" diye konuştu.