Eğitimciler İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanarak Öğretmenlik Meslek Kanunu'na karşı basın açıklaması yaptı. Hürriyetçi Eğitim-Sen, Eğitim-Sen, Eğitim-İŞ, Anadolu Eğitim-SEN, TEÇ-SEN ve Öğretmenler Sendikası'nın katıldığı açıklamada, Bakan Tekin'e çağrı yapıldı. 


Eğitim-İŞ İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Özgür Şen tarafında yapılan açıkalamada ÖMK'nın kabul edilmesinin yaratacağı sounlar anlatılarak şu ifadeler kullanıldı: 
"Millî Eğitim Bakanlığı’nın, eğitimin bileşenlerinin görüşlerini almadan masa başında hazırladığı Öğretmenlik Mesleği Kanunu (ÖMK) geçtiğimiz yasama dönemi sonunda TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanmış ve kanunun ilk 22 maddesi bütün eleştiri ve itirazlara rağmen kabul edilmiştir.  Eğitimin ana bileşenlerinden birisi olan eğitim ve bilim emekçilerini yok sayan, taleplerine ısrarla kulak tıkayan MEB, sürecin başından bu yana bildiğini okumaya devam etmeyi sürdürmektedir. Eğitim sendikalarının, halen görevde olan ve atama bekleyen bir milyonu aşkın öğretmenin taleplerini yok sayan ÖMK’ye yönelik eleştiri ve önerilerimizin ısrarla görmezden gelinmesi bizler açısından kabul edilemez bir durumdur.  

Whatsapp Image 2024 10 02 At 17.52.52 (1)


Daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hükümler yeniden düzenlenmeden teklifte yer alıyor. Özellikle aday öğretmenlik süreci, bu sefer hazırlık eğitimi adı altında güvencesiz bir hale getirilmiştir. Unvan ayrımı kabul edilemez. Uzman öğretmen ve başöğretmen unvanları, görevde herhangi bir yetki farklılaştırması olmadan korunmuştur. 


Bu kanun teklifinde öğretmenin hakları yoktur. Görev ve sorumluluklar detaylandırılırken, öğretmenin sosyal hakları, kürsü dokunulmazlığı, dinlenme ve tatil hakları gibi konular yok sayılmıştır. ÖMK kanun taslağı gerek hazırlanış biçimi gerekse sınırlı içeriği açısından meslek kanunu olmaktan çok uzaktır. Öğretmenlik mesleği gibi 17 milyonu aşkın öğrencinin eğitim hakkını ve bir milyonun üzerindeki öğretmenin mesleğini, çalışma koşullarını, ekonomik ve özlük haklarını böylesine sığ ve dar bir çerçevede düzenlemekte ısrar etmek doğru değildir.  MEB gerçek bir meslek kanunu hazırlamak istiyorsa ILO ve UNESCO ortak belgesi olan; ‘Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi’ metni esas alınmalıdır. Sadece öğretmenlerin değil tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, demokratik, özlük haklarını iyileştirmek amaçlanmalı, mevcut hakları koruyan, eşit işe eşit ücret ilkesine dayanan, adil ve kapsayıcı bir meslek kanunu hazırlanmalıdır. Siyasi iktidar ve Millî Eğitim Bakanlığı sesimizi duymalı, taleplerimize kulak vermelidir. "


"Mesleği itibarsızlaştıan yasayı kabul etmiyoruz"


Eğitim-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Nafiz Ceylan ise yasayı kabul etmediklerini ifade ederek şunları söyledi: 


"Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran ve emeğimizi değersizleştiren, ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlarımıza çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, özlük haklarımızı zayıflatan, çalışanlar arasında ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren bu ÖMK’yi kabul etmiyoruz.
Bizler, bu yasa tasarısına karşı haklı kaygılarımızı ve muhalefetimizi dile getirmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde basın açıklaması ve günlerce süren barışçıl oturma eylemleri gerçekleştirdik. Sizlerle omuz omuza orada mücadele ettik. Protesto etmek, öğretmenlerin ve bütün eğitim emekçilerinin gerçek ihtiyaç ve isteklerini yansıtan bir yasa talep etmek bizlerin yani sendikaların en demokratik hakkıdır.


Ancak 9 Temmuz 2024 tarihinde Eğitim Sen üyeleri ağır polis şiddetine ve haksız göz altılara maruz kalmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı’nı  öğretmenlerin sesine kulak vermeye ve öğretmenlik mesleğini gerçekten güçlendirecek bir yasa hazırlamaya davet ediyoruz.

Whatsapp Image 2024 10 02 At 17.52.53


"Kölelik koşulları devam ediyor"


Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası adına konuşan Sendika İzmir İl Temsilcisi Rabia Atbaş kölelik düzeni vurgusu yaparak şöyle konuştu:
"Duymayanlar, bilmeyenler için en sade haliyle bir kez daha tekrar edelim. Öğretmen Sendikası 3 yıldır şunu soylemektedir. Özel öğretim kurumlarında kölelik koşulları hüküm sürüyor ve Milli Eğitim Bakanlığı bu durumu sadece izliyor. Bu düzen son bulmak zorundadır. Yuzbinlerce öğretmen, veliler, meslek örgütleri, öğrenciler, tüm toplum  öğretmenler asgari ücretle çalıştırılmamalı derken Milli eğitim Bakanlığı buna kulağını tıkayamaz. 2014 yılına kadar var olan taban maaş yasasını geri getirmeye yetkisi olmadığını söyleyen bir bakanın hiçbir şeye yetkisi yok demektir. Bu yetkisizlik istifadan başka bir yola çıkamaz. "
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e seslenen Atbaş "Siz kimin bakanısınız Sayın Tekin? Çünkü bizim bakanımız öğretmeni karşısına, patronları ve sermayelerini yanina almaz. Çünkü bizim bakanımız cebinden başka bir şey düşünmeyen, eğitim yuvasını ticarethaneye çeviren patronların sözünü değil, her zaman doğruyu dile getiren öğretmenin sözünü dinler, duyar, uygular. Bizim bakanımız öğretmeni kölelik koşullarına mahkum etmez. Sahi bütün bunları yapmazken siz kimin bakanısınız?" diye sordu.

Whatsapp Image 2024 10 02 At 17.52.52

Muhabir: ALPEREN ÖZDEMİR